IKEA'yı temize çıkarma müzesi açıldı

Dünyanın en büyük mağazalar zinciri IKEA'nın müze olarak adlandırdığı reklam ve pazarlama bürosünun açılışı bugün, kurucusu ve sahibi Ingvar Kamprad'ın doğduğu ve şirketin temelini attığı İsveç'in Älmhult yerleşim biriminde yapılacak.

Ziyaretçiler, girişte Ingvar Kamprad'ın dev bir portresi ile IKEA'nın “Bir çok insan için daha iyi bir gün” parolasıyla karşılanacak.

'Müze' 1943 yılında Kampard'ın ilk IKEA'nın temelini attığı binada açılıyor. 4 katlı ve 7 bin metrekarelik bir alanda IKEA'nın değişik dönemde satışa sunduğu 20 bin ürün sergilenecek. Bunlardan % 20'si şirketin depolarında bulunan eski ürünler arasından seçildi. Geri kalanı ise bit pazarlarından, gazete ve internet ilanları verilerek temin edildi.

BARAKADAN DÜNYANIN EN BÜYÜK MAĞAZALAR ZİNCİRİNE

'Müze'deki sergi üç bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Älmhult'un yer aldığı Småland bölgesinin tanıtımı ile İsveç'in nasıl kısa bir süre içinde yoksul bir ülkeden refah toplumuna dönüştüğünün hikayesi anlatılıyor. Daha sonraki bölümde ise, 1943'te bir barakada kurulan IKEA'nın dünyanın en büyük mağazalar zincirine dönüşümü kronolojik olarak ele alınıyor.

Son bölüm ise IKEA'nın kurucusu ve sahibi Ingvar Kamprad'a ayrılmış. 35 yıl İsviçre'de yaşadığı villasındaki çalışma odasından getirilen eşyalarla döşenen bu bölümde Kamprad'ın aile fotoğrafları, aldığı ödüller ve mektuplar sergileniyor.

KAMPRAD ÖVGÜSÜ

Kamprad'ın doğal, halkçı ve tutumlu bir insan olduğunun anlatıldığı, otobüse binerken, pazardan alışveriş yaparken çekilen resimlerinin yer aldığı bu bölümde, hem görsel hem de sözlü olarak Kamprad'ın zeka ve yaratılıcığının IKEA'nın başarılarının anahtarı olarak lanse edilmeye çalışılıyor.

60 kron vererek 'müze'yi gezecek ziyaretçiler, yan tarafta bulunan IKEA mağazasında alış veriş edebilecek ve şirkete ait lokantada yemek yiyebilecekler. Kamprad, ziyaretçilerin gecelebilecekleri dört katlı bir de otel inşa ettirdi. IKEA’nın hedefi yılda 200 bin kişinin ‘müze’yi ziyaret etmesi.

Tüm bunlar, kar etmek ve servetine servet katmak için her yolu mübah gören Kamprad'ın aslında bir müze değil, bir reklam bürosu ve satış mağazası açtığının göstergeleri. Bu amacına daha şimdiden ulaştığı da söylenebilir. Müze haberi son bir kaç aydır İsveç medyasının yanı sıra uluslararası medyada da yer aldı. Kamprad, bir kez daha kendisi ve şirketinin reklamını bedava yapmayı başardı.

KAMPRAD'IN ALGI OPERASYONU

Kamprad 'müze” adı altında yeni bir tesis açarak  IKEA'nın statüsünü daha da yükseltmeyi, daha güvenli bir şirket olduğu algısını oluşturmaya çalışıyor. Oysa açığı yeni tesisin müze ile uzaktan yakından bir ilgisi yok. Sergilenen eski IKEA ürünlerinin bir özelliği olmadığı gibi ‘müze’nin bünyesinde bilimsel alanda her hangi bir araştırma yapılmayacak.

Kamprad, tutumluluğu, yaratıcılığı ve zekası sayesinde el arabasında eşyalar satan yoksul bir insandan dünyanın en zengin iş adamlarından biri haline geldiğini anlatmayı hedefliyor.

Bu şekilde 65,5 milyar Euroluk servetinin ardındaki emek sömürüsünü, balta girmemiş ormanlarını talanını, sendika düşmanlığını, kaçırdığı vergileri, her şeyden önemlisi de Nazi geçmişini gizlemeye çalışıyor.

20 yıl IKEA'nın Almanya ve İngiltere'deki mağazalarında müdürlük, uzun bir süre Kamprad'ın kişisel yardımcısı olarak görev yapan İsveçli Johan Stenebo, 2009 yılına yayımlanan 'IKEA Hakkında Gerçekler' adlı kitabında Kamprad'ın kirli çamaşırlarını ortaya serdi.

