Köle koşullarında gün doğmadan işe koyulanlar...

Çukurova’nın tarım işçileri için mesai sabah ezanından önce başlar. Kadını, erkeği, bazen de çoluk çocuk bahçelere toplayıcı olarak giden işçilerin, onur kırıcı koşullarda çalışıyor. İşleri son derece zor, günlük yevmiyeleri sadece 60 TL.

Kimisi Adana’nın yerlilerinden, kimisi de çeşitli nedenlerle topraklarından göç etmek zorundan kalmış insanlar… Hepsinin ortak noktası ise tarım işçisi olmaları. Kadını, erkeği, bazen de çoluk çocuk bahçelere toplayıcı olarak giden işçilerin, kölelik koşullarında çalışıyorlar.

Sabaha karşı 3.30 kalkan işçiler, daha sabah ezanı bile okunmadan azıklarını hazırlayarak biniyorlar dolmuşlara. Nar bahçelerine vardıklarında daha gün bile doğmamış oluyor. Sabah ayazından korunmak için yaktıkları ateşin başında ısındıktan sonra saat sabahın 5’inde işe koyuluyorlar.

3 TIR DOLMADAN PAYDOS YOK!

Belli bir çalışma saatleri olmayan işçiler için ölçü 3 Tır. Tırlar kaça kadar doldururlarsa o zaman paydos edebiliyorlar. Bu da ortalama öğleden sonra 4’ü buluyor. Çalışma koşullarının hemen hemen tüm Çukurova’da aynı olduğunu dile getiren işçilerin günlük yevmiyesi 60 TL.

Bunun yanında ne bir yemek veriliyor ne yol ücreti, ne de sigorta. Yaptıkları işten dolayı özellikle boyun ve bel fıtığı gibi rahatsızlıkların oluşması da aslında işin zorluklarını ortaya koyuyor.

‘BARİ SİGORTALARIMIZ OLSAYDI…’

4 yıldır kız kardeşi ile beraber bahçelerde toplayıcı olarak çalışan Pınar Çakın (23), çalışma şartlarının kabul edilir olmadığını fakat mecburiyetten bu işe devam ettiğini söylüyor.

Yağmur yağdığında dizlerine kadar çamura battıklarını ve birçok hastalıkla uğraştıklarını ifade eden Çakın, “Her zaman iş olmayabiliyor. Bazen de 1 ay boyunca izin kullanmadan her gün gelip çalıştığımızda oluyor. Ayda ortalama 1300 gibi bir tutar kazanıyoruz. Az ama helal para olması şimdilik yetiyor. Ama en azından sigortalarımız olsaydı çok daha içimiz rahat çalışabilirdik” diye anlatıyor.

TARLADA BÜYÜDÜ

Daha çocuk yaşlarda bu işe başlayan Aysel Yılmaz (40) ise, ailesinin geçimini bu şekilde sağlıyor. 4 çocuk annesi olan Yılmaz, şunları ifade ediyor: “Evlenmeden önce aileme destek olmak için başladım bu işlere. O zamanlar mahalledeki tüm kadınlar ve genç kızlar da giderdi tarlalara. Evlendikten sonra ise hayat şartları çok pahalı olduğunu bizzat kendim gördüm. Çocuklarım biraz büyüyünce tekrar başladım çalışmaya. Şimdi bir de ev borcu, 4 çocuğun okul masrafı derken kendimi emekli etmeyi uzun bir süre erteledim.”

‘EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ’

Şimdilerde gittikleri bahçelerdeki işin kolay olduğunu, asıl zorluğu kışın portakal ve mandalina bahçelerinde yaşadıklarını ifade eden İhsan Yerlikaya (36) ise, “Kışın o kadar soğuk olur ki meyveleri toplarken ellerimiz uyuşur soğuktan. Yağmur-çamur da oldu mu hepten halimize lanetler ederiz o zaman. Ama bu işi biliyoruz sadece. En azından emeğimizin karşılığını tam alsak yine eyvallah edeceğiz. Tüm zorluklara ama öyle bir adım da atılmıyor” diye konuşuyor.