GÖRÜNTÜLÜ

Yüzbinlerce mültecinin sığındığı Rojava’ya yardım yok

Suriye’deki çatışmalardan, DAİŞ vahşetinden kaçan yüzbinlerce kişiye kucak açan Rojava kendi imkanlarıyla bu yükü sırtlamaya çalışıyor.

Suriye’nin 5 yıldır yaşadığı krizli ve çatışmalı ortamda tüm saldırılara ve ekonomik ambargolara karşın tek istikrarlı alanı olan Rojava Kürdistan’a göçmen akışı sürüyor.  

Suriye’nin 5 yıldır yaşadığı kaos ve kriz ortamı sürerken DAİŞ çete saldırıları ve DAİŞ ile SUK çeteleri arasında süren çatışmalardan dolayı bu bölgelerden Rojava Kürdistan’a yoğun göç yaşanıyor. Suriye içinden olduğu kadar başta Musul olmak üzere Irak’tan da yoğun göç alan Rojava sınırlı imkanlarına rağmen mültecileri geri çevirmiyor ve ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor.

100 binlerce kişinin göç ettiği Rojava’da ve Kuzey Suriye’de yaşanan ekonomik ambargo ve savaş durumuna rağmen imkanları olmayanlar hazırlanan kamplara yerleştirilirek barınma, su ve yemek ihtiyaçları Rojava Demokratik Özerk Yönetimi tarafından karşılanıyor. Rojava Kürdistan’ın her 3 Kantonu’nda yer alan toplam altı mülteci kampında şu an 40 civarında mülteci yaşıyor ve bu sayı her geçen gün artıyor.

Özellikle Şehba bölgesi, Halep çevresi ve Musul tarafından göçlerin güçlük olarak arttığı Rojava ve Kuzey Suriye’de göçmenlerin ihtiyaçlarını karşılamada çok ciddi bir sıkıntı yaşanırken bu konuda yalnız bırakılıyor.

Türkiye’nin göçmenleri kendisine karşı koz ve politik malzeme olarak kullanmasına karşın 100 binlerce dolar yardımda bulunan Avrupa en yoğun göç alan ve ekonomik ambargo altında bulunan Rojava’ya bu konuda hiç bir yardım da bulunmuyor. Yine tüm başvurulara rağmen uluslararası alanda mülteciler konusunda çalışmalar yürüten kurumlarda görevlerini yerine getirmiyor.

Göçmenlerin gelişi ve yaşanılan sıkıntılar konusunda durumları birbirine benzeyen üç kantondan Cizre Kantonu Demokratik Özerk Yönetimi yetkilileri ve Rojava’da bulunan 6 mülteci kampından biri olan Hol Kampında bulunan mülteciler ve kamp yönetimi göçmenlerin yaşadıkları sıkıntılar ve ihtiyaçları anlattı.

6 KAMPTA 40 BİNDEN FAZLA MÜLTECİ YAŞIYOR

Suriye’de DAİŞ ve SUK çetelerinin gayri insani ve ahlaki uygulamalarından kaynaklı 800 bin üzerinde insan Rojava Kantonlarına göç etti ve bu sayı her geçen gün daha da artıyor. Göçmenlerden imkanları olanlar Rojava’da ev kiraladı veya yakınlarının yanlarına yerleşti. İmkanları olmayanlar ise Demokratik Özerk Yönetimin göçmenler için hazırladığı kamplara yerleştiriliyor. Bu kamplarda şu anda 40 binin üzerinde insan yaşıyor ve göçmenlerin büyük bir bölümü Şehba bölgesinden diğerleri ise Suriye’nin DAİŞ işgali altında bulunan çeşitli yerleri ve Iraktan.

Cizire Kantonu İçişleri Konseyi başkanı Kenan Berakat Suriye’nin yaşadığı krizli durumun bütün halkları etkilediğini, Rojava’nında ciddi çete saldırılarına uğradığını belirterek Rojava’nın bu çeteleri ve saldırılarını kırdığını söyledi. Berekat bu saldırılar kırılıp bölgeler güvenlikli bir sisteme kavuşunca Rojava halklarının yerlerine geri döndüklerini dile getirerek, “Ama Suriye’nin diğer bölgelerinde göç yaşanıyor. Göçmenler yönlerini güvenli ve istikrarlı yerlere çeviriyorlar. Bu noktada Rojava’nın Cizîrê, Efrin ve Kobanê Kanton’ları yoğun göç alıyor. Bizlerde Rojava Demokratik Özerk Yönetimi yetkilileri olarak imkanlarımız doğrultusunda ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Hem de güvenliklerini sağlıyoruz” dedi.

