Gerilla için yazmak da eylemdir
"Kürt kendi tarihini yazmalı" diyen gerilla, yazmayı bir eylem olarak görüp kendi tarihinin yazıcısı da oluyor. Artık sadece bireysel günlükler yetinilmiyor, "birlik günlüğü" de var.
"Kürt kendi tarihini yazmalı" diyen gerilla, yazmayı bir eylem olarak görüp kendi tarihinin yazıcısı da oluyor. Artık sadece bireysel günlükler yetinilmiyor, "birlik günlüğü" de var.
Kürdistan gerillası, savaşın içindeyken de savaşı ve yansımalarını günlüğüne işler. 'Kürt kendi tarihlerini yazmalı' diyen gerilla, yazmayı bir eylem olarak görüp kendi tarihinin yazıcısı da oluyor. Artık sadece bireysel günlükler yetinilmiyor, 'birlik günlüğü' de var.
Gerilla için Kürdistan dağlarındaki savaşı; savaş ortamındaki duygu ve düşüncelerini; kahramanlıkları ve şehit düşen arkadaşlarını dile getirmek kadar yazıya aktarmak da son derece önemlidir. O yüzden her gerilla muhakkak yeleğinin cebine sığabilecek bir defter bulundurur. Gerilla için yazmak, bir eylemdir. Eylemini, bazen bir ağacın altında, bazen savaşın kızgınlaştığı mevzilerde, bazen de uzun bir yolculukta verilen molada gerçekleştirir.
Bireysel tutulan günlükler dışında bir de toplu yazılan günlükler var. Bu günlüklerden biri olan ve 2 Şubat 2006'da gerilla saflarında şehit düşen Süleymaniyeli Viyan Soran anısına tutulan 'birlik günlüğü'dür. Gerilla saflarına 2015 yılında Van'dan katılan ve 'birlik günlüğü'nden sorumlu olan Slav Dara, yaklaşık bir yıldır tutulan bu günlüğü ANF'ye anlattı.
KENDİ TARİHİMİZİ YAZMAK
Kürt tarihine ilişkin çok şeye rastlamanın imkansızlığına, var olanların da yakılıp yasaklanmasına dikkat çeken Dara, Kürt Özgürlük Hareketi'nin Kürdistan tarihini yeniden yazmayı amaç edinmesinin büyük bir eylem olduğunu vurguladı. "Bizler de şimdi bu tarihin canlı tanıkları olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiriyoruz. Bugün tuttuğumuz bu günlük, yarın tarihe mal olacaktır" diyen Dara, özgürlük mücadelesinde gerilla yaşamını ve savaşını ancak kendilerinin yazabileceğini söyledi. Bugün yazılanların gelecekte herkes tarafından okunacağı ve bu dağlarda yaşananlara kaynak olacağının bilinciyle her arkadaşlarının yazıya son derece ciddi ve hassas yaklaşıp önem verdiğini dile getiren Dara, "Viyan Soran anısına tuttuğumuz bu günlükte yazılanlar, Kürdistan tarihine 'direnişçi kadının özgür yaşama olan sevgisine bağlılığı'yla geçecektir” dedi.
ONLARCA GÜNLÜĞÜN TOPLAMI
Okuma yazma bilmeyen arkadaşlarına kısa bir sürede öğrettiklerini belirten Dara, her arkadaşlarının bu günlüğe büyük bir istek ve heyecanla yazı yazmak istediğini kaydetti. Zlav Dara, birlikçe tutulan günlüğü bireysel günlükten ayıran farkı şöyle izah etti: "Her arkadaşın kendi özel tuttuğu bir günlüğü var. O günlükte, biraz daha arkadaşın kendi duygu ve düşüncelerine, yaşadıklarına ve tanıdığı arkadaşlara yer veriliyor. Fakat birlikçe tuttuğumuz günlükte ise birlikte bulunan tüm arkadaşların yaşamlarına, duygu ve düşünce dünyasına, hep birlikte yaşanan anılara yer veriyor. Yani onlarca gerilla günlüğünün toplamıdır bu günlük. O yüzden içeriği biraz daha zengindir."
KİMSEYE SINIRLAMA YOK
Günlükte yazılanların içeriğine ilişkin herhangi bir sınırlamanın olmadığını; her gerillanın içinden geldiklerini serbestçe yazabildiğini; özel günlere, savaş anılarıne, komik anılara ve şehitlere ilişkin yazılara rastlamanın mümkün olduğunu aktaran Dara, şunları söyledi: "Bizler, Şehit Viyan’ın ardıllarıyız. O’nun izinde yürüyenler olarak attığımız her adımda ve aslında bu günlüğü her elimize alıp yazılarımızı kaleme aldığımızda onu hissediyor ve onun ruhuyla savaşıyor, yaşıyor ve yaşananları günlüğe aktarıyoruz.”
LEYLA QASIM'IN ÇIĞLIĞI
'Birlik günlüğü'nden sorumlu olan Slav Dara, Viyan Soran’a ilişkin kaleme aldıkları bir yazıyı okudu: "Etrafında yanan ateş yükselirken doruklara, bir kez daha aydınlattın Kürdistan'ın özgürlük sembolünü. Gerçekliğin, dört bir yanına adeta özgürlük ateşine kucak açmış gibi tüm çirkinliklerin karşısında yeniden aydınlığı bulmaktı. Yaktığı ateş öyle bir ateş ki; anlamlaştırıp gerçeğine kavuşturamazsan seni yakacaktı. Önemli olan karanlıklardan aydınlığa gerekeni verebilmekti. Önderliğimizi tüm bedenindeki hücrelere yerleştirerek yeniden bir yola gitmekti. Kadın militanlığı, bir yaşam çizgisi oldu. Yanan ateşin içinde gülen gözleri, içindeki masumiyetle nasıl da yansıttı intikam hırsını. Kadını yaşamla birleştirip bir kez daha dile getirdi. Tek hayali özgür bir kadın olarak Amed surlarında özgürleşen Önderliğinin omuzuna koymaktı Leyla Qasım'ın Çığlık Sesi Viyan’ın.”
BİRLİK GÜNLÜĞÜ GELENEKSELLEŞİYOR
Ş. Viyan Birliği var olduğu müddetçe günlüğün tutulacağını söyleyen Gerilla Dara, “Birlik günlüğü, geleneksel bir hal alacak. Biz ilk adımı attık. Burada kalan arkadaşlar bu geleneği her zaman koruyacaklar. Bu birliğe bizden sonra gelen arkadaşlar da aynı şekilde bu günlüğü hiç aksatmadan aynı heyecan ve istemle yazacaklar. Biz şimdi nasıl ki tanımadığımız ve günlükte yazılarını okuduğumuz arkadaşların yazılarını hissedip heyecan alıyorsak onlar da günlükte yer verilen yazıları okuduğunda aynı hissi yaşayıp o heyecan ve istekle yazma eylemini devam ettirecekler” dedi.
Gerilla Dara son olarak günlüğü tutma önerisinde bulunduğu ve düzenli yazıların yazılması için ısrar ettiği birlik komutanı Amara’nın yazdığı bir şiirini paylaştı:
“gözlerim ahuya dalar
Buluşmadıkça yüreklerimiz
Katmere dalar samyeli
Yoldaşın anısını her an canlandırdıkça
Şimal olurum gözlerinde
Hırçınlaştıkça deli yüreğim
Alıp götürecek bütün yolculuklara”