Van’daki STÖ’ler, AKP'den adım bekliyor

Hükümet ve İmralı heyeti tarafından yapılan ortak açıklamaya ilişkin görüşlerini dile getiren STÖ temsilcileri, Öcalan'ın çağrısına destek verirken, AKP hükümetinin derhal 10 maddeye ilişkin adım atmasını istedi.

Sivil toplum örgütü temsilcileri HDP İmralı Heyeti'nin AKP hükümeti ile yaptığı açıklamayı ANF'ye değerlendirdi.

MELET: ÇABALAR TEK TARAFLI OLMAMALI

İHD Van Şubesi Başkanı Murat Melet, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısının tarihi bir adım olduğunu belirterek, "Türkiye’deki tüm halklar bu çağrıya sahip çıkmalıdır. Ortadoğu coğrafyasında savaş derinleşirken Sayın Öcalan’ın barış çağrısı çok büyük anlam taşıyor. Ancak bu çabaların tek taraflı olmaması gerekiyor. AKP hükümetinin ve çevresinin de aynı duyarlılığı göstermesi lazım. Barış tek taraflı olmaz. Sayın Öcalan’ın çağrısı üzerine herkes sağduyulu davranmalı. AKP samimi olmalıdır. Barış karşılıklı samimiyetle olur" dedi. Melet,  hükümetin 'İç Güvenlik Paketi'ne tepki göstererek, "Sayın Öcalan’ın tavrını devletten ve hükümetten de bekliyoruz. Sayın Öcalan bir kez daha barışta olan samimiyetini ortaya koymuştur. Sayın Öcalan’ın tavrı Türkiye halkları tarafından memnuniyetle karşılanmıştır" diye ekledi.

Melet, şu taleplerini sıraladı: "Hasta tutsaklar derhal serbest bırakmalıdır,  kalekol yapımları durdurulmalıdır, 'İç Güvenlik Paketi' geri çekilmelidir. Biz artık adımları hükümetten bekliyoruz. 10 maddelik müzakere metni tüm Türkiye halklarının özgürlüğü içindir. Bunlar hayata geçtiği zaman Türkiye demokratikleşecek, halklarımız özgür olacak.  AKP artık seçim hesapları içine girmemeli."

AYGÜN: FAŞİST YASALAR ÇIKARAN HÜKÜMETE GÜVENİLMEZ

Van TUYAD-DER Başkanı Ahmet Aygün de hükümetin Öcalan’ın atmış olduğu adımlara karşı henüz somut tek bir adım atmadığına dikkat çekerek, “Sayın Öcalan 2013’ten beri zaten bu iyi niyet beyanını deklare etmişti. Ancak bunlar karşılıksız kaldı. TC devleti de Kürt halkının, PKK’nin ve Sayın Öcalan’ın varlığını tanıyacağına ilişkin taahütte bulunmuştu. PKK silahlı güçlerini kısmen geri çekti. Ancak gördüler ki, AKP samimi değil ve geri çekilmeyi durdurdular. Devlet bu süreç içerisinde samimiyet ve iyi niyetini göstermedi. Somut örnek olarak hasta tutsaklar var, bu pazarlık konusu bile yapılmamalı. Ancak AKP hükümeti onları serbest bile bırakmadı. 6 hasta tutsak şehadete ulaştı" diye konuştu. Aygün, şunları söyledi: "Son olarak, 'İç Güvenlik Yasası' denilen anti-demokratik faşist yasaların çıkarılması zaten suçtur. İşte böyle bir hükümete ne kadar güveneceğiz, nasıl inanacağız?  İşte bu şartlarda silah bırakılması mümkün görünmüyor.  Hiç kimse boşuna elini silahı alıp dağa çıkmadı."

BAKIR: HÜKÜMET DERHAL ADIM ATMALI

İMO Onur Kurulu Üyesi ve DTK Delegesi Şemsettin Bakır ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Sunulan 10 maddelik müzakere taslağı hükümet tarafından yerine getirilmediği sürece silahlar bırakılmayacak gibi. En azından bu müzakerelerin bir aşamaya gelmiş olması lazım. Özerklik, anadil, siyasi tutsaklar, hasta tutsaklar gibi konularda adımlar atılmalı. Silahların bırakılması için gerekli koşulları oluşturacak olan da hükümet ve devlettir. Buna dair bir anayasal çalışma yapılmalıdır. Şu aşamada silahların  bırakılmasını beklemek saflıktır. Artık top hükümetin sahasında.  Türkiye halkları da artık bunu  görmek istiyor. Hükümet derhal zemini oluşturmalıdır. Sadece kamuoyuna bir deklare vardır. Somut adımları da görmek istiyoruz. 'Güvenlik paketi' derhal geri çekilmeli ve hasta tutsaklar serbest bırakılmalıdır. İyi niyet göstergesi olarak bu yapılabilir.”

KAÇIK: PKK'NİN YENİLMEYECEĞİ GÖRÜLDÜ

Van Çev-Der Başkanı Ali Kalçık da PKK'nin 1993 yılından bu yana barış adımları attığını vurgu yaparak, "Ancak bugüne kadar tüm hükümetler buna imha ve inkarla karşılık verdiler. İşte bugün imha ve inkarla çözemeyeceğini anlayan egemenler çözüm sürecini önlerine hedef olarak koydular. İki yıllık süre içinde oyalama ve çürütme politikalarıyla  bugüne kadar geldiler.  29 Kürt isyanı kanla bastırılmış ancak PKK ile birlikte Kürtlerin kandırılamayacağını anladılar ve bugünkü noktaya geldiler. Artık Türkler ve Kürtler ortak vatanın dışında bir çözüm olmadığını düşünüyor. Bu anlamda demokratik bir cumhuriyet kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bu konu ile ilgili PKK çok nettir ancak AKP hala güvenlik yasalarını çıkarak,  PKK’ye 'terörist' diyerek riyakarca bir tutum içindedir. Umarım bundan sonra sürece denk bir davranış içinde olurlar. Ancak anayasal güvenceler yok iken silah bırakılmasına yön elik bir yaklaşım olmaz. Ateşkes daha doğru bir karar olur. Ortadoğu’da silah bırakılması mümkün değil" şeklinde konuştu.