EN FAZLA AFRİN KANTONU’NA GÖÇ OLUYOR

Rojava’nın tüm kantonlarına göçler yaşanırken DAİŞ çeteleri ve SUK çeteleri arasında yaşanan çatışmalardan dolayı Şehba bölgesinden yüzbinlerce insan yönünü Efrin Kantonu’na çevirdi. Efrin Kantonu’nda bulunan 27 Ekim 2014’te açılan Rubar kampında bir ay önce yapılan araştırmaya göre30 binin üzerinde göçmen yaşıyor ve Şehba bölgesinde yaşanan gelişmelerden dolayı son bir aylık süreçte bu sayının hızlı bir artış gösterdiği belirtiliyor.

26 Ocak 2015’te Kobanê kent merkezinin DAIŞ çetelerinden temizlenmesinden sonra, evleri yaşanan savaşta çeteler tarafından yıkılmış yurtlar için 1 Mart 2015 tarihinde Miştenur Kampı kuruldu. Başlangıçte yüzlerce Kobanêli aileden oluşan kampta şu an yeniden inşa çalışmalarından dolayı ailelerin sayısı oldukça azalmış durumda. Kampta yaşayan yurttaşların büyük çoğunluğu Rakka, Minbic, Cerabluslu ve Şam’dan gelen yurttaşlardan oluşuyor.

Cizîre Kantonu Dış İlişkiler Konseyi üyesi Sena Deha Rojava devriminin ruhu gereği mağdur durumda olan bütün insanlara kapılarını açtıklarını ve yardımcı olmaya çalıştıklarını dile getirerek, “ Babê ve Şehba’da ki savaşın gelişmesiyle beraber göç dalgasında çok fazla artış oldu. Rojava Özerklik Yönetimi olarak göçmenlerimizin barınma ve yaşamsal ihtiyaçlarını gidermek için çok çaba harcıyoruz” diye konuştu.

KAMPLARIN 4’Ü CİZÎRE KANTONU’NDA

Rojava’da bulunan toplam 6 mülteci kampı Cizire Kantonu’nda yer alıyor.

KDP’nin Iraklı göçmenlere kapılarını kapatmasından dolayı binlerce göçmenin Rojavaya akın etmesi üzerine 21 Nisan 206’da açılan HOL Kampı’nda da şu an 5000 üzerinde mülteci yaşıyor. Yerleşimcilerinin büyük bir bölümü Musul’dan olan Kampın sayısı göçün devam etmesiyle birlikte her geçen gün daha da artıyor. Yine Cizire Kantonu’nda bulunan Rojava Kampı’nda da Irak’lı mülteciler yerleştirilmiş durumda.

Cizire Kantonu’nda yer alan Newroz Kampında ise DAİŞ’in 3 Ağustos 2014’te Şengali işgali sürecinde KDP tarafından savunmasız bırakılan yüzlerce Êzîdî ailesi yerleştirilmiş. Kampta şu anda 3 bin 400 kişi yaşıyor.

Cizîre Kantonu’na bağlı Sêrêkaniyê’nin 40 km batısında bulunan Mebrûka Mapı 25 Mayısta açıldı. Kampta çoğunluğu Rakka’dan gelen 300’den fazla kişi yaşıyor.

‘BAŞVURULARA RAĞMEN YARDIM GELMİYOR’

Cizirê Kantonu Toplumsal İşler Konseyi üyesi Mahmut Karo şu anda Suriye’de en yaşamsal alanın Rojava olduğunu bundan dolayı da sürekli göç aldığını belirterek “Bizde buradaki insanların ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyoruz ama imkanlarımız kısıtlı olduğu için tam istediğimiz tarda bir hizmet sunamıyoruz. Çünkü herkesin bildiği gibi Rojava toprakları üzerinde halen savaş devam etmekte ve ambargolar uygulanmaktadır. Buna rağmen çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Kamplarımızda, insanlarımız en önemli ihtiyaç su, yemek ve sağlık malzemeleridir. İçinde bulunduğumuz koşullardan kaynaklı, halkımızın bu ihtiyacını her ne kadar karşılamaya çalışsak da, yine de temin etme konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Bütün devletler göçmenlere yardım etmesi için Türkiye’ye çok yüksek miktarlarda yardımlarda bulunuyorlar, ancak Türkiye’ye gelen yardımların ancak onda biri bize gelmiyor” dedi.