GÖRÜNDÜĞÜNÜN TAM TERSİ

Çevre dostu, ırkçılık karşıtı, alçak gönüllü, saf ve yardımsever olarak kendini göstermeye çalışan Kamprad'ın tam tersi olduğunu ve daha fazla para kazanmak için Çin'den kaçak kereste, Pakistan'dan çocukların yaptıkları halıları düşük fiyatla satın aldığını, mağazalarında sattığı kuştüyü yatak ve yorganlarında kullandığı tüylerin canlı canlı yolunan kazlardan geldiğini açıkladı. Kamprad'ın IKEA'ya yönelecek suçlamaları engellemek için rüşvet verdiğini,  Greenpeace ve çocuklara yardım yapan örgütlere bağışlarda bulunduğunu yazdı.

Stenebo, Kamprad'ın eski bir Nazi olduğunu, çalışanları müritleri gibi görüp IKEA'ı tarikat gibi yönettiğini,  kadın ve göçmenlerin şirket içerisinde yönetici olmalarını engellediğini ve vergi ödememek için şirketin paralarını vergi cenneti olarak bilinen ülkelere aktardığını da açıkladı.

Kamprad, bu suçlamaları yalanlamasına rağmen Stenbo aleyhinde dava açma girişiminde bulunmaması söz konusu iddiların doğru olduğununun kanıtı. Zaten zaman zaman İsveç medyasına yansıyan IKEA'nın yol açtığı skandallar da suçlamaların temelsiz olmadığını gösteriyor.

AB KOMİSYONU, IKEA'NIN KAÇIRDIĞI VERGİLERİ ARAŞTIRIYOR

Vergi ödememek için 35 yıl İsviçre'de yaşayan ve şirketinin merkezini önce Danimarka ve daha sonra Hollanda'ya taşıyan Kamprad, IKEA'dan edindiği serveti kendi denetimdeki vakıflara aktararak, naylon şirketler kurarak ve iflas ettirerek vergi ödemekten kurtuluyor. Bu yılın şubat ayında Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu, Kampard'ın son 6 yıl içinde 1 milyar Euro vergi kaçırdığını içeren raporu açıklayınca Avrupa Birliği Komisyonu IKEA'yı mercek altına aldı.

SENDİKA DÜŞMANLIĞINA DEVAM

Etik kodunda işçilerin özgürce örgütlenmeleri gerektiği belirtilmesine karşın IKEA, ABD, Kanada, Macaristan, Rusya, Ukrayna ve Türkiye gibi ülkelerde sendikalarda örgütlenmelerini engellemek için işçilere baskı yapıyor. Sendikalarla toplu sözleşmeler imzalamayı reddediyor. Kanada'da sendikada örgütlenen yüzlerce çalışanını lokavt ilan ederek sokağa attı. IKEA'nın işçi ve sendika düşmanı politikasını protesto etmek için 2013 yılının Aralık ayında dünyanın 11 ülkesinde protesto gösterileri yapıldı. Geçtiğimiz hafta İsveç İşçi Sendikası Konfederasyonu'nun Stockholm'de yapılan kongresinde sendika karşıtı politikasından dolayı IKEA'yı kınayan ve protesto eden bir önerge kabul edildi.

KAMPRAD BİR ZAMANLARIN AKTİF NAZİLERİNDEN

Kamprad'ın eski bir Nazi olduğu uzun süredir biliniyordu. Kamprad bu suçlamaları bir gençlik hatası deyip geçiştiriyordu. Gazeteci Elisabeth Åsbrink, 2011 yılında yayınladığı kitabında Kamprad'ın gençliğinde sadece bir Nazi sempatizanı olmadığını,  faşist bir örgüt olan İsveç Sosyalist Birliği'nin üyesi olduğunu, örgütün lideri Per Engdahl ile yakın ilişkisi bulunduğunu açıkladı.

İsveç Güvenik Polisi'nin 1943 yılında Kamprad hakkında  düzenlediği “gizli” damgalı dosyada da, Kamprad'ın Nazi harekete üye kazandırmak için çalışmalar yürüttüğü ve zamanın büyük bir bölümünü bu işe ayırdığı  bilgisi yer alıyor.

Ortaya çıkan belgelere karşın aktif bir Nazi olduğunu inkar eden Kamprad, 2010 yılında yaptığı bir söyleşisinde yakın ilişkide bulunduğu Nazi hareketin o zamanki lideri ve ideologu Per Engdal için “Büyük bir insandı. Yaşadığım sürece bu görüşlerimi koruyacağım” demişti.