Kürdistan’daki kuşların peşine düşen bir Nazi...

Gabelek kuşu, bir Nazi bilim insanını Almanya’dan Hakkari’ye kadar peşinden sürükledi. Gabelek, iklim değişikliği, savaşlar, barajlar ve artan kentleşmeye rağmen hala Kürdistan’ın renkli bir kuşu olarak kalmaya devam ediyor.

Asya kıtasında yaşadığı yerlerde adeta Kürdistan’ın sınırlarını çiziyor; Karacadağ’dan Botan’a, oradan da Zağrosların eteklerine, Hawraman’dan Süleymaniye’ye, Urmiye’den Kirmanşah’a uzanan bir coğrafyada yaşayan “Gabelek” kuşunu (Alaca örümcek) modern bilim dünyası bir Nazi sayesinde keşfetmişti…

Hans Kummerlöwe çocukluğundan itibaren kuşlara merak salmıştı. Merakı onu ülkesi Almanya’nın 20. Yüzyılındaki en önemli ornitolojistlerden (kuş bilimci) birisi yapacaktı. 1923 yılında Leipzig Üniversitesi’nde Fen Bilimler Bölümü’nde okuduğu sırada Alman Ornitolojist (Kuş bilimci) Birliği’ne üye oldu. Aynı yıllarda Adolf Hitler’in öncülüğündeki Nazi ideolojisi “Nasyonal Sosyalist” hareket yeni yeni filizleniyordu.

O yıllarda genç yaşında ırkçı Nazi hareketinden etkilenen ve antisemitizme kapılan Almanlardan birisi de Hans Kummerlöwe’ydi. 1925 yılında Nazilerin Nasyonal Sosyalist Alman Öğrenci Birliği’ne üye olan Kummerlöwe, birbirine zıt olan bilim ve Nazi ideolojisiyle hayatını şekillendirmek istiyordu. Bilim dünyasındaki kariyeri ise Nazilerin yükselişiyle paralel yükseliyordu.

Yakın Alman tarihine “başarısız birahane darbesi” olarak geçen 8 Kasım 1923 günü Münih’teki Nazi kalkışmasının ardından tutuklanan hareketin lideri Hitler tam bir yıl sonra Kasım 1924’te serbest bırakıldı. Nazi hareketinin büyüme süreci kaldığı yerden devam ederken Kummerlöwe, aynı yıl Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) üyesi oldu, 1926’ta Münih’teki parti kongresine ise delege olarak gitti. Bu arada dişi kuşlar üzerinde yaptığı doktora çalışmasını 1930’da tamamlayacaktı.

KÜRDİSTAN’DAKİ KUŞLARLA 1933’TE TANIŞTI…

Nazilerin iktidarı ele geçirmek üzere olduğu 1930’lı yılların başına gelindiğinde Kummerlöwe’nin kuş merakı Avrupa sınırlarının ötesine geçecekti. Kendisi gibi kuş bilimci olan yakın arkadaşı Günther Niethammer ile birlikte aynı yıl Anadolu ve Mezopotamya’daki kuşları araştırmak için Türkiye’ye gitti. Dönüşte çantasında yeni gördüğü çok sayı kuş adının yer aldığı listeyle döndü. Türkiye’nin Ege kıyılarında, Karadeniz ve Kürdistan’da gördüğü kuşlar üzerindeki çalışmaya Nazilerin aynı yıl başa gelmesiyle ara verecekti.

Ancak buna rağmen gençliğinden bu yana üyesi olduğu hareketin ülkede insanlık tarihinin en tehlikeli rejimlerinden birisini inşa edilmesiyle kariyerinin merdivenlerini hızlıca yükseldi. Nazi rejiminin kurulduğu 1933’te önce “devlet memuru” unvanını aldı, 1934’de ise Hitler’in imzaladığı atamayla Dresden’deki Doğa Bilimleri Müzesi’nin başına geçti. O dönem 32 yaşında olmasıyla meslektaşları arasında dikkat çekiyordu. Birkaç yıl sonra ise yine Hitler’in imzasıyla Viyana’daki bütün doğa müzelerinin bağlı olduğu birime müdür olarak atandı.

