'Kobanê’nin düşeceği kaygısı ve düşüncesi hiçbir savaşçıda yoktu'

Cizîr Kantonu’ndan Kobanê’ye her zaman savaşın içindeydi. Yaralanmasına rağmen mücadelesini bırakmayan Arjin Kobanê, direniş günlerini anlattı.

Kobanê’nin Xor Xor köyünde dünyaya gelen Arjin Kobanê, 28 yaşında. On bir kardeşi var. Kürtlük duygularının yoğun yaşandığı bir aile çevresi var. PKK hareketi Rojava Kürdistanı’nda ilk faaliyet yürütmeye başladığı zamanlardan itibaren, mücadelede yer almaya başlamışlar. Sadece yardım faaliyeti yürütmekle kalmamışlar doğrudan sıcak mücadele alanlarına da katılmışlar. 1994 yılında amcası PKK saflarında şehit düşmüş. Onun bu şehadeti ailenin mücadele içerisinde daha sahiplenici bir tutum almasına neden olmuş. Bu direniş geleneği, daha sonraki kuşaklara da aktarılmış. Arjin Kobane, doğrudan direniş savaşında yer almasını, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın esaretine duyduğu tepkiye ve amcasına duyduğu sevgiye bağlıyor. Rojava devrimi başladığında hiç tereddüt etmeden devrimin başarıya ulaşması için harekete geçip, silahlı mücadele alanında yerini almış. 2012 yılında askeri çalışmalara katılmış. Evdeyken okula gitmediğini belirten Arjin Kobanê, mücadele saflarında bir taraftan savaşırken bir taraftan da Latin alfabesiyle okuma yazma savaşına girmiş ve başarmış. İlk olarak, Cizire Kantonu’ndaki savaşta DAİŞ çetelerine karşı yapılan hamlelerde yerini almış. Tıl Hamis, Ceza, Serêkaniyê ve Tıl Koçer’de bir buçuk yıl savaşçı olarak kalmış.

Cizire Kantonu’ndaki savaşta bir çok arkadaşını şehit vermesine rağmen, en ön saflarda yerini almaktan bir an bile çekinmemiş. Savaş hamlelerinde kadın gücünü daha iyi tanıdığını belirten Arjin, irade ve özgürlüğe kenetlenmiş kadının her işi başaracağını ve her savaştan güçlenerek çıkacağını önemle belirtiyor. Serêkaniyê savaşlarında şehit düşen, unutamadığı Nazlıcan adlı yoldaşını gözleri buğulanarak anıyor: ‘’Tek amacım var, o da şehit yoldaşlarımın amaç ve hayallerini gerçekleştirmek, onlara gönül borcumu ödemektir.’’

KOBANÊ SAVAŞINA YOLCULUK

DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye saldırısını duyar duymaz nasıl bir istekle yola çıktığını, yol sürecini ve yaşadıklarını ise Arjin Kobanê şöyle anlatıyor: ''Biz Cizîr Kantonu’ndaki YPJ güçlerinden altı kadın arkadaş, birlikte yola çıktık. Yanımızda hiç bir askeri mühimmat yoktu. Kuzey Kürdistan içinden gizli bir şekilde Kobane’ye geçmek için yola çıktık.  Çünkü Kobanê’ye geçmenin başka bir yolu yoktu. Rojava üzerinden Kobanê’ye ulaşmak mümkün değildi. Serêkaniyê’den sonrası DAİŞ çetelerinin denetimi altındaydı. Sınırı geçip yürümeye başladığımız ilk gece Türk askerleri bizi gözaltına aldı. ''Siz PKK'li misiniz?'' diye sordular. Biz de, ‘’değiliz’’ dedik. Ceylanpınar’da altı kadın arkadaş, bir gece tutuklu kaldık. İnkar edip konuşmadığımız için ertesi gün bizi bıraktılar. Önce Suruç’a oradan da Aligor'a geçtik. Yaklaşık bir hafta Kobane’ye geçebilmek için hareket ettik ama her defasında yol üstlerinde Türk askerlerinin pusularını fark ettik. Türk askeri, akrep tipli araçlarla önümüzü kesiyordu.  Kobanê’ye aralık ayının başında ulaştık. Biz ulaştığımızda şehrin büyük bir kısmı DAİŞ çetelerinin denetimindeydi. Yoğun saldırı altındaydı. Buna rağmen YPG ve YPJ savaşçıları ellerinde kalan mevzilerden bir adım bile geri atmıyorlardı.''

