Dağ, su ve gerillanın ayak sesleri...
Onlar geliyorlar... Dağlara bakın... Onlara güvenin, umutlarınızı getiriyorlar...
Onlar geliyorlar... Dağlara bakın... Onlara güvenin, umutlarınızı getiriyorlar...
Hafiften bir müzik sesi geliyor. Halen zirveleri karlı dağlar görünüyor. Yaz mevsimi, hava sıcak, otlar sararmış... Kayalık zirvelerin altında vadilere inen, ağaçlık alanlar göze çarpıyor. Yaprakları halen yeşil. Vadilere indikçe, su sesleri geliyor. Havaların ısınmasıyla birlikte su seviyesi azalmış. Sonra bir anda, sulara vuran, taşlardan ses çıkaran ayak sesleri geliyor. Derenin her iki yanında ağaçlar var. Kime mi ait bu ayak sesleri?
Onlarca yıldır, bu dağları arşınlıyorlar. Yorulmadan, bıkmadan. Kar, kış ve aşırı sıcaklarda, hep yürüyüş halindeler. Bu kez derenin içerisinde yürüyorlar, zaman zaman eğilerek ilerliyorlar. Ellerinde hafif silahlar, sırtlarında insansız hava araçlarına karşı korunmak için taşıdıkları bir kalkan var. Bazı noktalarda koşar adım ilerliyorlar. İz bırakmıyorlar. Çoğunun ayağında mekap var.
Sudan çıktıklarında küçük patikalardan, tek sıra halinde ilerliyorlar. Uzun bir yürüyüş. Büyük bir umut ve arayışı taşıyorlar. Bu dağlar, bu sular, taşlar ve ağaçlar, derin bir özlemi barındırıyor. Bin yılların umutları, acıları ve hayalleriyle yüklü.
Bugün onlar yürüyor, bugün onlar tarihin yükünü omuzlayarak, dağları arşınlıyorlar. Dinleyin ayak sesleri geliyor... Onlar Kürdistan’ın çocukları... Onlar bu dağların çocukları ve koruyucuları... Dağları onları, onlar dağları koruyor. Dağların aşağılarında ovalar var, özlemlerini, hayallerini ve umutlarını oraya taşıyorlar... Sırtlarında, yüreklerinde, gözlerinde özgürlüğü taşıyorlar...
Dağların zirvelerine bakın, göreceksiniz... Bakışlarınızı aşağı doğru kaydırın şimdi, dağların eteklerinde de bir hareketlilik var, dikkatli bakın, göreceksiniz. Sonra rüzgarın sesini, ağaç yapraklarının hışırtısını, suları kesen o ayak seslerini dinleyin. Tanınız değil mi?
Onlarca yıldır, tanıdığınız o sese kulak verin... Onlar sizin çocuklarınız, onlar sizin kardeşleriniz, yakınlarınız, dostlarınız, arkadaşlarınız, yoldaşlarınız... ve inanın... Onlar geliyorlar... Dağlara bakın... Onlara güvenin, umutlarınızı getiriyorlar...