Türkiye ve Kürdistan’daki araştırmalarına ancak 1930’lı yılların sonunda dönebildi. Wolfgang Neu ile birlikte 1939’da “Türkiye ve sınır komşularına ilişkin yapılan zooloji çalışmalarının bibliyografyası” adlı bir eser hazırladı. Eser, dönemin Ankara hükümeti ile Nazi rejimi arasındaki siyasi işbirliğinin bilim dünyasına nasıl yansıdığının en bariz örneğini oluşturuyor. Zaten önsözde “Türkiye ve Almanya arasındaki geleneksel tarihi bağların bilimsel akademi alanında önemli sonuçlar verdiği” anlatılıyordu.

“Türkiye ve komşu ülkeleri” denilerek Kürdistan kavramından kaçınılan kitapta, yabancı bilim insanlarının son üç yüzyılda yaptığı zooloji çalışmalarının listesi yer alıyor. Kitabın önsözünde Türk hükümetinin Türkçe kaleme aldığı bir de şu tanıtım yazısı yer alıyor:

“Millî ihtilalden Türkiye kuvvetli ve gayesini müdrik bir hükümet olarak çıktı. Bu siyasal kalkınmanın neticeleri git gide daha açık belirlemeye başlıyor: Bunu memleket ekonomisinin kuruluşunda, hükumet ve halk hayatının her sahasındaki planlı değişikliklerinde, bilgi ve sanatın ilerlemesinde görüyoruz. Türkiye’de şimdiye kadar yalnız ecnebi bilginler tarafından ara sıra fırsat düştükçe araştırmalar yapılıyordu, fakat şimdiden sonra memleketin her tarafının muntazam ve planlı araştırılmasını Türkiye bizzat kendi eline alacaktır.

Şuna emin olmalıdır ki bütün çalışmaların başında bir esasa lüzum vardır. İlmî araştırmalarda bu esas, evvela bu sahadaki bütün yazıları tamamen tanımaktır. Bu ihtiyaç Anadolu’da yeni başlayan planlı tabiat araştırmalarında da meydana çıkıyor. Bunun için buraya Türkiye ve civar memleketlerin zoolojisine dair bir bibliyografya koyuyoruz. Türk hayvan alemini bize tanıtacak olan öğretmenlere sunulan bu bibliyografya Anadolu’nun gizli ve kapalı kalan hayvan hazinesini ve onların coğrafi yayılışlarını araştırmak isteyenlere yardımcı olsun.”

İkinci Dünya Savaşı’nın bitimi ve Nazi rejiminin yıkılmasıyla Hans Kummerlöwe, deyim yerindeyse elini kolun sallayarak, Nazi kimliğini bir kenara bırakıp Osnabrück kentine yerleşti. Oradaki doğa bilimleri müzesiyle çalışmaya başlayıp sıradan bir “bilim insanı” rolüne büründü. Taa ki Varşova’da Nazi rejimine karşı verilen direnişin üyelerinden Prof. Tadeusz Jackzewski ile 1946 yılında tesadüfen sokak ortasında karşılanıncaya kadar.

Warşova’daki direniş bastırıldıktan sonra Naziler, Prof. Jackzewski’yi Almanya’ya getirerek toplama kampına atmışlardı. Hayatta kalmayı başaran Prof. Jackzewski Osnabrück’te memleketi Polonya’ya dönüş için işlemleriyle uğraşıyordu ve yolda karşılaştığı Kummerlöwe’yi hemen kentin yönetimini elinde bulunduran İngiliz birliklerine ihbar etti. Bir dönem yolları bilim dünyasında karşılaşan Prof. Jackzewski onun için “Fanatik bir Nazi ama hiç suça karışmadı” dedi.

