Dünya ‘kopuş noktasına’ yaklaşıyor!
Bilim insanları küresel ısınmanın gezegeni bir “buhar odasına” dönüştürebileceği ve yakın gelecekte en fazla 1 milyar kişiyi barındırabileceği konusunda uyardı.
Bilim insanları küresel ısınmanın gezegeni bir “buhar odasına” dönüştürebileceği ve yakın gelecekte en fazla 1 milyar kişiyi barındırabileceği konusunda uyardı.
Uluslararası araştırmacılardan oluşan bir konsorsiyum, alarm verici öngörülerde bulundu. İnsanlık her ne kadar, Paris anlaşmasında öngörülen sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik bazı adımlar atsa da, doğanın kendisi bu çabaları sıkıntıya koyabilir ve kalıcı bir şekilde gezegeni “buhar odasına” dönüştürebilir.
Bu tehlikeli geleceği öngören bilim insanlarının araştırması Pazartesi günü, Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayınlanan yayınlandı. Bu senaryoya göre, gezegendeki ortalama sıcaklık sanayi çağı öncesi döneme göre +4°C veya +5°C olarak istikrar kazanabilir. Paris anlaşmasında, ısınma en fazla +2 derecede tutulması hedef olarak belirlenmişti.
Sera gazı emisyonları, hava sıcaklıklarını ortalama 1°C arttırdı. Böylece aşırı sıcaklıklar, kuraklıklar veya fırtına olasılığı da arttı.
KRİTİK EŞİK AŞILDIĞINDA...
Kopenhag Üniversitesi, Avustralya Ulusal Üniversitesi ve Almanya’da iklim değişikliklerinin etkilerine ilişkin Potsam Araştırma Enstitüsü bilim insanlarının çıkardığı sonuçlara göre, bugün nötr veya yararlı olan “Dünya sisteminin” 10 ayrı görünüşü, uzun vadede zararlı hale gelerek, atmosfere tüm insani faaliyetlerin toplamından daha fazla CO2 ve metan gazı bırakılmasına yol açabilir. Bu değişimler, sıcaklıklarla bağlantılı. Gideceği noktada, bırakacağı gazlar ise kaçınılmaz hale gelecek.
Bilim insanları şu tespitte bulundu: “Kritik eşik aşıldığında, reaksiyon süreci kendi kendisini bakıma alacak.” Bilim insanlarını endişelendiren de işte bu aşama oluyor, zira dünya bir “buhar odasına” mahkum olacağı eşiğe yaklaşıyor.
GAZLARI EMEN ORMANLAR VE OKYANUSLAR TEHLİKEDE
Ormanlar ve okyanuslar son onlarca yıl, karbon emisyonlarının yarısından fazlasını hazmetti. Ancak ormanlar azalıyor, okyanuslar CO2 doygunluğuna ulaştığı sinyallerini veriyor. Diğer bir ifadeyle okyanusların sünger gibi emici rolü zayıflama riski taşıyor.
BUZULLARIN HAPSETTİĞİ GAZLAR
Diğer tehlike ise buzulların içinde saklı. Rusya veya Kanada’da sürekli olarak buzul halde olan toprakta bulunan metan ve CO2, insanlığın 15 yılda yol açtığı emisyonlara denk geliyor. Bu buzulların erimesi halinde, bu gazlar dışa vuracak. Böyle bir durumda, küresel ısınma hızlanacak ve daha fazla gaz açığa çıkacak.
METAN HİDRAT TEHLİKESİ
Benzer şekilde, denizlerin derinliklerinde buz görünümündeki bileşimler olan metan hidratlar da küresel ısınmaya karşı kırılgan haldeler. Ancak bilim insanları, bunun zamanlaması konusunda net bir sonuca ulaşmış değil. Bundan milyonlarca yıl önce hızlı şekilde ısınma dönemlerinin kökeninde metan hidratların olduğundan şüphe ediliyor.
ORMANLAR TEHDİT ALTINDA
Küresel ısınma 3 derece artarsa, uzun vadede amazon ormanlarının da yüzde 40’ının çökmesine neden olabilecek. Orman yangınlar bu senaryoya dahil edilmedi. Ama orman yangınları bu süreci daha da hızlandırabilir. Böyle bir durumda atmosfere milyarlarca ton CO2 bırakılabilir.
BUZULLAR ERİRSE...
Ayna görevi gören buzullar, Güneş ışınlarının yüzde 80’ini geri gönderiyor. Ama deniz buzlarının erimesi halinde, onun yerine geçen Okyanus radyasyonların yüzde 80’ini hazmederek, küresel ısınmayı hızlandıracak. Arktika’da buzulsuz ilk yazın yüzyılın ortalarında gerçekleşmesi bekleniyor. Bu durumun +2°C sıcaklığın olduğu bir dünyada her dört yılda bir gerçekleşebileceği tahmin ediliyor.
Bilim insanları, Batı Antarktika ve Groenland’ı kaplayan buzulların da belirli bir sıcaklıktan sonra eriyeceğini düşünüyor. Bu tahminler +1°C ve +3°C derece şeklinde tartışma konusu oluyor. Tartışmaya açık diğer bir konu ise, bu buzulların erimesi halinde, büyük miktarda tatlı suyun okyanuslara akması şeklinde önem kazanıyor. Bunun sonucu felaket olacak, zira megalopollerin üçte ikisi ve tarım arazileri deniz seviyesinin sadece 10 metre kadar üzerinde kurulu bulunuyor. Batı Antarktika ve Groenland buzullarının erimesi, deni seviyesinin 13 metre yükselmesine yol açacak. Küresel ısınmaya daha duyarlı olan Doğu Antarktika buzulunun erimesi durumunda suların ek olarak 12 metre yükselmesine neden olacak.
DOMİNO ETKİSİ
Bilim insanları tüm bu mekanizmaların birbirleri ile bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor. Birinin gerçekleşmesi, diğerini tetikleyecek, sonra bir başkasını. Araştırmacılar, birbirini takip eden bu olayların Dünya sistemini bir bütün olarak yeni bir işleyiş biçimine doğru itebileceği tespitinde bulunuyor. Potsam Araştırma Enstitüsü, daha önceki bir öngörüsünde +4 veya +5°C şeklindeki ortalama sıcaklık durumunda gezegenin en fazla 1 milyar insanı barındırabileceğini belirtmişti.