Mardin’de en eski mesleklerden bir tanesi de hamallık. Tek sermayeleri bellerindeki taşıma ipi olan hamallar, geçmişe göre maddi anlamda çok daha zor durumdalar. Dar ve yokuşlu sokaklardan oluşan Mardin’de eşya ve yük taşımak koşullardan kaynaklı kolay olmuyor.
Yüz kiloyu aşkın yükü sırtlarında taşıyan hamalların sağlık güvencesi ve emeklilik hakkı yok. Yılardır bu şekilde çalışmak zorunda kalan hamallar, sakatlanmadıkları sürece çalışıyorlar. Hiçbir güvenceleri bulunmayan hamallar, bu işin meslek sayılıp, emeklilik hakkı tanınmasını istiyorlar.
Mardin kenti kurulduğundan bu yana meslek haline gelen hamallık, artık son zamanlarını dolduruyor. Sırtlarında eşya yüküyle birlikte yaşamın ağırlığını da hisseden hamallar, çoğu zaman günü boş geçiriyor. Mardin’i vuran ekonomik kriz onları daha çok etkiliyor.
‘BU KENT KADAR ESKİ MESLEK’
40 yıldır bu işi yapan Hacı Şevket, babasının da Mardin’de hamal olduğunu ve ölene kadar da bu işi yaptığını ifade etti. Mardin’in bütün yükünü taşıdıklarını anlatan Hacı Şevket, ne kadar hasta olursa olsun sürekli çalışmak zorunda olduğunu aktararak, “Mardin yolları hep inişli ve çıkışlı, yıllardır burada inşa edilen evlere yükü biz taşıyoruz. Bu kentlerden kurulduğundan hatta kurulurken bile hamallar taşımış bu evlerin taşını. Kentten daha da eskiyiz. Babam da bu işi ölene kadar yaptı. Ev eşyası, yiyecek, dükkan malzemesi ne olursa taşıyoruz. Bazen Mardin Yenişehir’e bile eşya taşıyoruz. Sabahtan akşama kadar sürekli ayaktayız, taşıyacak yük arıyoruz” dedi.
‘ESNAF KAZANMIYOR BİZ DE KAZANAMIYORUZ’
Yaz-kış demeden sürekli çalışmak zorunda olduklarını aktaran Hacı Şevket, sigorta ve bir geleceklerinin olmadığını dile getirerek, şunları söyledi: “Bir geleceğimiz yok. Çalışmasak aç kalırız. Evimizin bütün geçimi sırtımızdaki yükle ilişkili. Eşim hasta, çocuklar daha okuyorlar, 6 çocuğum var. Bir gün işe çıkmasam onlara kim bakacak. Bu iş insani erken bitiriyor. Başka bir iş bilmediğim için hamallık yapıyorum. Ne kadar işe çok çıksak o kadar para kazanıyorduk eskiden; ama şimdi parada kazanamıyoruz. İnsanlar eşya almıyor evlerine. Dükkanlara da eskisi gibi malzeme gelmiyor. Biz de çoğu zaman siftah yapmadan akşam ediyoruz. 3 yıldır ekonomik kriz vurdu burayı da. Gelen giden olmuyor, gelseler de para harcamıyorlar. Esnaf kazanmadığı için biz de kazanmıyoruz.”
‘MESLEK SAYILSA SİGORTAMIZI YATIRIRDIK’
Hacı Şevket, esnafın eskisi mal alamadığını için kendilerine de iş çıkmadığını belirterek, “Kriz herkesi vurdu, bizi daha çok etkiledi. Boş geziyoruz. İşlerin çok iyi olduğu günlerde 150 lira kazandığımız günler oluyordu, şimdi karnımızı zor doyuruyoruz. Sağlık güvencesi ve gelecekte olmayınca nasıl yapacağız bilmiyorum? Okuma yazamam yok, okula da hiç gitmedim. İki kez ameliyat oldum; yine çalışmak zorundayım. Bel fıtığı var, bacaklarım artık kaldıramıyor yükü. Yaş ilerledikçe hatalıkta artıyor. Yüzlerce kilo yükle birlikte bir de yaşam yükü biniyor üzerimize. İşten memnun değiliz ama ne yapacağız. Meslek sayılsa sigortamızı yatırı en azından emekliliğimizi beklerdik. “