Depremin gündemden düşmediği Türkiye’de devletin yetersizlikleri sonucu halk kendi kurduğu inisiyatifler ve dernekler aracılığıyla güvenliklerini almaya çalışıyor. Özellikle 1999 Marmara depremi sonrası devletin deprem konusunda yetersiz olduğunu düşünen halk tarafından sayısı yüzlerle ifade edilen dernek ve inisiyatif kuruldu.
Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği (MAG), kurulan bu dernekler arasından uzun soluklu olan profesyonelleşen derneklerin başında geliyor. 1999 depremi sonrası Mahalle Afet Destek Projesi adıyla bir araya gelen yurttaşlar, bir süre sonra proje kapsamından çıkarak dernekleşti ve deprem konusunda uzman hale geldi. MAG, en son 6 Şubat depremleri sonrası profesyonel arama kurtarma ekipleri ile deprem alanına ilk gelen ve çalışmalara başlayan grup olarak isminden söz ettirdi.
MAG, çalışmalarına deprem sonrası da hız vererek devam ediyor. Son zamanlarda beklenen ve çok büyük bir yıkım olacağı konuşulan İstanbul depremine karşı halkı eğitmeye ve gönüllüler almaya başlayan dernek, İstanbul’da 15 bin gönüllüye ulaştı. Belli seviyelerde eğitimlerden geçen gönüllüler, istedikleri takdirde profesyonel bir eğitim alarak arama kurtarma uzmanı da olabiliyorlar.
6 Şubat depremleri sonrası AFAD tarafından kabul edilen ve aralarında protokol imzalanan MAG, Türkiye genelinde 40 bine yakın gönüllüye eğitim veriyor. MAG gönüllülerinden ve öğretmenlerinden olan Deniz Özgür, MAG’ın faaliyetlerini ve İstanbul depremine karşı yaptıklarını ANF’ye anlattı.
‘DEVLET YETERSİZ KALDIĞI İÇİN BU ORGANİZASYONLAR ORTAYA ÇIKIYOR’
Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği’nin 1999 depreminden sonra faaliyetlerine başladığını belirten Deniz Özgür, devletin yetersizliğinden dolayı böyle bir çalışmanın ortaya çıktığını ifade ederek, şunları söyledi: “Tam adıyla Mahalle Afet Gönüllüleri Acil Müdahale Derneği’nin tüzel bir kişiliği, bir dernek yapılanması var. Beyoğlu ilçesinden gönüllü olarak 5-6 yıldır beraber çalışıyoruz. Ama tarihine baktığımızda MAG, aslında 17 Ağustos 1999 depreminden sonra hayata geçen bir arama kurtarma ağı. Bir dönem vakıf olarak çalışıyor, 2014’de ise dernek tüzel kişiliğine kavuşuyor. MAG’ın özelliği şu: Özellikle sivil alan çok daha görünür olmuştu o dönemde. Devletin yetersiz kaldığı, bu yetersizliğin bariz bir biçimde ortaya çıktığı bir dönem olmuştu. O dönem sivil alan çok daha görünür olmuştu. Hatta o dönem AKUT çok bilinir ve görünür oldu. MAG, o dönemin organizasyonlarından birisidir. Ama temel özelliği, yerel bir farkındalık ve örgütlenmeye ağırlık veriyor. Devletin yetersiz kalmasıyla ortaya çıktı.
Devletin yetersiz kalması çok şaşırtıcı bir sonuç üretmiyor. Bu böyle zaten, yetersiz kalacağı çok aşikardır. Merkezi bir planlama önemli ama asıl önemli olan yerelle çok güçlü bir koordinasyonun sağlanmasıdır. Bu ikisi olmadan afete etkin bir müdahale söz konusu olamaz. Fakat merkezi yapılanma bütün işi kendi tekeline topladığından yereli, sivili, toplumu görmezden gelebiliyor. MAG, bu eksiği kotarmaya, gidermeye çalışıyor. AFAD gördüğümüz kadarıyla bu mantaliteye geliyor; daha fazla gönüllü ile sivil alan ile çalışması gerektiğini yavaş yavaş öğreniyor.”
