YPG’de mücadele ve eğitim iç içe

YPG, DAİŞ’e ve çeşitli çete gruplarına karşı mücadelesini kesintisiz sürdürürken bir yandan da yeni ve eski savaşçılarını eğitmeye devam ediyor.

YPG savaşçılarını sadece askeri olarak değil düşünsel olarak da eğitiyor. Düşünsel eğitimlerde en az askeri eğitimler kadar savaşçılar üzerinde etki bırakıyor ve onları gelecekteki görevlerine çok daha güçlü sarılmalarını sağlıyor.

YPG bünyesinde savaşçıların komuta görevlerine hazırlanması için kurulan Şehit Lorans Akademisinde eğitim gören Arap savaşçılarda bu eğitimlerden en fazla etkilenenlerden.

4 yıldır YPG saflarında mücadele eden ve ve ilk defa böyle bir eğitime katılma fırsatı bulan Ahmet Abdulselam Dabul bu eğitimle dünyasının değiştiğini ifade ederek bu eğitimin yaşamında ve düşünce sisteminde yarattığı değişimleri anlattı.

‘SAVAŞ DA BİR EĞİTİMDİ’

Aslen İdlibli olan fakat Qamişlo’da büyüyen YPG savaşçısı Dilşer Cudi YPG’ye katılımında çocukluk döneminin büyük rol oynadığını belirterek çocukluk döneminde bir komşuları sayesinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirleriyle bir tanışma yaşadığını ifade ediyor. Dilşer Cudi, bu süreci ve YPG’yle tanışmasını şöyle anlatıyor: “Çocukken mahallemizde Kürtlerle iç içe yaşıyorduk ve dostane bir ilişkimiz vardı. Mahfuze isminde Kürt bir komşumuz vardı. Kürt Özgürlük Mücadelesine inanıyordu. Bazen bizlere de bahsederdi. Onun üzerimde etkileri yoğun oldu.

2004 yılında Qamişlo Serhıldanları geliştiğinde bende Kürtlerle birlikte serhıldanlara katıldım. 2012 yılında devrim başladığında yeniden arkadaşlarla ilişkilendim. O zaman Til Meruf’ta yaşıyordum, arkadaşlar geldiler. Onlara evimi açtım ve orada halkla ilişkilenmelerine yardımcı oldum. Ama o zaman YPG’yle ilişkilenmem sadece yardım düzeyindeydi. DAİŞ Til Meruf’a saldırdığında YPG’ye katılmaya karar verdim ve o gün bu gündür hemen hemen tüm savaşlarda yerimi aldım. Aslında bu YPG bünyesinde savaşa katıldığım tüm süreçte benim için bir eğitimdi. O süreçte kendime ve halkların birlikte yaşamına inancım daha fazla gelişti. ”

‘KÖRDÜM AMA GÖZLERİM YENİDEN AÇILDI’

Yaşadığı savaş deneyimi ve YPG tecrübesinin de kendisi için başlı başına bir eğitim olduğunu fakat düşünsel eğitimle kendini yeniden dünyaya gelmiş gibi hissettiğini ifade eden Dilşer Cudî sözlerini şöyle sürdürdü: “3 aydır Lewend Demhat Eğitim devresindeyim. Her ne kadar savaş içinde edindiğim öğrendiğim çok şey olsa da bu eğitimde anladım ki düşünsel olarak bir kör gibiydim ve sanki gözlerim yeniden açıldı.

Tüm eğitimlerimiz Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın savunmaları temelindeydi. Başkanın Apo’nun düşüncelerini daha yakından tanımak benim için heyecan vericiydi. Gerçekten bunu rahatlıkla söyleye bilirim ki Önderliğin yaptıkları aynen bir peygamber gibidir. Önderliğin tarihide İbrahim peygamber gibi. İkiside Urfa’dan çıkmış. Kendimi dünyaya yeniden gelmiş gibi hissediyorum.

. Eğitimde birçok arkadaşla birlikte yaşamsal dersler gördük. Demokratik ulus, insanlık tarihi, Ortadoğu ve halklar tarihi üzerine eğitimler gördük. Yine askeri teoriye ilişkin dersler göreceğiz önümüzdeki dönemde bu da önümüzdeki görevleri daha güçlü yerine getirmemize katkı sunacak.”