KUŞATMA ALTINDAKİ KOBANE’DE ÖNE ÇIKANLAR

Kobanê’ye geçtikleri gibi savaş mevzilerinde yerlerini alan Arjin Kobanê ve yoldaşları YPG ve YPJ güçlerinin moral motivasyonundan çok etkilenirler. Arjin Kobane bu duruma ilişkin şunları katardı: ‘’Bütün şehir kuşatma altında olmasına rağmen Kobanê’nin düşeceği kaygısını hiç bir savaşçıda yoktu. Kobanê direnişine katıldığımızda biz taze güç olarak gelmiştik savaşçı arkadaşlarımıza ama gelip gördüğümüzde asıl biz onlardan moral aldık.’’

Doğu, batı ve güney tarafından çetelerin, kuzeyden yani Mürşitpınar Kapısı tarafından da Türk devletinin saldırısı sürer. Türk devleti ile DAİŞ çeteleri sınırda görüşme halindedirler. Arjin Kobanê bunun kendileri için anlamını şu sözlerle ifade etti: ‘’Kobanê’nin düşmesi bütün Rojava’nın düşmesi anlamına geliyordu. Rojava devriminin sonu anlamına geliyordu.’’

Arjin Kobanê çok görkemli bir direnişle hem DAİŞ çetelerinin hem de Türk devletinin, nasıl yenilgiye uğratıldığının altını önemle çizerek anlattı: ‘’Kobanê savaşı büyük bir moralle, savaşçıların fedakarlıklarıyla kazanıldı. Çetelerin en vahşi saldırılarının karşısında çok güçlü bir direniş vardı. Çeteler ağır silahlarla; tankla, topla, havanla, Doçka’lar ve füzelerle saldırıyorlardı. Bu saldırılara direnen arkadaşlar çok yorulmalarına, uykusuz kalmalarına, aç kalmalarına rağmen bir saniye bile morallerinden ödün vermediler. Onların moralleri ve hemen yanlarında, hatta kucaklarında şehit düşen yoldaşlarının kanlarına verdikleri sözler Kobanê’nin düşmemesini, çetelerden temizlemesini sağladı.’’

Türk devleti ve onun cumhurbaşkanının dört gözle Kobanê’nin düşmesini beklediğini hatırlatan Arjin Kobanê; ''Kobanê’nin düşüp düşmemesi tabii ki savaşçılara bağlıydı. Savaşçının morali düşerse, savaşçı düşerse Kobanê de düşerdi. Bu bilinçle yaklaşan savaşçıların kafalarına Kobanê düşecek düşüncesi de girmedi. Hiç birimizin ağzından Kobanê düşer diye bir söz çıkmadı. Nitekim öyle de oldu. Ne savaşçıların morali ve inancı düştü ne de Kobanê düştü.''

‘GAZİ OLMAK DEVRİM DIŞI KALMAK ANLAMINA GELMEZ’

‘’Bir savaşçının hiç istemeyeceği en önemli şey, savaşta savaş dışı kalması, mevzi arkadaşlarından uzak düşmesidir’’ diyen Arjin Kobanê, nasıl yaralandığını ve nasıl gazi olduğunu anlattı: ''Ben Özgürlük Meydanı’nda (Qada Azadi) yaralandım. Kobanê savaşında yaklaşık bir ay kaldım. Biz mevzideyken bulunduğumuz eve çetelerin büyük bir saldırısı oldu. Bir el bombası bulunduğum mevziiye düştü. Gözlerim ve ellerim hasar gördü. Bir gözüm tümden, diğeri ise çok zayıf görüyor. İki elimin parmakları koptu. Bir elimde iki bir elimde de üç parmak kaldı. Yüzümde de parçalar kaldı. İzleri hala duruyor. Yaralandıktan sonra Kuzey Kürdistan’a geçirildim. İlk tedavim Amed’de yapıldı.''

Amed’de tedavi sürecinde hem halk tarafından hem de ilgili kurumlar tarafından kendisine çok iyi bakıldığını söyleyen Arjin Kobane, Kuzey Kürdistan halkının Kobanê direnişinde ve zaferinde önemli bir emeğe sahip olduğunu belirterek, ''Kobanê savaşında Kuzey halkının fedakarlığı unutulmaz. Yaralanan savaşçılara ilgide Kuzey halkının hakkı ödenemez. Göz tedavisi için bir buçuk yıl da İstanbul’da kaldım. Kuzey halkının motivasyonu bizim daha çok iyileşmemizi sağladı'' diyor.

Arjin Kobanê, artık Kobanê Kantonu Gaziler Komitesi’nde yönetimde. Gaziler Komitesi, savaşlarda yaralanan savaşçıların, başta tedavileri olmak üzere, mücadele saflarında daha nasıl verimli olacağının çalışmasını yürütüyor. Arjin Kobanê, ‘’Gazi arkadaşlarımız engellerine rağmen devrim mücadelesinin en önemli öncülerindendir. Gazi olmaları devrim dışı kalmaları anlamına gelmiyor. Aksine devrimin ilerlemesinde, güçlenmesinde daha fazla rol alabilmek için çaba gösteriyorlar'' diyerek konuşmasını bitiriyor.