MAG’IN TEMEL MANTIĞI AFET MESELESİNE YERELİ HAZIRLAMAK
6 Şubat depremlerinin bir milat olduğunu, buradan dersler çıkartılması gerektiğini dile getiren Özgür, MAG’ın mantığını şu sözlerle anlattı: “6 Şubat ise başka bir milat oldu. Umuyoruz, buradan başka dersler çıkartılacaktır. MAG’ın temel mantığı, afet meselesine, toplumu, mahalleleri, komşuları, yereli hazırlamak. Bir tarafı profesyonel arama kurtarma eğitimi veriyor, itfaiye, AFAD ile beraber çalışıyor. İyi bir ekip kurdu, Libya’daki sel felaketine, orman yangınlarına gittiler. O anlamda profesyonel bir operasyon gücü var. Bunun dışında mahallelerde, illerde ve ilçelerde, yerellerde yaptığı daha temel örgütlenme ile bir gönüllü ağı oluşturuyor.”
45 İLDE 40 BİN GÖNÜLLÜ AĞIMIZ VAR
Türkiye genelinde 45 ilde örgütlü olduklarını, 40 bine yakın gönüllü ağına ulaştıklarını söyleyen Özgür, MAG’ın mahallelerde örgütlenmeye önem verdiğini, yerel çalışmaları ciddiye aldığını belirterek MAG’ın eğitimlerini şöyle anlattı: “Şu an Türkiye’de yaklaşık, 45 ilde 40 bine yakın gönüllü ağı var. İstanbul için bu en son 15 bin idi. Şu an için gönüllü çağrısı çıkmıyor ve mevcut olanlar eğitimden geçirilmeye çalışılıyor. MAG’ın birkaç seviyede eğitimi var. Bir temel eğitim, mahalle afet gönüllüleri eğitimi, bu eğitim 36 saatlik yüz yüze bir eğitimdi fakat salgın süreci ve sonrasında online eğitimler de veriliyor. Yangın ve ilk yardım eğitimi veriliyor. Afet psikolojisi eğitimi veriliyor. Bina bilgisi eğitimi veriliyor. Haberleşme, telsiz eğitimi veriliyor ve bir de MAG’ın yapısı anlatılıyor.
En son da tam günlük bir saha eğitimi veriliyor. Bunları fiziksel olarak da alabiliriz. 30 kişiyi tamamladığımızda hocalar sınıfı açıyor, takvim belirleniyor ve yaklaşık 3 hafta sürüyor. Bu eğitimlerden sonra bir tam gün Beylikdüzü’nde Afet Eğitim Merkezine gidip, kuleden atlama, enkaz alanına girip çıkma, ip bağlama yöntemleri gibi pratik eğitimler veriliyor. Bir de MAG’ın MAG Acil Müdahale Eğitimi diye bir bölümü var. O on aylık orta seviye acil müdahale eğitimi. Şu an 80 kişi o eğitimi alıyoruz, bu eğitimin sonunda AFAD sınava sokuyor, AFAD’dan da geçince uzman arama kurtarma eğitmeni oluyor, eğitim verecek seviyeye geliyorsunuz.
Bir de hafif arama kurtarma dediğimiz 3 haftalık bir eğitim var. MAG eğitimini alanlar kendi mahallelerinde organizasyon kuruyor ve bir afet kurulu oluşturup, bir koordinasyon parçası olup, mahallesinde eğitim almak isteyen insanları ağa davet etmiş oluyor. Mahallenin resmi toplanma alanını kontrol ediyor. Kaymakamlıkla, belediye ile temasa geçip, afet ile ilgili çalışmalarını takip ediyor. MAG mahallede muhtar ile beraber çalışıyor. Muhtar ile düzenli olarak görüşüp çalışma halinde oluyor. Herkes kendi eğitimi seviyesinde ekibe dahil olabiliyorlar. Mahallede yardımcı olacak kimler varsa onlarla iletişime geçiyor. Mahalleliyi ekibe her şekilde dahil ediyoruz.”
