Birçoğumuz için kısa bir süre öncesine kadar bir bilim kurgu fantezisi sayılabilecek bir olay gerçek olmaya yakın. Bilgisayarların yakın bir gelecekte insan beynini manipüle edebilecek teknolojilere sahip olabileceği düşünülüyor.

Beynimiz vücudumuzdaki en karmaşık organlardan biri. Her ne kadar beynin çalışma şekli konusundaki belirsizlik sürse de bilim insanları çok yakın bir gelecekte insan beyninin manipüle edilebileceği, bilgisayarların insanların beyinlerindeki anıları silebileceğini, yerine yeni veriler koyabileceğini öne sürüyor.

Bu nedenle insan hakları savunucuları kişinin özel alanı ile ilgili yasaların gelişen teknolojiye göre uyarlanmasını istiyor.

Konuyla ilgili İngiliz the Independent gazetesinde bir makale kaleme alan Ian Johnson durumun vahametine işaret ediyor.

Johnson bilim insanlarının şu anda insanların sadece davranışlarını ve beyin dalgalarını inceleyerek kişinin sol eğilimli mi sağ eğilimli mi olduğunu tespit ettiğini belirterek yapılan deneylerde yeni nesil bilgisayarların kişilerin ne düşündüğünü yüzde 70 oranında başarıyla anladığına dikkat çekti.

Johnson’a göre Facebook da insanların sadece düşünce gücü kullanarak yazı yazmalarını sağlayacak bir teknoloji üzerinde çalışıyor.

Yine tıp alanında da sadece düşünce gücüyle hareket ettirilebilen biyonik uzuvlar geliştirilebilirken, telepati konusunda da ciddi deneyler yapılıyor.

Felçli, uzuvlarını kaybeden insanlar için büyük bir gelişmeyi ifade eden, yazı yazmayı kolaylaştıran, çok uzak mesafelerden iletişimi inanılmaz hızlı bir hale getirebilecek bu teknoloji tersine de kullanılabilir.

Bu konudaki en büyük tehlikeler bilgisayarlar tarafından kişilerin beyinlerindeki verilerin değiştirilmesi, hatta düşünce şekillerinin farklılaştırılması, beyindeki verilerin izinsiz bir şekilde depolanması ve hatta ve hatta kopyalanması olarak gösteriliyor.

Son dönemde bu oldukça popüler bir tartışma konusu. Bilim etiği konusunda çalışan uzmanların Life Sciences ile Society and Policy jurnallerinde bu konuda üst üste makaleler yayınlamış durumda. Bilim insanları nörobilimler konusundaki gelişmelerin korkutucu bir noktaya geldiğini ve insan hakları yasalarının bu tehlikelerden bireyi koruyacak şekilde genişletilmesini istedi.

Yani yakın bir gelecekte kişinin “zihinsel varlıklarının bütünlüğü”, “zihinsel ürünlerin kişiselliği”, “zihinsel ürünlerin telifi ve kullanımı” konularındaki düzenlemeleri hukuk alanında göreceğiz.

Bilim insanları bu alandaki teknolojinin uygulanmasının son derece katı kurallara bağlanmasını istiyor. Yani kişinin rızası dahi olsa beyniyle ilgili teknolojik uygulamalar ancak istisnai durumlarda kabul edilebilecek.

Bazı fütüristler insan beyninin tüm fonksiyonlarıyla 2035 yılında bilgisayara kopyalanabileceğini düşünüyor. Yani bir insanı kendisi yapan tüm beyinsel faaliyetler bir bilgisayarda sonsuza kadar yaşayabilir. Teknoloji buraya vardığında nasıl bir etik tartışmasının içinde kalacağımızı ise zaman gösterecek.