Torunu Rahime'nin gururuyla yaşıyor
Kürdistan'dan Almanya’ya, oradan da Medya Savunma Alanları’na uzanan Rahime Akşahin'i (Zenda Ekin) ismini verip büyüten babaannesi Rahime Akşahin anlattı.
Kürdistan'dan Almanya’ya, oradan da Medya Savunma Alanları’na uzanan Rahime Akşahin'i (Zenda Ekin) ismini verip büyüten babaannesi Rahime Akşahin anlattı.
Adını verdiği torununu Kürdistan Özgürlük Mücadalesinde şehit veren 69 yaşındaki Rahime Akşahin, oğlunu şunu salkı verdiğini söyledi: "Şerefli ve onurlu bir yolu seçti. Hayatının kararını kendisi özgürce verdi. Özleyip üzülmek yerine onunla gurur duyalım. Onun böyle bir mücadelede yer aldığını bilerek daha güçlü olalım."
Fırat Nehri, masallar anlatır geceleri, gündüzleri de gözbebeklerini yıkar altın yürekli çocuklarının. Dicle gibi anaç duygularla büyütür, baba gibi korur evlatlarını. Sancılı bir doğumla gelen her çocuk özeldir Amara'nın kıyısında, her iki nehrin bağrı olan Mezrabotan'da. Rahime Akşahin (Zenda Ekin) de 1992 yılında burada, Urfa'nın Halfeti (Xalfetî) ilçesinde açar gözlerini. Nice baharları solar bu kutsal beşikte. Ninniler okunur özgür ruhuna, rüyalarına. Yaşayan babaannesinin ismini söylerin kulaklarına. Torunuyla geçirdiği anıları ve hayalleriyle dimdik ayakta kalan 69 yaşındaki Rahime Akşahin, 15 yaşına kadar kendi bakıp büyüttüğü çocuğu Rahime Akşahin'i anlattı:
ANNE VE BABASI ALMANYA'YA GİDER
2 erkek ve 2 de kızkardeşi olmasına rağmen dedesi ile birlikte üstüne titrerdik Rahime'nin. Henüz çok küçükken oğlum ve gelinim, iki çocuklarını da alarak Almanya'nın Hamburg kentine yerleştiler. Rahime ile 2 kardeşi bizimle kaldılar. Çok fazla zaman geçmeden diğer iki torunum da götürüldü, sadece Rahime kaldı yanımızda. İki kardeşinin de Almanya'ya gideceği gün okulda ağlaya ağlaya uyuyakalmıştı. Yüreğimden birşeyler kopmuş; ben de senin annenim, ailenim ve hep yanında olacağım, diyerek teselli etmeye çalışmıştım.
KÜLTÜRÜNE BAĞLI VE CESURDU
Sessiz, cesur ve çok çalışkan bir çocuktu. Çok iyi gözlem yapar ve refleksleri güçlüydü. Gülen bir yüzü vardı, güldükçe yanaklarında güller açardı. Kültürüne çok bağlıydı. Bütün halayları bilir ve Kürtçe şarkı söylemeyi severdi. Küçük yaşına rağmen yetişkin bir karaktere sahipti. Her yaşa ayak uydurur ve anlaşabiliyordu. Yaşıtları ve kardeşleri arasında farklı bir çocuktu.
ALMANYA’YA 15 YAŞINDA GİDER
Bizlere ve toprağına çok bağlı olan torunum 15 yaşına gelince anne ve babası Almanya'ya aldılar. Ben ve dedesi için bu çok zordu ve yokluğuna alışamadık. Almanya'ya gittikten sonra da eğitimine hiç aksatmadan devam etti. Çalışkandı. Toprağına ve halkına olan bağlılığından dolayı çalışmalara katılıp Kürt Özgürlük Hareketi'ni tanımaya başladı. Eğitimi dışında bütün zamanlarını Kürt kurumlarında geçirir ve kendisini geliştirirdi.
18 YAŞINDA DAĞLARA UZANDI
Bu şekilde 2 yıl geçirdikten sonra artık mevcut çalışmaların ötesine geçip 18 yaşında özgür dağlara gittiğinin, gerilla saflarına katıldığının haberini aldım. Babasıyla zaman zaman görüştüğünü ve bundan sonra artık 'Zenda Ekin' olarak mücadele vereceğini anlatmış. Rahime'm artık Zenda Ekin'di ve inandıkları için yaşayacaktı. Ailesiyle çok uzun bir süre geçirmemiş olsa da özellikle babasını kendisine büyük bir sevgi ve hayranlıkla bağlamıştı.
ÖZLEMEK YERİNE GURUR
Bir gün oğlum kızı Zenda ile telefonla konuştuktan hemen sonra beni aradı. Kızını çok özlediğini, onsuzluğa üzüldüğünü anlatıp durdu. Ben de 'kızımız şerefli ve onurlu bir yolu seçti. Hayatının kararını kendisi özgürce verdi. Özleyip üzülmek yerine onunla gurur duyalım. Onun böyle bir mücadelede yer aldığını bilerek daha güçlü olalım' dedim. Bunun üzerine oğlum, Zenda'nın kendisinin duygusal bağlılığını eleştirip kendisini de mücadeleye katılmaya davet ettiğini söyledi. Hiç şaşırmamıştım, çünkü Zenda'm adildi.
Kısa bir süre sonra babası ağır bir hastalık geçirdi. Gördüğü bütün tedavilere rağmen kurtarılamadı ve vefat etti.
BABASININ VEFATINDAN SONRA ŞAHADET
Babasının vefatından etkilendiğini ve taziye için aradığını öğrendim. Verdiği mücadelenin hem sevdikleri hem de halkı için olduğunu paylaştığını da. İnandığı ve uğruna herşeyi geride bıraktığı mücadelesinin üçüncü yılında, 6 Mayıs 2013'te şehadete ulaştığının haberini aldım. Çok sarsılmıştım ve çok ağlamıştım. Kemiklerine kurban olduğumun cenazesini bile göremedim. Onlarca arkadaşı gibi ülkesi ve halkı için şehit düştü. Çok üzülüyor olsam da gurur duymam daha ağır basıyor.
RAHİME İLE BAŞIMIZ DİK
Her ne kadar bir mezarı olduğunu bilmesem de torunumun taziyesini burada, Xalfetî'de de kabul ettik. Yoğun bir katılım vardı. O dönemin BDP Urfa İl Eş Başkanı Celalettin Erkmen, 'Şehitlerimiz haklı bir davanın temsilcileri olmak için dağların yolunu tuttular. Halkı için bedenlerini siper ettiler ve canlarını feda ettiler. Şehit Zenda Ekin sadece Akşahin ailesinin değil tüm Kürdistanlıların evladı ve şehididir. Bizler de mücadelelerine kaldığı yerden devam edeceğiz' diye konuştu.Taziyedeki bu yoğunluk, ilgi ve dayanışmanın dışında konuşulanlar da beni çok etkiledi. Rahime ile gurur duyuyorum. Her zaman başım dik olacak. Onurlu tüm Kürtlerin şehididir. Üzerine ağlayacağım bir mezarının olmasını isterdim.