Yerli halklar bio-çeşitliliğin yüzde 80’ini koruyor
Yerli halklar dünyadaki bio-çeşitliliğin adeta bekçisi konumunda.
Yerli halklar dünyadaki bio-çeşitliliğin adeta bekçisi konumunda.
Geleneksel yaşam alanlarından kopmayan yerli halklar dünyadaki bio-çeşitliliğin yüzde 80’ini koruyor.
Dünyanın 70 ülkesinde kendini yerli halk olarak tanımlayan 370 milyonu aşkın kişi yaşıyor. Sadece Latin Amerika’da 400’ü aşkın yerli halk grubu var. Yerli halklar geleneksel yaşam alanlarını modern istilaya karşı koruyarak aynı zamanda bio-çeşitliliğin de muhafaza edilmesini sağlıyor.
Merkezi Roma’da bulunan Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu’nun sağladığı verilere göre yerli halkların geleneksel yaşam alanları olağanüstü oranda bio-çeşitliliğe ev sahipliği yapıyor. Fon’a göre dünyadaki karasal bio-çeşitliliğin yüzde 80’i yerli halklar sayesinde korunabiliyor.
Yerli halkların yaşamlarını sürdürmeleri yaşadıkları bölgedeki doğal dengenin korunmasına bağlı. Örneğin Amazon bölgesinde koruma altında olan yerli halk bölgelerinde doğal yaşam zarar görmüyor. Burada kaçak avcılık, kaçak tarım alanları açmak gibi faaliyetleri yok çünkü yerli halklar adeta buraların bekçileri konumunda.
Dini, kültürel ya da yaşamsal diğer nedenlerle yerli halklar, toprağa ve çevrelerine büyük önem gösteriyorlar. Bu da onları çevrelerindeki eko sistemin koruyucuları olarak öne çıkartıyor.
Modern yaşamın istilası, yeni tarım alanları, sanayileşme gibi faktörler dünyanın bir çok bölgesinde faunayı ciddi bir biçimde değiştirirken yerli halkları koruyan yasalar sayesinde doğal miras muhafaza edilebiliyor.
5 binden fazla yerli halk dünyadaki karanın yüzde 20’sinde yaşamlarını sürdürüyor. Dünya nüfusunun sadece yüzde 6’sını oluşturan bu halkların genelde düşük gelirli sınıftan. Dünyada düşük gelirli kesimin yüzde 15’ini yerli halklar oluşturuyor.