Kürt ve Ermeni yapılar yok ediliyor

Van ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık, Kürt ve Ermeni kimliğini anımsatan tarihi yapıların olduğu bütün alanların, bilinçli bir politikayla tahrip edildiğini söyledi.

Tarihi 3 bin yıl öncesine dayanan eski Van şehri, sit alanı olmasına rağmen kaderine terk edilerek, yok olmaya doğru gidiyor.

Urartular, 3 bin yıl önce Van Kalesi’nin güney tarafında şehri kurdu. Dönemin kültür, sanat, ekonomi ve siyasi merkezi konumunda olan şehir, yüzyıllarca Urartulara başkentlik yaptı. 1915’e kadar eski ihtişamını korumaya çalışan şehirde, Kürtler ve Ermeniler bir arada yaşadı. Ermeni Soykırımı’yla birlikte  tarihi kent yıktırıldı ve tahrip edildi. Bu kadim kent toprak altında gün ışığına çıkmayı beklerken, devletin bilinçli politikası nedeniyle kaderine terk edildi. Bugün definecilerin hedefinde olan tarihi kent, hayvan otlatma, barınma ve dinlenme yeri olarak kullanılıyor. Van Tarihi Eserleri Koruma Araştırma Ve Geliştirme Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, “Tarihi Tuşba’da camiler, kiliseler, o dönemin sanatkarların iş yerleri, Kürt ve Ermeni mahalleleri ile çarşı merkezi vardı. Böylesi bir sosyal alan, bugün tamamen yok olma noktasına gelmiştir. Bu eski şehirde bir iki tane cami onardılar ama tarihi hanlar, hamamlar, iş yerleri, konaklar, evler gibi Kürt ve Ermeni yapıları yok olma noktasına geldi” dedi. 

ÇİVİ YAZITI TOPLARLA PARÇALADILAR

Bu tarihi yapılarla ilgili bir algı oluşturulduğuna dikkat çeken Kalçık, şöyle devam etti: “Derler ki, her haç olan yerde mutlaka hazine, define var. Bu mantıkla Van’ın tarihi yapılarını ve Van Kalesi’ni ciddi şekilde tahrip ettiler, birçok değerlerini götürdüler. Bir de orada Meher Kapı var. Meher Kapı, üzerinde çivi yazıyla yazılan bir yazıttır. 12 Eylül’de o yazıtı toplarla parçaladılar. Böylesi anlaşılmaz, bağnaz bir şekilde yok etmeye çalıştılar. Van’ın eski yeri olan Tuşba’da artık kalıntı bir şekilde bulunuyor. Bu tarihi şehre önem vermeyen yetkiler, Van Kalesi’ni de ticarethaneye çevirdi. İnsanların tarihle, kültürle ve turizmle bağını kestiler.”

BİLİNÇLİ BİR POLİTİKANIN ÜRÜNÜDÜR

Tarihi şehrin mutlaka onarılması ve definecilerden arındırılması gerektiğini söyleyen Kalçık, şunları dile getirdi: “Eski şehir adeta köstebek yuvası haline getirilmiş. Burada hayvan girişleri engellenmelidir. Bu eski şehir bizim kültürümüzdür. Eğer ciddi anlamda değerlendirilirse Van kenti ve halkı için büyük bir gelir anlamına gelir. Hem ekonomik hem de turizm anlamında büyük bir kazanç elde edilecektir. Maalesef bunu yapmıyorlar. Karar vericiler, ilgililer ve yetkililer, kar amacı gütmeden bu ilin değerlerini kültürünü, tarihini, coğrafyasını, suyunu ve toprağını korumakla görevli. Tarihle bağımızı sağlayan yapı taşları olan Van Kalesi, eski Van şehri, Van Gölü havzasında bulunan diğer tarihi yapılar korunarak, aslına uygun bir şekilde restore edilmelidir. Maalesef tarihi yapıların olduğu bütün alanlarda taşlar sökülmüş, tahrip edilmiştir. Bu yapıların tahrip edilmesi, bilinçli bir politikanın ürünüdür. Burada yaşamı, kültürü, Kürt ve Ermeni kimliğini, onlara ait bütün değerleri yok etmektir. Bu bilinçli bir uygulamadır.”