Cizîre Kantonu Dış İlişkiler Konseyi üyesi Sena Deha mültecilerin koşullarını iyileştirmek maddi imkanlaırnın yetmediğini ve bulundukları koşulların yarattığı zorluklardan dolayı BM’ye yardım talebinde bulunduklarını belirterek şunları söyledi: “Yaşadığımız ambargo durumu var, Sêmalka kapısı kapalı, Türkiye sınırları kapalı ve halen sürmekte olan savaş koşulları be eğer ki yardım malzemelerini bize ulaştırmakta zorlanıyorlarsa finansal destek sunarak yardımcı olabileceklerini BM yetkililerine ilettik. Ama bu konularda gerekli yardımı görmedik

Bildiğiniz gibi yaz mevsimi içerisindeyiz ve bununla beraber gelişen birçok hastalık da var. Bu yüzden ilaç stoğumuz neredeyse hiç kalmadı. Bu yüzden BM’ye ve bütün insani yardım kuruluşlarına bir an önce harekete geçmeleri konusunda çağrıda bulunuyoruz” diye konuştu.

 

 ‘HOL KAMPI YAŞADIĞIMIZ SIKINTILARIN EN BELİRGİN GÖSTERGESİ’

Rojava’nın Cizire, Efrin ve Kobanê kantonlarının insani bir görev olarak Suriye ve Iraklı mültecilere kucak açtığını fakat yaşanan savaş ve ekonomik ambargodan dolayı ciddi sıkııntılar yaşadıklarını ifade eden Mahmut Karo Rojava Demokratik Özerk Yönetiminin tüm çabalarına karşı mültecilerin ihtiyaçlarını karşılamaya imkanlarının yetmediğini bu konuda belirgin örneğin Hol Kampı olduğunu söyledi.

Mahmut Karo Hol Kampı’nda yaşanan sıkıntılar ve kamp yerleşimcilerinin ihtiyaçları konusunda şunları söyledi: “Hol kampı için yakın bir alanda içme suyu bulunmamasından dolayı her gün tankerlerle 100 km mesafeden içme suyu temin etmeye çalışıyoruz. Buda başlı başına bir maliyet gerektiriyor. Ayrıca ağır hasta olan insanlarımız var, yazın gelmesiyle beraber havalar çok sıcak olduğu için bazı hastalıklarda baş göstermekte. Bu hastalıklarla mücadele etmek için ilaç sıkıntısını çok fazla yaşıyoruz.

Bu konuda BM ve dış ülkelerden yardım gelmesini bekliyoruz. Buradaki insanlarımız çok mağdur durumda kalıyor ancak yardım etmekle mükellef olan devlet ve kurumlar Rojava’ya yardım etmiyorlar.

Hol kampımıza temin etmeye çalıştığımız yardımlar gereken ölçülerin çok altında kalıyor. Yaz mevsiminde bu insanlarımızın soğuk suya ve vantilatöre ihtiyaçları var. Bunlar bu topraklarda çok gerekli ihtiyaç ancak maliyeti yüksek olduğu için karşılamamız çok zor. Mevsim koşulları gereği bu ihtiyaçlarımızın da acilen karşılanması gerekiyor. Örneğin 3500 kişilik Hol kampının vantilatör ihtiyacını karşılamak için gereken maliyet 300.000 dolar geçiyor, bunlarla beraber birde diğer ihtiyaçlar eklendiğinde yaşadığımız zorlanmayı anlamamak güç değil. Sadece günlük soğuk su ve buz ihtiyacını karşılamak bile bir milyon Suriye lirası kadar maliyeti var. Bizimde koşullarımız belli, gerçekten çok zorlanıyoruz. Bazen bize ulaşan yardımlar oluyor ancak az sayıda ve kalitesiz malzemeler gönderiyorlar, bu da halkımızın mağdur durumda kalmasına sebep oluyor.

Mağdur olan halklarımıza sahip çıkılması ve yardım edilmesini istiyoruz. Burada bazı insanlarımız gece battaniyesiz, toprağın üzerinde yatıyor, çıplak ayakla dolaşıyor. Çok zor koşullarda insanlarımız yaşam mücadelesi veriyor, bu insanlarımızın acil yardıma ihtiyacı var ve gün geçtikçe sayıları artıyor.

