AKP-MHP faşist sürülerine vurduğu ezici darbeyle sömürgeci ve soykırımcı zihniyet ve siyaseti temellerinden sarstı. Böylece 2023 yılını bir gerilla yılı haline getirdiği gibi, 2024 yılında yürütülecek daha güçlü mücadele ve sağlanacak daha büyük kazanımları da daha şimdiden garantiledi.
2023 yılı sonu itibariyle HPG Merkez Karargâh Komutanlığı yıllık savaş bilançosunu kamuoyuna açıkladı. Neredeyse yarısı eylemsizlik konumunda geçen 2023 yılında HPG ve YJA-Star gerillaları toplam 1712 eylem yapmış. Bu eylemlerde toplam 919 TC askeri vurulmuş ve 128’i de yaralanmış. Tabii bunlar gerillanın tespit edebildiği sayılar oluyor ve gerçeğin ancak yarısını oluşturabiliyor. En az bir bu kadar da gerillanın tespit edemediği sayı var. Yine yıl boyunca süren yoğun savaş içinde 179 gerilla şehit, 2 gerilla da esir düşmüş. Ayrıca AKP-MHP faşizmi 1038 kez yasaklı bomba ve kimyasal silah kullanmış, 1580 uçak saldırısında bulunmuş ve 9 kez de taktik nükleer bomba ile saldırmış.
Bu kısa yıllık bilanço, tıpkı yıl sonunda olduğu gibi, yıl boyunca da inisiyatifin gerillada olduğunu ve AKP-MHP faşist sürülerinin çok ağır darbeler yediğini açıkça göstermektedir. Medya Savunma Alanları’nda kilitlenen ve batağa saplanan işgalci Türk ordusunun artık gerilla saldırıları karşısında ezilme sürecinin başlamış olduğunu ortaya koymaktadır. Kurdistan Özgürlük Gerillasının artık savaşı bir üst aşamaya taşıyabileceğine ve işgalci-faşist sürüleri Kurdistan dağlarından süpüren bir eylem sürecini geliştirebileceğine işaret etmektedir.
Kuşkusuz bu durum, koordineli tim ve tünel savaşında Kurdistan Özgürlük Gerillasının ortaya çıkardığı performans düzeyini ortaya koymaktadır. Ulaştığı tarz ve taktik düzeyi göstermektedir. Apocu fedai ruhla donanan gerillanın yenilmez gücüne işaret etmektedir. Böyle bir fedai gerillacılıkla Kurdistan halkının en güçlü öz savunma sistemini ortaya çıkardığını dost-düşman herkese ilan etmiş olmaktadır. Özgürlük mücadelelerinde gerillanın rolünün bittiğini söyleyenlere ve Hamas’a bakıp da gerilla arayanlara gerçeği göstermiş bulunmaktadır.
Çok açık ki, Kurdistan Özgürlük Gerillasının söz konusu bu performansı 2024 yılı boyunca da gelişerek ve derinleşerek sürecektir. İşgalci-faşist sürülere ezici darbeler vurarak Küresel Özgürlük Kampanyası’na öncülük edecektir. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununa çözüm hedefiyle yürütülen hamlenin başarısına en büyük katkıyı yapacaktır. AKP-MHP faşizmini ve işbirlikçi Kürt ihanetini işgal ettiği yerlerden çekilmek zorunda bırakacaktır.
Dolayısıyla böyle bir gerilla öncülüğüne sahip olan özgürlük ve demokrasi mücadelesinin 2024 yılı boyunca yüksek başarılar temelinde gelişmesi kesindir ve bu gerçek şimdiden belirlenmiş durumdadır. Çünkü faşist Türk ordusunun gerilla karşısında ayakta kalma ve işgali sürdürme şansı artık yok denecek düzeydedir. Bu durumu değiştirmesi için, mevcut NATO ve KDP desteği de artık işgalci Türk ordusu açısından yeterli değildir. Artık savaşta inisiyatif gerillada, mücadelede inisiyatif özgürlük ve demokrasi güçlerindedir. Bu açıdan, 2024 yılının daha güçlü bir direniş ve büyük zaferler yılı olacağı açıktır.
2024 yılı boyunca gelişmelerin bu temelde olacağını Türkiye’nin iç ve dış durumu da göstermektedir. Çok açık ki, Mayıs 2023 seçimleri ardından Türkiye siyasetinde bir yeniden yapılanma süreci başlamıştır. Seçimde kaybeden CHP’de genel başkan değişimi olmuş, CHP-İyi Parti ittifakı sona ererek İyi Parti dağılma sürecine girmiş, gerçek yüzleri açığa çıkan diğer muhalefet partilerinin de fazla istikbal vadetmediği açıkça görülmüştür. Bunlara karşılık, kendini ciddi bir eleştiri ve özeleştiri ile yenileyen ve yeniden yapılandıran demokratik siyaset alanı Türkiye toplumu için adeta tek umut haline gelmiştir.
