Bir asır öteden tuğla üretimi
Eski harman tuğla ocakları birer birer kapandı. Dicle Nehri kıyısına hakim bir alanda 55 yıldır, 100 yıl önceki tekniklerle tuğla üretimini sürdüren 3 kardeş var.
Eski harman tuğla ocakları birer birer kapandı. Dicle Nehri kıyısına hakim bir alanda 55 yıldır, 100 yıl önceki tekniklerle tuğla üretimini sürdüren 3 kardeş var.
Amed'de bir dönem Kırklar Dağı arkası ile Dicle Nehri'nin Ongözlü Köprüsü'nden aşağıya uzanan bölgede tuğla imalathaneleri vardı. Kent ihtiyacını karşılamakla yetinmez çevre illere de gönderiliyordu. Gelişen teknoloji ile daha ucuza mal edilen yeni tuğlalarla rekabet zorlaşınca teknolojiye ayak uyduranlar oldu ama diğer harman tuğlacıları birer birer kapanmaya başladı. Geleneksel üretimde ısrar edip devam edenler de var. İşte Dicle Nehri kıyısına hakim bir alanda 55 yıldır tuğla üreten 3 kardeş, 100 yıl önceki tekniklere sadık olanlardan.
Ramazan, Bedri ve Seyfettin Sümer kardeşler, yaklaşık 55 yıl önce başladıkları harman tuğla işini ilk günkü koşullarda sürdürüyor. Bismil yakınlarında Dicle Nehri kıyısında tarla sahiplerine para ödeyerek kamyonlarla getirttikleri toprağı aylar süren çalışmalar sonucunda harman tuğlaya dönüştüren Sümer kardeşler, bir dönem yüzden fazla harman tuğla üretim yerinin bulunduğu Amed'de bugün bu işi yürüten tek ocak.
YAŞADIĞI SÜRECE DEVAM EDECEK
Emektar tuğla ustası kardeşlerden 65 yaşındaki Seyfettin Sümer, "Ben kardeşlerimin başlamasından iki yıl sonra harman tuğla imalathanesinde çalışmaya başladım.Tam 53 yıl etti. Bu işten başka bir iş bilmem. Burada çalışmak zorundaydım. Galiba yaşadığım sürece bu işi yapacağım" dedi.
TOPRAK TEMİNİ DE ZORLAŞIYOR
Harman tuğlanın ham maddesi olan toprağı zor temin ettiklerini dile getiren Seyfettin Sümer, daha önce Kırklar Dağı'nın arka taraflarından toprak temin ettiklerin, ancak o bölge Dicle Üniversitesi'ne verilince artık oradan alamadıklarını söyledi. Yıllardır tuğlanın ham madesi toprağı Bismil yakınlarında Dicle Nehri kıyılarından temin ettiklerini ifade eden Sümer, "Toprak getirdiğimiz nokta hangi tarlanın yakınında ise o tarla sahibine para ödüyoruz. Elbette zaman zaman sıkıntı çekiyoruz" diye konuştu.
SADECE KENDİLERİ ÇALIŞIYOR
Harman tuğlacılığın dışarıdan kolay gibi gözükse de maliyetli ve çok emek isteyen bir iş olduğunu anımsatan Seyfettin Sümer, maliyetlere dikkat çekerek, bu koşullarda işçi çalıştırmadıkları halde ancak geçinebildiklerini söyledi. Sümer'in paylaştığı maliyetler şöyle: "Her kamyon toprak için tarla sahiplerine 150, kamyon sahibine 350, kepçeciye de 300 lira ödüyoruz. Ancak iş bununla da bitmiyor. Bir de toprağın tuğlaya dönüştürülmesinde kömür ve mazot kullanıyoruz."
SABIR VE EMEK İSTİYOR
Kardeşlerden Ramazan Sümer ise harman tuğla işinin çok emek ve sabır istediğini belirtti. Toprağı imalathaneye getirdikten sonra onu çamura dönüştürdüklerini ve 15 saat beklettiklerini kaydeden Sümer, sonrasını şöyle anlattı: "Çamur şekil alacak kıvama geldikten sonra bunları ahşap kalıplara dolduruyor ve güneşe bırakıyoruz. Havanın sıcaklığına göre kimi zaman 12 gün kimi zaman bir ay güneşte kalıyor. Ham kalıplar kuruduktan sonra bunları bir kat tuğla, bir kat kömür olmak üzere piramit şeklinde yaptığımız fırınlara koyuyoruz. Sonra piramidin çevresini çamurla sıvıyoruz. Son iş olarak da üstten mazot boşaltıp yakıyoruz. Piramidin alt kısmında açtığımız bacalar sayesinde hava alıyor ve bu şekilde bütün ham tuğlalar yavaş yavaş pişmeye başlıyor. Haftalarca sürüyor bu işlem."