İklim değişikliği artık dünya çapında hissedilebilir seviyede fakat bunun için uygulanacak politikalar ve önlemler, başta ABD olmak üzere birçok büyük ülke tarafından ciddi anlamda hayata geçirilmiş değil.
Geçtiğimiz Haziran ayı Avrupa merkezli Copernicus İklim Değişikliği Servisine göre Avrupa en sıcak haziran ayını yaşarken; çevre ve ekonomi konularında uzman gazeteci yazar Pelin Cengiz, dünyanın en sıcak 5 yazını 21’inci yüzyılda geçirdiğini aktarıyor. Cengiz’e hem iklim değişikliğinin seyrini hem de büyük ülkelerin ve Türkiye’nin iklim politikalarını sorduk.
KARBONDİOKSİT EMİSYONU 1,7 ORANINDA ARTTI
İklim değişikliği Avrupa’yı ve dünyanın birçok yerini vurdu. Avrupa merkezli Copernicus İklim Değişikliği Servisi (C3S), geçen ayın yeryüzünde kayıtlara geçen en sıcak haziran ayı olduğunu açıkladı. İklim değişikli artık daha hissedilir ve daha çok dillendirilir hale geldi peki önlemler ciddi anlamda ele alınıyor mu?
Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne göre, 2019 yılının haziran ayı dünyada ve Avrupa’da şimdiye kadar en sıcak haziran ayı olarak kayıtlara geçti. 2019 yılının haziran ayının daha önce kaydedilen en sıcak haziran ayından 2 derece daha fazla sıcak olduğu tespit edildi. Avrupa son 500 yılın en sıcak haziran ayını geride bıraktı. Dünyanın gördüğü en sıcak beş yaz 21’inci yüzyılda yaşandı.
Paris İklim Anlaşması’ndan sonra fosil yakıtlardan kademeli olarak çıkış, yenilenebilir enerjilere geçiş politikalarıyla karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik dünyanın farklı yerlerinde çabalar olsa da hala çok yetersiz ve maalesef azaltım ve uyum çalışmaları birbiriyle senkronize değil. Üstelik birkaç ay önce Uluslararası Enerji Ajansı’nın açıkladığı Küresel Enerji ve Karbondioksit Emisyonları Statü Raporu’na göre, dünyada enerji sektörü kaynaklı karbondioksit emisyonu 2018’de bir önceki yıla göre 1,7 artışla 33 gigatona yükseldi. Böylece küresel karbondioksit emisyonunda tarihi zirve görüldü. Açıklanan bir başka rapora göre, dünyanın en büyük küresel 33 bankası fosil yakıtlara Paris İklim Anlaşması’ndan bu yana toplamda 1,9 trilyon dolarlık finansman sağladı. Bunun 600 milyar doları, iklim bilimcilerin dünyanın yenilenebilir enerjiye hızla geçiş yapılmasının gerekli olduğunu söylediği bir zamanda fosil yakıt projelerini hızlı bir şekilde genişleten 100 şirkete gitti.
DÜNYA 1 DERECEDEN FAZLA ISINDI
Dünya hâlihazırda 1 dereceden daha fazla ısınmış durumda. Bunun 1.5 derecede sınırlandırılabilmesi için çok daha fazla eylem ve hedef gerekli. Dünyada özellikle gençlerin başını çektiği Extinction Rebellion ve FridaysForFuture hareketleri, aylardır barışçıl sivil itaatsizlik protesto eylemleri düzenleyerek ülkelerden, hükümetlerden bir an önce harekete geçmelerini, kendilerinden çalınan geleceklerini talep ediyor.
FRANSA, TÜRKİYE VE BREZİLYA’NIN ÇEKİLMESİNİ ENGELLEDİ
Trump G20’de Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararını savundu. ABD’nin bu tavrı iklim protokolünü zora sokar mı yakın gelecekte?
Donald Trump’ın ABD Başkanlığı görevine gelir gelmez ilk icraatlarından biri -seçim vaatlerinden biriydi- ülkesini Paris İklim Anlaşması’ndan çekmek olmuştu. İflah olmaz bir iklim inkârcısı olan Trump, Obama dönemindeki kazanımları geriye döndürdü.
Öte yandan, Japonya’nın Osaka şehrinde 28-29 Haziran tarihlerinde düzenlenen G20 Zirvesi’nden oybirliği ile yayımlanan bildiride, iklim değişikliğiyle ilgili ilginç ifadelere yer verildi. Bildiride, ABD’nin emisyonların azaltılmasında dünya lideri olduğu ifade edildi.
Zirvedeki en büyük mücadelenin de iklim değişikliği yüzünden olduğu belirtilirken bildiride, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda Paris Anlaşması’na güçlü bir atıfta bulunma talebi karşılık buldu. Liderlerin iklim değişikliği konusunda “değişikliğe karşı olduğunu” belirten Macron, Trump’ın Türkiye ve Brezilya’yı da Paris Anlaşması’ndan çekilmeye ikna etme tehdidini engellediğini açıkladı.
ABD BİLDİRİDE KENDİ İKLİMİNİ ÖVDÜRDÜ
Ama ABD hala anlaşmaya yanaşmıyor değil mi?
Evet, üstelik Fransa’nın hamlesi karşılığında ABD, itirazlarının güçlü bir ifadesini içeren ve kendi iklim politikasına övgüler düzen bir paragrafı bildiriye sokmayı başardı. Bildiride, “ABD, Amerikalı işçilerin ve vergi mükelleflerinin dezavantajları nedeniyle Paris Anlaşması’ndan çekilme kararını yineliyor. ABD emisyonların azaltılmasında bir dünya lideridir” ifadesi yer aldı.
