Hevsel Tahribat Raporu açıklandı

Hevsel Tahribat Raporu açıklayan odalar ve ekoloji örgütleri, AKP-MHP iktidarının ve gaspçı kayyumların suç işlediğini belirtti.

Ekoloji Derneği, Mimarlar Odası, Ziraat Mühendisleri Odası ile Amed Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu, “Hevsel Bahçeleri 2022 Raporu"nu açıkladı. Mimarlar Odası binasında yapılan toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Dersim Dağ ve Nusrettin Maçin ile çok sayıda oda temsilcisi katıldı. Açıklamanın yapıldığı salona, “Dicle özgür aksın Hevsel reyhan koksun” ve “Duh talan îro mihrîcan (Dün talan bugün festival)" yazılı pankartlar asıldı.
Elektrik Mühendisler Odası Eşbaşkanı Sorgul Aytek Avşar, kentin mimarisi ve dokusuna zarar veren atanmış bürokratlara karşı duracaklarını belirtti. Avşar, "Bu gelecek kuşakların bizlere emanetidir. Bu kadim şehir sahipsiz değildir” dedi.

'ONARILMAZ TAHRİBATLARA YOL AÇACAK'

Raporu okuyan Ziraat Mühendisleri Odası Şube Eşbaşkanı Samet Ucaman, Hevsel Bahçeleri’nin bahçe kültürünün sürdürüldüğü nadir hafıza mekanlarından biri olduğuna dikkat çekti. Ucuman, "Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzaj Alanı' 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edilmiştir. Gerek uluslararası sözleşmeler gerekse ulusal kanunlar, yönetmelikler, ilke kararları olmasına rağmen söz konusu doğal ve kültürel miras alanları onarılamaz tahribatlar ile karşı karşıya kalmaktadır” dedi.

 'GASPÇI KAYYUMLAR SUÇ İŞLEDİ'

Dicle Nehri ve Hevsel Bahçeleri'nde belediyeye atanan kayyum öncesi verilen kum ocağı, rezerv yapı ve yapılaşma kararlarının itirazlar üzerine iptal edildiğini aktaran Ucuman, "Alanın dünya miras listesine dahil olmasının hemen sonrasında çatışmalı süreç yaşanmış, halkın iradesi ile seçilmişlerin yetkileri gasp edilerek yerel yönetimlere kayyumlar atanmıştır. Kayyum atamaları ile birlikte bütün mevzuatlar bir kenara itilmiş ve suç teşkil eden uygulamalara başlanmıştır. Tarihi Suriçi'nde 6 mahallede binlerce yapı yıkılarak, neredeyse alanın tamamı insansızlaştırılmış, tescilli ve tescile değer onlarca yapı yok edilmiş, Bölge Koruma Kurulu onayı olmadan surlar ile Hevsel Bahçeleri arasında millet bahçesi, On Gözlü Köprü etrafında çevre düzenlemesi, DSİ tarafından nehir yatağını bozmak suretiyle taş tahkimatları yapılmıştır" dedi.
Bütün aykırılıklara karşı dava açıldığını aktaran Ucuman, şunları söyledi:
"DSİ tarafından yapılan tahkimat daha sonra durdurulmuş, On Gözlü Köprü çevre düzenlemesinin aykırılıkları mahkeme kararıyla onaylanmış ve düzenleme kaçak duruma düşmüştür. Tarihi On Gözlü Köprü ve çevresi tamamen işgal edilmiş ve bu işgal Hevsel Bahçeleri içine yayılmıştır. Kayyumlar kentliden, kent tarihinden ve kültüründen bağımsız, kanunları hiçe sayarak Hevsel Bahçelerinde rekreasyon alanları yaratma girişimlerinde bulunmuş, dünya mirasını yok etmeye çalışmıştır. Hevsel Bahçeleri ve çevresindeki ekolojik yaşam alanının bir parçası olan, Suriçi ve Fiskaya'da yaşayan ailelerin yerlerinden edilmesi sonrası alandaki üretim sürecinin sistematiği kesintiye uğramış, tarihsel işlevinden tümüyle farklılaşan bir tehlike ile karşı karşıya gelinmiştir.”

'KARANLIK TABLOYU YOK ETMEK İÇİN...'

Ucaman, tarihi Suriçi'nde yıkılan binlerce yapı yerine 6 yılda ancak 550 civarında betonarme yapı inşa edildiği ve bu yapıların "ucube" olduğunu ifade etti. Ucuman, şöyle dedi:

"Şimdiye kadar ‘eserimiz’ diyerek poz verme cesaretinde dahi bulunamayanların suçlarının üzerini örtmek ve yarattıkları karanlık tabloyu yok etmek için çeşitli etkinlikler yaptığının farkındayız. Bu ekonomik buhranda milyonlarca para harcanarak yapılacak sözde festivallerin, tarihi dokunun ve doğal peyzaj alanının korunmasına dair herhangi bir katkısı olmayacağı gibi, amacın yeni bir hafıza oluşturma ve kültürel asimilasyon çabalarının bir devamı olduğunun da bilincindeyiz. Bizler bu kentin bileşenleri, bu mirasın savunucuları olarak, Hevsel Bahçeleri ve ekolojik çevresi, Dicle Nehri, tarihi surlar ve Suriçi Kentsel Sit Alanında hukuki normların işletilerek alanların derhal koruma altına alınmasını, tarihsel, kültürel ve doğal yapısına zarar veren her türlü müdahaleden kaçınılmasını talep ediyoruz. Halkımızı bu kültürel ve doğal miras alanlarını korumaya dair daha duyarlı olmaya çağırıyor, ilgili kamu kurumlarına ve görevlilerine yasal sorumluluklarını bir kez daha hatırlatıyoruz."