Farklı yaşlarda ve farklı tarihlerde Kürdistan Özgürlük Mücadelesine katılan Xeyri ve Fidan adlı iki kardeş 14 yıl aradan sonra devrim toprağı Rojava'da buluştu. Devrimci iki kardeşin 14 yıl aradan sonraki karşılaşmalarında duygusal anlar yaşandı.
Xeyri, Kürdistan Özgürlük Mücadelesine katıldığında henüz 3 yaşında olan Fidan, Rojava devriminin amansız mücadelesinin yürütüldüğü 2014 yılında mücadeleye katıldı. Maxmur’da öğretmen ve direniş safları içinde yerini alan Xeyri devrimin yaşandığı topraklara geldiğinde çocukluğundan itibaren göremediği kardeşini ilk defa gördü.
Farklı hayat hikayeleri ve ortamlarda büyüyen iki kardeşin devrim saflardında buluşmasına tanıklık eden yoldaşları duygusal anları yaşadı.
Xeyri Garzan ve Fidan Garzan biri yıllardır Kürdistan dağlarında gerillacılık yaptı, öteki ise üç yıl önce Rojava devrine katılarak YPj içinde yerini aldı. 14 yıl sonra iki kardeş devrimin tüm sıcaklığı ile yaşandığı Rojava topraklarında sürpriz bir şekilde buluştu. Xeyri’nin gelişinden habersiz olan Fidan boynuna sarıldığı ağebiyi ve yoldaşı Xayri’yi dakikalarca bırakmayarak sevinç göz yaşlarını döktü.
İKİ KARDEŞ DEVRİMİN YAŞINDIĞI TOPRAKLARINDA BULUŞTU!
Xayri, Kürdistan coğrafyasının en zor alanlarından olan Garzan, Botan ve Zagros alanlarında gerilla saflarında faşist egemen güçlere karşı mücadele etti. Seferberlik çağrısı ile Rojava devrimi içinde yerini alan Fidan ise YPJ saflarında DAIŞ çetelerine karşı birçok savaşta yer aldı. Xayri Sağlık sorunlarından dolayı Maxmur Şehit Rüstem Cudi kampında bir yandan ülkelerinde mülteci konumunda tutulan Botan çocuklarını eğitim faaliyetlerine katıldı, diğer yandan DAIŞ çetelerinin Maxmur üzerindeki saldırılarına karşı direniş saflarında yerini aldı. Seferberlik çağrısı ile Kuzey Kurdistan’ın Timok köyünden Rojava devrimi içinde yerini almaya gelen Fidan ise YPJ saflarında DAIŞ çetelerine karşı QSD’nin Hol hamlesinde savaşırken, Türk devletinin çetelere vermiş olduğu füzenin çeteler tarafından atışı ile iki ayağından yaralandı; tedavisine devam ediyor.
2003 yılında Kürdistan özgürlük saflarına katılmadan bir yıl öncesinden Türkiye metrepollarında olduğu için kız kardeşini göremeyen Xayri gerillaya katıldıktan tam 13 yıl sonra başka bir değişle 14 yıl sonra kardeşini Rojava topraklarında gördü. Üç yaşında bir çocuk iken kardeşinden ayrılan Xeyri onun YPJ saflarına katıldığını duyunca tanıyanlardan “Fidan gerçekten büyümüz mü” diye sormuştu. İki kardeşin buluşma anında Xayri sarıldığı kardeşine “sizden ayrıldığımda henüz çocuktun, şimdi bakıyorum büyümüşsün” diyerek espiri ile şaşkınlığını dile getirdi.
‘2008 YILINDA KÖYE GİTTİĞİMİZDE ÇOCUKLAR GÖRMESİN’ DEDİK
Xayri, 2008 yılında gerilla olarak köye gittiğinde bile görememiş kardeşini. O anı Xayri, “biz grup olarak köye gittik. Evimize de uğradık. Ama içeri girmeden önce çocukların bizi görmemesi için evdekileri uyardık. Zaten Fidan o zaman daha çocuktu” deyip gülerek, “gerçi halen çocuk gibi geliyor bana. Ama artık o Mizgin değil, Fidan olarak bir yoldaşım” şeklinde duygularını dile getiriyor.
Kardeşi Fidan’ı görmeden önce tanıdık arkadaşlarından “büyümüş müdür?” diye soran Xayri aldığı cevabın karşılığınıda belki de inanmamış olmalı ki, ilk gördüğünde kardeşi Fidanı önce büyümüş serpilmiş halini süzerek “vallahi de eski Mizgin’den eser kalmamış” şeklinde espirisini yaptı. Fidan ise arkadaşlarından dinlediği ve fotolarından tanıdığı abisi ve yoldaşı Xeyri’nin uzun boyuna sarılarak seviç göz yaşlarını dökmüştü.
İki kardeş saatlerce oturup geçmişi tartıştıktan sonra Rojava devriminin hüküm sürdüğü topraklarda birlikte yolculuğa çıkmıştı. Nede olsa hayali ile yıllardır özgür bir parça Kürdistan hayali ile dağlar mücadele veren Xayri içinde Rojava devriminin sonuçlarını görmekten daha doğal bir talep olamazdı.
‘GÜLÜMSE ÖLÜM UTANSIN’ !
Uzun yıllar Kürdistan dağlarında gerilla saflarında kalan ve 2007 yılında Garzan’da bir ihanet sonucu 7 yoldaşını kaybeden Xayri yaşanan ihanet ve sonrasında yaşadıklarını kalıcılaştırmak için “Gülümse ölüm utansın” adı ile kitaplaştırdı.
Xayri’nin 2007 yılında Garzan’da eyaletinde iç ihanet sonucu 7 yoldaşını kaybedişinin öyküsünü kitaplaştırdığı “Gülümse Ölüm Utansın” kitabının söz sözüne yazılan notların birinde “Vahşi sömürgecilik ve amansız doğaya olaylarına karşı insanüstü inanç ve irade ile verilen bir mücadelenin adıdır Gülümse ölüm utansın. Nefes nefese okunacak ve okundukça bir APO’cu militan’ın yaşamı uğruna ölecek kadar sevdiği halkı, ülkesi insanlığa ne denli hesapsızca değer kattığını göreceksiniz. Kürdistan’da yaşamın gerçeğinden süzülerek eşsiz bir esere dönüşen Gülümse ölüm utansın, insanlığa dair bir çok şeyi gözler önüne seriyor” yorumu yapılmış.
