Bu da kanser tedavisinin daha hızlı ve etkili bir biçimde yapılmasına imkan sağlayabiliyor.
Araştırma kapsamında 15 bin hasta ile 50 farklı kanser tümöründen alınan genetik örnekler incelendi. İleri aşamadaki bu tümörlerin yüzde 37’si akciğer, yüzde 14’ü göğüs ve yüzde 10’u da kolon kanserine yol açan tümörlerdi.
Yapılan incelemeler sonucu, kan testlerinde görülen çürüme veya başkalaşmalar tümör dokularında yapılan biyopsi testleri kadar etkili sonuçlar verdiği anlaşıldı.
Kanser tümörlerinin kanda dolaşan DNA’larının incelenmesinin hastalığın ilerleyişi konusunda çok fazla bilgi sahibi olunmasını sağlayabileceği belirlenen araştırmada, tümördeki değişimlerin kan testleriyle takibinin de kolay olduğu kaydedildi. Bu sayede tümörlere yapılacak tedavilerin belirlenmesinin daha kolay olacağı da vurgulandı.
Ayrıca kanserojen hücrelerin DNA’larındaki değişimlerin tümör oluşumundan ve scanner ile görülebilecek düzeye gelmesinden önce meydana geldiğine dikkat çekiliyor. Bu da, kan testlerinde belirlenen değişimlerin gözetlenerek erken teşhis ve tedaviye imkan sağlanması anlamına geliyor.
Kaliforniya kanser merkezlerinden City of Hope’da görev yapan Dr Sumanta Kumar, klasik doku biyopsisine ek olarak kandaki DNA başkalaşımlarına bakılarak tedavi geliştirilmesinin önemli bir adım olduğunu söyledi.