MAG YÜZ YÜZE EĞİTİM VE TEMASI ÖNEMSİYOR
MAG’ın 2021 yılında AFAD tarafından resmi olarak tanındığını ve akreditasyon sürecine dahil edildiğini belirten Özgür, bu süreçten sonra MAG’ta eğitim alan kişilerin AFAD’da sınava alındığını sınavdan geçenlerin uzman arama kurtarma eğitmeni olduklarını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “MAG, 2021’de AFAD tarafından resmi olarak tanındı ve akreditasyon sürecine dahil oldu. O tarihten beri AFAD’ın eğitimden geçerek belge aldı ve sürece dahil oldu. Artık o anlamda resmi olarak tanınıyor. Fakat MAG’ın şöyle bir durumu var, gönüllü sayısı çok fazla olmasına rağmen dernek merkezi çok az insandan ve fedakarca çaba sarf eden bir ekipten oluşuyor.
Bu insanlar hem operasyon yapıyorlar, hem eğitim veriyorlar, hem belediyelerle çalışıyorlar. Ama her belediye aynı bilinç ve özveri ile davranmıyor. İşin gerçekten sosyal medya ayağı zayıf kalabiliyor bu yüzden dolayı. Hatta yerel örgütlenmelerin bazılarının sosyal medya örgütlenmeleri yok. Yapsak işin büyüyeceğinin farkındayız. Sadece Beyoğlu’nda 200 kişi eğitim aldı, 500 kişi bekliyor. Biz imza masaları açıyoruz, görünür etkinlikler yapmaya çalışıyoruz. MAG’ın merkezi, sanal medyadan ziyade, merkezden iletişim ve yüz yüze temaslar üzerinden bir yapılanmadır.”
İSTANBUL’DA 50 BİN BİNA RÜZGARDA YIKILACAK DURUMDA
Kendileri dışında birçok farklı arama kurtarma organizasyonu bulunduğunu söyleyen MAG eğitmeni ve gönüllüsü Deniz Özgür, hepsinin kendi yerel ağlarını örgütlediğini ancak İstanbul’un depreme hazır olmadığını söyledi. Özgür, konuşmasını şöyle tamamladı: “İstanbul depreme hazır değil. Çok dillerde dolaşan bir seferberlik yapı var biliyorsunuz, İBB de bir planlama yaptı. Bir niyet var, bunu görüyorum ama bu sadece belediyenin kapasitesiyle olabilecek bir şey değil. İstanbul hazır değil. Bu çok net bir realite. Birkaç yılı planlayıp geçirmediğimiz takdirde hazır olacağımızı düşünmüyorum.
İstanbul’da 50 bin bina rüzgarda düşecek durumda. Her birini bir enkaz olarak düşünelim, bir enkazın başında en az 80-90 tane arama kurtarmacı olması lazım. Bu da gönüllü sayısını 1 milyona falan çıkartıyor ki buna ulaşamamış durumdayız. İstanbul’da toplamda 30 bin gönüllü vardır ancak. Hem binaların yenilenmesi anlamında bir seferberlik hem de yerel örgütlenmeler temasın artması gerekiyor. Belediyelere çok iş düşüyor. İnsanların temel eğitimden geçmesi gerekiyor. İnsanlar, çok şeyi bilmiyor. İş çok kapsamlı, belediyeler üzerinden çok sayıda insanın temel eğitimden geçmesi gerekiyor. Çok fazla iş var ama maalesef hazırız diyeceğimiz bir noktada değiliz.”