Bu durumun Mart sonundaki yerel seçimlere yansıması ve faşist güçlerin ciddi bir kayıp yaşaması kuvvetle muhtemeldir. Bu da çöküş sürecinde olan Erdoğan-Bahçeli faşizminin yıkılışının daha da hızlanması olacaktır. Gerilla ve demokratik siyaset karşısında tutunamayan AKP-MHP faşist yönetimi hızla çöküşe gidecektir. Siyasetteki değişim süreci Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli’ye de ulaşacak ve faşist diktatörlük devrilme süreci yaşayacaktır. Kurdistan’daki savaş nedeniyle en ağır düzeye varan ekonomik kriz ve sosyal dejenerasyon da söz konusu yıkılış sürecini besleyecek ve hızlandıracaktır. Artık Türkiye toplumunu böyle bir faşist diktatörlük altında daha uzun süre tutmak mümkün değildir.
İç durum gibi, dış koşullar da Erdoğan-Bahçeli faşist diktatörlüğü için geri sayımın başlamış olduğunu açıkça göstermektedir. Tayyip Erdoğan Yönetimi için dış siyasette de artık yolun sonuna gelinmiştir. Geçmişte bir dönemi Arap alemindeki ilişkilerine ve Afganistan’daki askeri konumuna dayanarak geçirdi. Suriye krizinde ABD-Rusya arasında gidip gelerek imkân bulmaya ve ömrünü uzatmaya çalıştı. Ukrayna savaşı sürecinde Rusya ile ilişkilerini ve İsveç’in NATO üyeliğini pazarlık konusu yaparak bazı çıkarlar elde etme çabası içinde oldu. Belli ki Gazze savaşındaki provokatif rolü için de çıkar çevreleri tarafından iktidarda tutuldu.
Ama artık tüm bunların sonu gelmiş bulunmaktadır. Tayyip Erdoğan’ın iktidarda kalmasını sağlayan tüm bu politikalar, Türkiye’ye çok ciddi kan kaybettirmiş ve Türkiye’yi kapitalist modernite sistemi ile çelişkili ve çatışmalı hale getirmiştir. İki yüz yıldır dayandığı stratejik konumunu, Avrupa ile Asya arasında köprü olma rolünü ve Ortadoğu jandarmalığını kaybettirmiştir. Son olarak bir futbol maçı kapsamında Suudi Arabistan’da içine düştüğü durum ve yaşadığı rezalet bile bu durumu görmek ve anlamak açısından yeterlidir. Türkiye’nin söz konusu dış politikaları da daha fazla sürdürmesi artık mümkün değildir.
Kısaca AKP-MHP faşizminin Kürt düşmanı, faşist-soykırımcı zihniyet ve siyaseti ile Türkiye’nin daha fazla yaşaması mümkün değildir. Bu zihniyet ve siyasetin aşılması ve Türkiye’nin bu zihniyet ve siyasetten kesin kurtulması artık zorunludur. Dolayısıyla Kürt düşmanı, savaşçı faşist zihniyet ve siyaset artık yıkılacak, İmralı işkence ve tecrit sistemi artık parçalanacaktır. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü temelinde Kürt özgürlüğü ve Türkiye demokratikleşmesi gelişecektir. Türkiye’yi kurtaracak olan tek zihniyet ve siyaset budur. Bölgesel özerkliklere dayalı demokratik konfederalizm ve üst kimlik olarak Türkiye Demokratik Ulusu tek kurtuluş ve çözüm yoludur. Türkiye’yi iç sorunlarından kurtaracak ve yeni demokratik dünyanın kuruluşuna öncülük eder hale getirecek olan tek zihniyet ve siyasetin bu olduğu açık ve kesindir.
Yeni yılda Türkiye’de mücadele tamamen bu temelde sürecektir. AKP-MHP faşizminin tekçi ve merkeziyetçi zihniyet ve sistemine karşı çoğulcu ve yerel inisiyatifli zihniyet ve sistem kendini adım adım geliştirecektir. Gerilladan halk direnişine, kadın ve gençlik öncülüğündeki Küresel Özgürlük Kampanyasına kadar tüm mücadeleler bu temelde verilecek, direniş her alanda çok daha büyüyüp güçlenecektir. Bu da 2024 yılını yeni demokratik Türkiye’nin adım adım geliştirildiği bir başlangıç ve zafer yılı yapacaktır. 2024 yılı hayalimiz ve umudumuz bu temelde olmalı, yıl boyunca yaşamımız ve mücadelemiz buna göre şekillenmelidir. Bunlar temelinde yürüyen herkese yeni yılda üstün başarılar!..
Yeni Özgür Politika gazetesinden alınmıştır...