Biz Cizre Kantonu Toplumsal İşler Konseyi ve diğer göçmenlerden sorumlu kurumlarımız olarak elimizden geleni ardımıza koymadan yardımda bulunmaya çalışıyoruz. Ancak BM ve batı devletleri bu duruma çok fazla gerektiği önem vermiyorlar. Bu konuda biraz daha duyarlı ve sorumlu davranmaya çağırıyoruz”

İMKANSIZLIKLAR HASTALIKLARA NEDEN OLUYOR

Mahmut Karo’nun Rojava’daki kamplarda yaşayan mültecilerin sıkıntılarının en rahat görüleceğini belirttiği Hol Kampı’nı ziyaret ederek kamp yetkilileri ve mültecilerle görüştük.

Kamp sakinlerinden Naime Abdul ciddi ihtiyaçlarının olduğunu ve çocuklarının az yemekten ve sıcaktan zehirlendiklerini belirterek “Bizim için şu an en önemli şeyler yemek, battaniye, döşek vb. ihtiyaçlar” dedi.

Kamp sakinlerinden Kedbiye Abdal DAİŞ’in ellerindeki herşeyi aldığına dikkat çekerek “Biz burada kalıyoruz ama birçok ihtiyacımız var. Mesela Ramazan ayındayız ama bir soğutucumuz yok ve perişan oluyoruz” diye konuştu.

Diğer bir kamp sakini de yemeklerini dışarda ağaçla yapmak zorunda olduklarını söyleyerek, “ihtiyaçlarımız var. Ama en başta da su ve gaz ihtiyacı önemli” dedi.

‘ACİL İLAÇ VE TIBBİ YARDIM GEREKİYOR’

Hol kampında sağlık hizmetleri noktasında görev yapan Heyva Sor a Kurdistan üyesi Abdülaziz Xalef günde 200 hastaya baktıklarını ve ilaç verdiklerini belirterek ilaçlarının hastalarına yetmediğini söylüyor. Xalef Kampta en çok hava sıcaklığı, toz ve yiyeceklerden dolayı ishal vb. hastalıkların görüldüğünü ifade ederek “çocuklar için acil ishal kurutucu gerekiyor. Yine büyüklerin bazı hastalıkları var onlarında ilaçları elimizde yok. Yine sayımızda buradaki sağlık hizmetlerine yetmiyor. Sabah erkenden geliyoruz ve akşam 16:30’a kadar sürekli hastalara bakıyoruz. Yine çölün ortasındayız ve hem insanlar için hem de sağlık hizmetleri ve ilaçların korunması için klima ve buzdolabı gerekiyor. Uluslararası kurumlardan ve Birleşmiş Milletlerden ilaç ve tıbbi yardım yapmalarını istiyoruz” diye konuştu.

‘UNESCO 1200 AİLE İÇİN 118 ÇADIR GÖNDERDİ’

Hol kampı yöneticilerinden Ciwan Silo Rojava Demokratik Özerk yönetimi bünyesinde kamp yönetimi olarak onların mültecilerin su ve yemek için ekmek ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirterek, “ Hem geldikleri koşullar hem de şu an yaşadıkları koşullar zorlayıcı. Bizde imkanlarımız doğrultusunda ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Mesela suyu Haseke’den getiriyoruz. Gidiş geliş 100 km’yi geçiyor. Günde 5 araba su getirmek için gidip geliyor. Bu konuda oldukça zorlanıyoruz. Yine günlük olarak mültecilerin sayısı artıyor. Ama BM’nin yardımı hemen hemen yok gibi. Mülteci ailelerin sayısı 1200 ama yardım olarak gönderilen çadır sayısı 118. Uluslararası alanda Mültecilerin sorunlarıyla ilgilenen tüm kurumların bu noktada Rojavaya yardımda bulunmaları gerekiyor. Çünkü imkanları en kısıtlı alan Rojava olmasına rağmen en fazla mülteci akışının yaşandığı ve onlara kucak açan bölge yine Rojava. Mesela Uluslararasi kurumlar Türkiye’ye mülteciler konusunda yardım ediyorlar. Bu yardımı bize de yapmalılar. Bu konuda BM’i ve ilgili kurumları Rojava’ya yardıma çağırıyoruz” dedi. 

...