Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) kapsamında bu yıl 24’üncüsü düzenlenen Taraflar Konferansı (COP)‘ta, küresel ısınmayı önleme amaçlı uygulamalara dair kurallar belirlendi. 200’e yakın ülkenin katıldığı Polonya’nın Katowice şehrindeki COP24 zirvesi, kimi ülkelerin müzakereleri uzatması nedeniyle bir gün gecikmesi olarak sonlandı.
Konferans sonunda 2015 yılındaki Paris COP21 konferansında kabul edilen İklim Anlaşması’nın uygulanabilmesi için belli başlı kurallar belirlendi.
Küresel ısınmanın 19’uncu yüzyıl seviyesine oranla en fazla 1,5 ile 2 dereceyle sınırlandırılmasını öngören İklim Anlaşması’nın maddelerinin uygulanabilmesini amaçlayan bu kuralların başlıcaları şöyle:
-
2020 yılından itibaren üye ülkeler her iki yılda bir sera etkili gaz salınımlarının ne düzeyde düşürüldüğüne dair raporlar sunacaklar.
-
Anlaşmaya taraf ülkeler, sera etkili gaz salınımlarına dair ölçümlerini bilimsel olarak tanınmış metotlarla yapmak zorundalar.
-
2023’ten itibaren her 5 yılda bir değerlendirme yapılacak ve taraf ülkelerin sera etkili gaz salınımlarını azaltmaya dair aldıkları önlemlerin yeterliliği ölçülecek.
-
Sanayileşmiş ülkelerin, ‘istemeleri durumunda’, gelişmekte olan ülkelere yapacakları iklim yardımlarının ne denli küresel ısınmayı önlemeye yönelik olduğu belgelenmek zorunda. Mali yardımların özellikle doğal afetlere karşı önlemler ile yenilenebilir enerjilerin payının arttırılmasına yönelik projelere verilmesi gerekecek.
-
BM tarafından oluşturulacak bir komite, ülkelerin bizzat koydukları sera etkili gaz emisyonlarını azaltma hedeflerini tutturmak için ne tür çabalar sarfettiklerini kontrol edecek.
-
İklim konusundaki hedeflerini yerine getirmeyen ülkeler, uluslararası ticarette geçerli olacak ‘CO2 Sertifikası’ uygulamasından yararlanamayacak. Ayrıca bu ülkeler uluslararası toplum önünde iklim konusundaki tavırları nedeniyle teşhir edilecek.
BİRÇOK ÜLKE MÜZAKERELERİ TIKADI
Polonya’daki COP24 konferansının normal şartlarda Cuma günü sonlandırılması hedefleniyordu. Ancak iklimsel değişikliklerin küresel ısınmadan kaynaklandığı tezini reddeden ABD yönetiminin yanı sıra Jair Bolsonaro’nun devlet başkanlığına seçildiği Brezilya ile birçok petrol üreticisi ülkenin müzakereleri uzatttığı dikkatlerden kaçmadı.
Brezilya, önümüzdeki yıl için planlanan COP25 konferansına ev sahipliği yapmaktan vazgeçerken, müzakerelerin bir gün uzamasına neden oldu.
ABD’li yetkililerin ise, Donald Trump’ın 2020’de anlaşmadan çıkma kararına rağmen müzakerelerden tavizler koparma kaydıyla tümüyle karşıt bir pozisyon almak istemedikleri bildiriliyor.
OLUMLU YÖNLERİ DE VAR
İklim Anlaşması’nın bugüne kadarki en zayıf noktası olarak taraf ülkelere hiçbir caydırıcılık getirmiyor olması gösteriliyordu. Bu ise, ülkelerin iklimsel değişikliklere yol açacak küresel ısınmayı ekonomik gerekçeleri öne sürerek ötelemesine yol açacak.
Ancak iklimsel politikaların belirli aralıklarla denetlenecek olması ve olumsuz politikaların teşhiri, bazı ülkeler hariç büyük çoğunluğun artık ortak tutumu haline gelen İklim Anlaşması’ndan kopmayı zorlaştıracak.
2015’teki İklim Anlaşması, küresel ısınmanın 2100 yılına kadar en fazla 1,5 ile 2 dereceyle sınırlandırılmasını öngörüyor. 19’uncu yüzyıl öncesi sıcaklık oranının baz alındığı bu hedefin tutturulması önem taşıyor. Yapılan araştırmalar, 2 derecelik bir sıcaklık artışının dahi birçok iklimsel felaketi beraberinde getireceğini gösteriyor.
Taraflar Konferansı’nın 25’incisi (COP25) önümüzdeki yıl Şili’de yapılacak.