Hans Kummerlöwe İngiliz askerlerince gözaltına alınıp ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Hayatı boyunca artık bir devlet dairesinde çalışması yasaklanan Kummerlöwe geri kalan ömrünü kuş bilimine ayırdı. Alman devletinin ayırdığı bilimsel araştırma fonlar sayesinde Avrupa’nın yanı sıra birçok ülkede kuşlara ilişkin araştırmalar yaptı. 1930’lı yılların başında yarım bıraktığı Kürdistan’da yaşayan kuşlara ilişkin araştırmasına 30 yıl sonra kaldığı yerden devam etti. 7 kez Türkiye ve Kuzey Kürdistan’a, iki kez de Suriye, Lübnan ve Fas’a gitti.

ALMANYA’DAN HAKKARİ’YE UZANAN BİR MERAK…

1964-1965 yıllarında yolu Van ve Hakkari’ye düştü. Bu gezisinde Kürdistan’da bulunan farklı 219 kuş türünü tespit etti, onları gruplarına ayırarak Kürtçe isimlerinin karşısında Latincelerini yazdı. Bonn’daki Doğal Bilimler Müzesi’nin arşivinde bulunan Kummerlöwe’nin çalışmalarında bilim dünyasındaki ismi “Lanius nubicus” olan “Gabelek” kuşu dikkat çekiyor.

Alman bilim insanının türüne ilişkin ayrıntılı bilgiler verdiği “Gabelek” Kürdistan’da Karacadağ’dan Botan’a, oradan da Zagrosların eteklerine, Hawraman’dan Süleymaniye’ye, Urmiye’den Kirmanşah’a uzanan bir coğrafyada yaşıyor. “Gabelek” uzun kuyrukları ve uçunca fark edilen beyaz yamalı renkli kanatlarıyla biliniyorlar. Şu anda bu kuş “Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türlerin Kırmızı Listesi” olarak bilinen IUCN’nin listesinde yer alıyor.

Özellikle Kuzey Kürdistan’da artan barajlar, diğer yandan da Doğu Kürdistan’daki sulak bölgelerin kuruması diğer canlılar gibi “Gabelek”in de yaşam alanlarını yok ediyor. Dünyada sayıları 120 bin ile 300 bin arasında kaldığı tahmin edilen “Gabelek” için kuşları koruma organizasyon Birdlife Europe “kırmızı alarm” veriyor. “Büyük bir kısmı Türkiye’nin Akdeniz ve Güneydoğu bölgelerinde yaşıyor” denilen bu kuş türünün Avrupa’daki sayısı 30 bin ile 100 bin arasında.

Kürdistan dışında Etiyopya, Sudan, Çad ve Nijerya’nın sınırlarının kesiştiği bölge ile Akdeniz ve Balkanlar’da yaşayan “Gabelek” yazın Kürdistan’ın eteklerine kışın da Orta Afrika’ya göç ediyor. Almanya’dan Hakkâri’ye peşine bir Nazi bilim insanını sürüklediği “Gabelek” iklim değişikliği, savaşlar, barajlar ve artan kentleşmeye rağmen hala Kürdistan’ın renkli kuşu olarak kalmaya devam ediyor.

Kaynaklar:

1- Wolfgang Neu ve Hans Kummerlöwe “Bibliographie Der Zoologischen Arbeiten über die Türkei und Ihre Grenzgebiete” (Türkiye ve sınır komşularına ilişkin yapılan zooloji çalışmalarının bibliyografyası), Leipzig, Otto Harrassowitz Yayınları, 1939.

2- Eugeisz Nowak, “Wissenschaftler in turbulenten Zeiten” (Türbülans zamanlarındaki bilim insanları), Schwerin, Stock/Stein Yayınları, 2005.

3- “Bonner Zoologische Beiträge” (Bonn’daki Zooloji Çalışmaları), Bonn Zooloji Enstitüsü ve Alexander Koenig Müzesi Yayınları, 1972, Bonn.

4- Hans Kummerlöwe’nin Wîkîferheng’de yer alan Kürdistan’daki kuş listesi: https://ku.wiktionary.org/wiki/P%C3%AAvek:Firrindename

5- IUCN’nin 2016'da “Lanius nubicus”a (Gabelek) ilişkin açıkladığı 10 sayfalık rapor.