Trump, zirvede yaptığı konuşmasında, ABD’nin “şimdiye kadarki en temiz hava ve suya sahip olduğunu” söyleyerek “Ancak uzun bir süre boyunca kurduğumuz şeyin muazzam gücünü feda etmeye istekli değilim” dedi. Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararını da savunan Trump sorunu “görmezden geldiğini” reddetti. Trump, öteden beri küresel ısınmayla ilgili önlem almaya çalışmanın ABD ekonomisini etkileyeceğini savunuyor.
Elbette tüm bu gelişmeler, iklim kriziyle mücadele için kritik gelişmeler. Her ne kadar ülkeler bazında, Avrupa Birliği gibi kıtasal bazda ve hatta Trump’a rağmen ABD’nin eyaletleri bazında iklim mücadelesi sürüyor. Ancak, yine de ABD gibi bir ülkenin başındaki siyasi figürün bu söylemlerinin mücadeleyi sekteye uğratmasa da yavaşlamasına sebep olduğunu söyleyebiliriz.
AKDENİZ HAVZASI EN SICAK NOKTALARDAN BİRİ
Türkiye de son 48 yılın en sıcak haziran ayını geçirdi. Yağış miktarına bakıldığında bazı illerde rekor kırıldı. Türkiye iklim değişimin etkilerini nasıl hissediyor?
Türkiye iklim krizinin etkilerini aşırı hava olaylarının artan sıklığı, şiddeti ve yoğunluğuyla deneyimliyor. Geçen ay Karadeniz’de sel ve su taşkınları ölümlere sebep oldu. Geçen yıl da yine aşırı yağış, fırtına ve dolu yağışları gözlemlenmişti. Bunun yanı sıra özellikle haziran ayında başta Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok noktasını etkisi altına alan sıcak hava dalgasından Türkiye de ciddi oranda etkilendi.
İstanbul Politikalar Merkezi tarafından geçen hafta bilimsel raporlardan derlenerek açıklanan bir rapora göre; Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzası iklim değişikliğinin sıcaklık artışı, yağışların ve toprak neminin azalması, bunlara bağlı kuraklık ile aşırı sıcak dönemlerin yaşanması gibi etkileri açısından en sıcak noktalardan biri olarak kabul ediliyor.
1998’DEN BU YANA SICAK DALGA ARTIŞI VAR
Nedir bu sıcak dalgası?
Gündüz en yüksek ve gece en düşük sıcaklıkların 95. persentil üzerinde en az 3 gün devam etmesini sıcak dalgası olarak tanımlayan araştırmacılar, 1960 ile 2006 arasında sıcak dalgalarının hem sayısının hem de süresinin ve yoğunluğunun önemli ölçüde arttığını bulmuşlar. Özellikle de Türkiye’nin batı, güneybatı ve iç bölgeleriyle Doğu Karadeniz kıyılarını ve Balkanların batısını sıcak dalgası için sıcak noktalar olarak değerlendiriyorlar.
Sadece Türkiye’yle ilgili yapılan çalışmalarda da sıcak dalgalarındaki artış net olarak görülüyor. Raporda bahsedilen bir başka çalışma, Türkiye’nin batı bölgelerinde 1965-2006 yılları arasındaki sıcak dalgalarını hissedilen sıcaklık endeksini kullanarak ve sıcaklıkların en az 3 gün 90. persentil üzerinde devam etmesini sıcak dalgası şeklinde tanımlayarak inceledikleri çalışmalarında sıcak günlerin, sıcak dalgaları sayısının ve sıcak dalgalarının süresinin incelenen 41 yıl içinde artış gösterdiğini, özellikle de 1998’den sonra çok arttığını bulmuşlardır.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü Araştırma Dairesi tarafından yapılan bir çalışmada ise günlük en yüksek sıcaklıkta normalden 5 derece daha sıcak değerlerin 5 gün devam etmesi durumu sıcak dalgası olarak tanımlanmış ve bütün Türkiye’de 1971 ile 2016 yılları arasında toplam sıcak dalgası sayısının arttığı bulunmuştur. Bütün Türkiye’de 1971-2016 yılları arasında toplam sıcak dalgası sayısı arttı. Aynı çalışmaya göre iklim değişikliği nedeniyle sıcak dalgası yaşanan gün sayısı 2013-2098 arasında RCP 4,5 senaryosuna göre yılda ortalama 42 gün (20-110 gün arasında), RCP 8,5 senaryosuna göre ise yılda ortalama 78 gün (27-2014 gün arasında) artacak.
TÜRKİYE’NIN SICAK HAVA EYLEM PLANI YOK
Yani yaz artık eskisinden de sıcak mı geçecek?
Türkiye hem iklim krizinin etkilerini giderek daha fazla hissedecek hem de özellikle yaz aylarında sıcak hava dalgalarına daha maruz kalacak. Dünya Sağlık Örgütü iklim değişikliği nedeniyle artan sıcak dalgalarının sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine karşı koruyucu ve önleyici tedbirler alınabilmesi için ulusal ve bölgesel düzeyde Sıcak-Sağlık Eylem Planları’nın hazırlanmasını ve uygulanmasını tavsiye ediyor. Türkiye’nin maalesef sıcak hava eylem planı yok. Meteoroloji sadece sıcak hava dalgası geleceğiyle ilgili uyarı yapıyor. Oysa önlemleri alacak olan ve sıcak hava dalgası başladığında alarm seviyelerini belirleyecek olan Sağlık Bakanlığı…
Türkiye’de de en kısa zamanda yetkili kuruluşların yerel yönetimler, üniversiteler, meslek ve uzmanlık kuruluşları ve sivil toplumla iş birliği yaparak ve pilot illerden başlayarak iller ve bölgeler düzeyinde Sıcak-Sağlık Eylem Planları’nın hazırlanması için gerekli çalışmaları başlatması gerekiyor.