Mikroplastikler dünyanın her yerinde, her çevrede bulunuyor. Bu gerçekten yararlanmak isteyen bilim insanları, onları jeolojik serileri tarihlemek ve özellikle Antroposen'in başlangıcını belirlemek için bir zaman işareti olarak kullanmayı düşündüler. Sorun şu ki, bu minik parçacıkların daha eski jeolojik katmanlar arasında göç etme yeteneğine sahip gibi görünüyorlar!
Okyanusların derinliklerinde, dağların zirvelerinde veya kalan buzullar üzerinde... Mikroplastikler her yerde. Hatta bizim içimizde bile. Ambalaj malzemeleri ve kaplamalar elbette ama aynı zamanda kozmetikler ve tekstil lifleri gibi günlük kullandığımız birçok üründen türeyen bu minik parçalar, çevreyi ve orada yaşayan canlıları kirletiyor.

ANTROPOSEN'İN BAŞLANGICININ TANIKLARI MI?

Kısacası, her yerde bulunuyorlar ve bunun sağlığımız ve ekosistemlerin sağlığı üzerindeki tüm sonuçlarıyla. Öyle ki, göllerin ve okyanusların dibindeki sedimanlarda birikmekte olan bu parçacıkların, Antroposen'in başlangıcını tarihlemek için bir zaman işareti olarak kullanılması önerildi. Bu yeni jeolojik dönem, insanların gezegen üzerindeki hakimiyetini işaret ediyor.

Plastik üretimi aslında 1950'lerin başında gerçekten hız kazandı ve bu tarihten itibaren depolanan sedimanlarda mikroplastik miktarında dramatik bir artış gözlemlendi. Ancak bu kirlilik, kendi stratigrafik seviyesinde usluca kalmış gibi görünmüyor.

 Science Advances dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, 1950 öncesine tarihlenen göl sedimanlarında mikroplastiklerin varlığını ortaya koyuyor. En küçük parçacıkların, kendi depolandıkları katmandan daha eski olan sediman katmanları arasında göç etme kapasitesine sahip olduğu anlaşılıyor. Mikroplastikler, bu nedenle, hem mekansal hem de zamansal bir kirlilik kaynağı olarak ortaya çıkıyor.

Bu gözlem, mikroplastiklerin jeolojik serilerde Antroposen'in başlangıcını tarihlemek için güvenilir bir zaman işareti olarak kullanılamayacağını gösteriyor.