IEA, perşembe günü yaptığı açıklamada, sera gazı içermeyen enerji ve ulaşımın geliştirilmesi için gerekli olan bataryalarla elektrik depolamanın 2023 yılında dünya çapında eşi benzeri görülmemiş bir büyüme kaydettiğini, ancak 2030 yılına kadar kapasitesinin neredeyse altı kat artırılması gerekeceğini beirtti.

Rüzgâr veya güneş tarlaları, fotovoltaik çatılar veya mini-şebekelerle birleştirilmiş bataryaların konuşlandırılması, geçen yıl 2022'ye kıyasla %130 artarak dünyanın elektrik sistemlerine 42 gigawatt ekledi. 

IEA'nın bataryalara adanmış bu raporuna göre, ulaşımda bataryaların kullanımı %40 oranında arttı.  2020'de 3 milyon olan elektrikli araç sayısı 2023'te yaklaşık 14 milyona çıktı. 

IEA Direktörü Fatih Birol'a göre, “elektrik ve ulaştırma sektörleri, CO2 emisyonlarını sanayi öncesi döneme kıyasla küresel ısınma olasılığını 1,5°C ile sınırlı tutmaya yetecek kadar hızlı bir şekilde düşürmek için tasarlanmış iki sütundur” ve “bataryalar temel olacaktır”. 

Kurum, 15 yıldan kısa bir süre içinde pillerin maliyetinin %90'dan fazla düştüğüne dikkat çekiyor. 

Fatih Birol, “Güneş fotovoltaik-pil kombinasyonu şu anda Hindistan'daki yeni kömür yakıtlı elektrik santralleriyle rekabet edebilir durumda ve birkaç yıl içinde Çin'deki kömür yakıtlı elektrik santrallerinden ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki gaz yakıtlı elektrik santrallerinden daha ucuz olacak” diyor.

Ancak, dünyanın 2023 sonunda COP28'de yenilenebilir enerjilerin 2030 yılına kadar üç katına çıkarılması taahhüdüyle yenilenen iklim taahhütlerini yerine getirebilmesi için küresel depolama kapasitesinin 2030 yılına kadar neredeyse altı katına çıkarılması gerekecek. 

Bu çabanın %90'ını bataryalar oluşturuyor. Depolamanın geri kalanı esas olarak “Step” tipi hidroelektrik barajlar tarafından sağlanıyor. IEA'ya göre 2030 yılına kadar 1.500 GW batarya depolamaya ihtiyaç duyulacak.

Bu depolama, doğası gereği kesintili olan rüzgar ve güneş enerjisinin, üretilen fazla elektriği muhafaza ederek, tüketimin zirve yaptığı akşam saatlerinde veya rüzgar olmadığında uygun zamanda yeniden enjekte edilebilmesi için mümkün olduğunca etkili bir şekilde kullanılmasını sağlıyor. 

Ancak maliyetlerin hala düşmesi gerektiğini vurgulayan IEA, metallerden üretim tesislerine kadar tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesi çağrısında da bulunuyor. 

Şu anda bataryaların çoğu Çin'de üretiliyor, ancak açıklanan projelerin %40'ı Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa gibi gelişmiş ekonomilerde yer alıyor. Rapora göre, tüm bu projelerin hayata geçmesi halinde, bu ülkelerin ihtiyaçları neredeyse tamamen karşılanmış olacak.