‘TÜM KADINLARDAN ÖZÜR DİLERİM’

Jineoloji ve kadın tarihi derslerinin bu eğitimde kendini en fazla etkileyen derslerden olduğunu ifade eden Dilşer Cudî, “Ortadoğu toplumlarında özellikle de bizim Arap toplumunda kadına yaklaşımda ciddi sakatlıklar var. Kadınlar hem insanlık tarihi boyunca hem de bizim coğrafyamızda çok acı çektiler ve çekiyorlar. Ben önce bunların çok da farkında değildim. Tabi ki YPG içinde geçirdiğim yıllar boyunca kadının gücünü gördüm fakat yine de kadınla erkeği eşit görmüyordum.

Mesela daha önce toplumda işte bazı işlerin kadın işi olduğunu ve bazı işlerinde erkek işi olduğunu kadının evden sorumlu olduğunu yine erkekten sonra geldiği zihniyeti bende de vardı. Ama şimdi bunun ne kadar yanlış olduğunu anladım. Ama bu eğitimde kadının tarihten beri gelen gücünü ve etkisini anladım. Gerçekten daha önce bunları bilmiyordum. O yüzden benim kendimin de kadınlara yanlış yaklaşımlarım olmuştur. Şimdi aslında kadınlardan yürekten özür diliyorum” dedi.

‘EĞİTİMDEN SONRASI İÇİN BİRÇOK PROJEM VAR’

Eğitimin kendisinde geleceğe dönük birçok fikir geliştirdiğini vurgulayan Dilşer Cudî, “Eğitimden çıktıktan sonra yapmak istediğim birçok şey var. Ama her şeyden önce halkların kardeşliği için daha fazla çalışacağım. Eğitimde Dünya tarihi, Ortadoğu tarihi ve halkların tarihi üzerine birçok yoğunlaşmamız oldu. Ben kendimde bu noktada çok düşündüm. Ben kendim Kürtlerle dostluk içinde büyümüş olmama rağmen kendi zihniyetimde bile devletin yarattığı etkilerin yine Arap milliyetçiliğinin etkilerini gördüm. Ama şimdi halklar arasına böyle haklar anlamında farklılık koyan bir zihniyetin hiçbir halka da faydasının olmadığını anladım

Eskiden dünyamız çok dardı fakat bu eğitimde dünyanın ilk oluşumundan tutalım insanlık ve halklar tarihine kadar eğitim aldık. Ama eskiden bunların hiç birini bilmiyorduk. Eskiden bildiğimiz tek tarih devletin öğrettiği tarihti. O’da kendi rejimlerinin tarihiydi. Ondan başka bir şey görmediğimiz için, bizim için hakikat oydu. Ama bu gün benim için hakikat özgür ve eşit bir yaşamı kurmak” diye konuştu.

‘DEMOKRATİK FEDERALİZMİN YAŞAMSALLAŞMASI İÇİN ÇALIŞACAĞIM’

Dilşer Cudî eğitimde yaşadığı yoğunlaşma sonucunda demokratik federalizm projesinin Suriye’deki halkların kardeşlik temelinde yaşamını geliştirmek açısından hayati önemi olduğunu gördüğünü ifade ederek anlatımlarını şöyle sonuçlandırdı: “Bu bir Önderlik projesidir. Çünkü Önderlik özgürlüğü ve demokrasiyi sadece Kürtler için geliştirmiyor. Bütün halklar için geliştiriyor. Tüm Suriye ve Ortadoğu içinde projeler geliştirdi. Demokratik Federalizm projesi de bunlardan birisi.

Suriye Demokratik Federasyonu Suriye’yi cennetleştirebilecek bir proje, kim cennette gibi yaşamak istemez ki. Bütün halklar kendi halklarıyla özgür bir şekilde yaşayacak. Bu proje sadece Kürtler için değil tüm Suriye halkları için geliştirildi. Ama öncülüğünü Kürtler yaptı. Gerçekten bu demokratik federalizm projesinin başarıya ulaşmasını ve Suriye’de bir çözümün gelişmesini istiyoruz. Bende bu istemle bu projenin zaferi için eskisinden daha güçlü katılacağım. Çünkü artık çocuklarımızın özgür ve eşit temelde büyümesini istiyoruz.”