Tarihi Van şehri kaderine terk edildi
Kürt illerinde tarihi ve kültürel asimilasyona hız veren devlet, Van Kalesinin eteklerinde bulunan tarihi Van şehrini kaderine terk etti.
Kürt illerinde tarihi ve kültürel asimilasyona hız veren devlet, Van Kalesinin eteklerinde bulunan tarihi Van şehrini kaderine terk etti.
Urartular tarafından kurulan eski Van şehri restore edilmediği gibi devlet ve define avcıları tarafından da yağmalanıyor. Urartuların, Kürtlerin ataları olan Hurrilerin devamı olduğunu dile getiren Tarihçi Yazar İhsan Colemêrgi, eski Van şehrinin gün yüzüne çıkarıldığı zaman, Kürtlerin kadim tarihinin de ortaya çıkacağını belirterek “Kürt tarihinden ve kültüründen korkan devlet, bu tür çalışmalara izin vermiyor. Urartu tarihi ortaya çıktığı zaman, Kürt tarihinde ortaya çıkacak” dedi.
Devlet tarafından yapılan barajlar ve HES’ler ile Kürtlerin ve bölgede yaşayan diğer haklara ait tarihi, kültürel ve doğal yapıları yok etme uygulamaları tüm hızıyla devam ediyor. Batman’da Ilısu Barajı bahanesiyle tarihi Hasankeyf çok yakın zamanda sular altında kalacak. Munzur Vadisi’nde yapılan HES çalışmalarıyla, doğal ve kültürel zenginliği ile göz kamaştıran ve binlerce bitki ve hayvana ev sahipliği yapan Munzur Vadisi yok edilecek. Kürt illerindeki tarihi, kültürel, ve yapıları yok etmek amacıyla bölgenin her tarafından asimilasyon uygulamaları yürütülüyor.
ESKİ VAN ŞEHRİ YILLARDIR YAĞMALANIYOR
Bu asimilasyon çalışmalarından biri de Van’da uygulanmaya başlandı. 3 binlik tarihi Van şehri kaderine terk edildi. Van Kalesinin eteklerinde bulunan eski Van Şehri, SİT alanı içerisinde olmasına rağmen, bazı kişiler tarafından yıllardır yağmalanıyor. Şehrin her tarafı tarihi eser ve altın çıkarmak bahanesiyle kazıldı. Toprak üstünde ve toprak altında kalan eserlerin çoğu yağmalanarak, tahrip edilmiş durumda. Özellikle Urartu ve Ermeniler döneminde yapılan tüm eserler yetkilerin gözü önünde yağmalanırken, Osmanlı ve Selçuk döneminde kalan Camiler ise restore ediliyor.
ŞEHİR DEFİNECİLERİN MEKANI OLDU
Eski Van şehri içerisinde onlarca kilise, kule, han, hamam, kervansaray ve binlerce yapıt bulunuyor. Yapıtların çoğu toprak altında kalırken, birçok kilise ve yapıtın kalıntıları ise halen dimdik ayakta duruyor. SİT alanı içerisinde olmasına rağmen bugüne kadar bir çalışma yürütmeyen yetkiler, şehrin yağmalamasına da bugüne kadar hep göz yumdu. Restore çalışması adı altında çıkarılan binlerce eserin ise kayıt altına alınmadan kaçırıldığı iddia ediliyor. Yıllardır eski Van şehri adeta definecilerin mekanı haline geldi.
SADECE SELÇUK VE OSMANLI ESERLERİ RESTORE EDİLİYOR
Selçuk ve Osmanlı döneminde inşa edildiği iddia edilen 8 camiden Hüsrev Paşa ve Horhor camilerin restorasyonları biterken, başta Kaya Cami olmak üzere kalan diğer camilerin restorasyon çalışmaları devam ediyor. Birçok kültürel yapı bünyesinde barındıran ve halkların ortak şehri olan eski Van şehrinde sadece Selçuk ve Osmanlı eserlerin restore edilmesi tepkilere neden oluyor. Tarihçi Yazar İhsan Colemêrgi, eski Van şehrinde bulunan yapıların Urartu Medeniyeti döneminde kalan bir şehir olduğu için devlet tarafından bilinçli bir şekilde ortaya çıkarılmadığını söyledi.
‘URARTU DEMEK, KÜRT DEMEKTİR’
Tarihten bu yana bölgenin Kürtlerin egemenliği altında olduğunu ifade eden Colem, eski Van şehrinde bulunan yapıların ağırlıklı olarak Urartu ve Ermenilere ait eserlerin olduğunu belirtti. Urartuların, Kürtlerin ataları olan Hurrilerin devamı olduğunu dile getiren Colemêrgi, eski Van şehrinin çıkarıldığı zaman Kürtlerin kadim tarihinin de ortaya çıkacağı endişesi nedeniyle devlet tarafından restorasyon çalışması yapmadığını söyledi. Kürt tarihinden ve kültüründen korkan devletin, bu tür çalışmalara izin verdiğini vurguladı. Urartu tarihi ortaya çıktığı zaman, Kürt tarihinde ortaya çıkacağını dile getiren Colemêrgi, “Çünkü Urartu demek, Kürt demektir. Urartu Kralı Sarduri’nin adı, Serdardır, bir diğer kral olan Argeşti yani Argeş’tir. Buran şunu çıkartıyoruz; asıl amaç Kürt tarihini çıkartmamaktır. Bir diğer Urartu kralı olan Russa’a ait kılıcının üzerinde ‘Şuri Şêra’ yazıyor. Devletle bunu çok iyi bildiği için Kürt tarihini ve kültürünü ortaya çıkarmayarak, asimilasyona uğraması için her şeyi süreye yayıyor” dedi.
‘DEVLETİN AMACI KÜRTLERİ ZAMAN İÇİNDE ASİMİLE ETMEK’
Devletin tek amacı, Kürtleri zaman içinde asimile etmek olduğunu belirten Colemêrgi, “Devlet, Kürt tarihi ve kültürünü toprak altında kalması için çalışıyor ve bu eserlerin gün yüzüne çıkmaması için de mücadele ediyor. Egemen ulus, esir aldığı bir toplumun eserlerini ve kültürünü yok etmeye çalışıyor. Mazlum toplumda bu egemen ulusa karşı, mücadelesi daha da yükseltmelidir” şeklinde konuştu.