75 ruhu ayağa kalk!
75 ruhunun var olduğu bir yerde ne kayyum ne Tayyip ne de Devlet Bahçeli o ormana bir Kürt düşmanının ismini verebilir.
75 ruhunun var olduğu bir yerde ne kayyum ne Tayyip ne de Devlet Bahçeli o ormana bir Kürt düşmanının ismini verebilir.
10 Gözlü Köprü’ye yakın Kırklar Dağı’nda bir hatıra ormanına Devlet Bahçeli ismi verilmek isteniyor. Tabi ki Amed belediyesine atanan kayyum bunu yapmak istiyor. Zaten kayyum halkın iradesini temsil etmiyor. Bu nedenle halkın en fazla tepki göstereceği bir tasarrufta bulunuyor. Daha doğrusu doğrudan AKP-MHP ittifakına dayalı iktidarın talimatını yerine getiriyor. Bu talimatın da iktidarın şefi Tayyip Erdoğan’dan bağımsız olmadığını herkes biliyor. AKP-MHP iktidarının Kürt politikasında maksadı ne ise bir ormana Devlet Bahçeli isminin verilmesindeki maksat da odur.
AKP-MHP ittifakı Kürdün kökünü kazımak istiyor. Çünkü tüm uygulamalar bunu gösteriyor. Nitekim bu iktidarın atadığı kayyumun ilk işi Kürtlüğü ve Kürt halkının özgürlük talebini hatırlatan her ismi ortadan kaldırmak olmuştu. Zaten kültürel soykırım için her şey yapılıyor. Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya her yerde Kürdistan deniyor ama Türkiye’de Kürdistan demek suç olarak görülüyor. Bir halkın vatanını inkar etmek soykırımın en temel adımıdır. Şimdi Kürdü, Kürdistan’ı, Kürtlükle ilgili her şeyi inkar eden birinin ismi Amed’de bir ormana verilmek isteniyor. Devlet Bahçeli Türkçü, Turancı, Kürdü fiziki ve kültürel soykırıma uğratmak isteyen bir zihniyete sahip. Böyle birinin isminin Kürtlüğün sembolü olan şehrin en bilinen yerine verilmesinin ne anlama geldiğini tüm Amed halkı çok iyi biliyor. Devlet Bahçeli Amed’e gidemiyor. İlk önce ismini yazdırıp sonra da fiziki varlığını Amed’e taşımak istiyor.
Ancak Amed halkı bunlara izin vermez; kendi varlığını yok etmek isteyen bir zihniyete sahip olanın ismini de cismini de kabul etmez. Devlet Bahçeli bunu çok iyi bilir. 1975 yılında MHP’nin kurucu lideri ve başbuğu Amed’e gitmek istemiş. Amed’de sadece Kürt siyasi örgütleri değil, 7’den 70’e tüm halk sokaklara dökülmüş, her yerde meydanlara akmış, yüz binden fazla insan Alparslan Türkeş’i Amed’e sokmamış. O zaman PKK dışında bugün etkili olmayan DDKD, Özgürlük Yolu, Kawa gibi başka Kürt grupları da vardı. Yine siyasi İslamcı çevreler de vardı. Tüm halk ve görüşü ne olursa olsun tüm siyasi kesimler ayağa kalkmış, Kürdü inkar eden ve yok etmek isteyen MHP liderini Amed’e yanaştırmamış. Amed’in böyle bir geleneği ve ruhu var. AKP-MHP iktidarı şimdi bu geleneğe meydan okuyor.
Kırklar Dağı’ndaki ormanlığa Devlet Bahçeli ismini vermek isteyenler bu geleneği ve ruhu ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Amedliler bunu hafızalarını yok etme olarak değerlendiriyor. Daha doğrusu Kürtlüklerine saldırı olarak görüyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir girişimde bulunulamaz. Soykırımcı olmayan sömürgeciler de yapmaz. Böyle bir girişimi sadece soykırımcı sömürgeciler yapar. Bu nedenle maksat çok kötüdür. Amedlilere bir saldırıdır, soykırım savaşını tırmandırmaktır. Amedliler bunu çok iyi anlamıştır. Bu nedenle duyarlılık üst düzeye çıkmıştır. 75 ruhu ayağa kalkmıştır. Israr edilirse sadece Türkiye’deki iktidara değil, tüm dünyaya 75 ruhu gösterilecektir.
Şu açıktır ki, AKP-MHP ittifakı 6-7 yıldır Kürtlere 100 yılda çektirilen acıların toplamı kadar acılar çektirmiştir. Bu düzeyde açık Kürt düşmanlığı cumhuriyet tarihi boyunca görülmemiştir. Kuşkusuz Dersim soykırımı, Şeyh Sait ve arkadaşlarının idamı gerçekleştirilmiştir. Ancak AKP-MHP iktidarının yaptığı gibi topyekun ve tüm Kürt halkına yönelik saldırı bu düzeyde görülmemiştir. Ancak Kürt halkı bu 6-7 yılda yüz yıllık bilinç kazanmıştır. Kürt düşmanlığını çok iyi görmüştür. Bir ormana Devlet Bahçeli isminin verilmek istenmesi bu bilincin zirveleşmesini ve somutlaşmasını sağlamıştır. Böyle bir bilince kavuşan Kürt halkına hiçbir özel savaş yöntemi, aldatmacası sökmez. Artık Kürtler ne tümden sindirilebilir ne de aldatılabilir. Baskının yoğunluğu nedeniyle halk tepkisini yeterince açık biçimde ortaya koyamıyor olsa da öfkenin boğaza kadar dolduğunu her göz görmektedir. Devlet Bahçeli’nin isminin bir parka verilmesinin derin siyasal, toplumsal ve kültürel anlamı vardır. Bu Kürt soykırımını tamamlama ve bu ismi de bir zafer sembolü gibi tarihe kazıma yaklaşımıdır. Bu durumu anlamayan Kürt Kürtlüğünden vazgeçmiş Kürt’tür, soykırım bıçağının altındaki Kürt’tür. Bu nedenle bu girişime karşı tutum soykırıma karşı bir tutumdur; varlığı savunma tutumudur. Kürtlüğü bitirme ilanı anlamına gelen bir yaklaşıma karşı tutumdur. Bu açıdan 75 ruhu ayağa kalkar diyoruz. 75 ruhu ayağa kalktığında bu isim de bu ismi vermek isteyenler de kaçacak delik ararlar. 75 ruhunun ne olduğunu tüm Amedliler ve Kürt halkı anne ve babalarından, nenelerinden ve dedelerinden öğrenebilirler. 75 ruhu bugün daha da derinleşip kapsamlılaşmıştır. Özgürlüğünü kazanacak bir mücadeleyi bedelleri ne kadar ağır olursa olsun verecek düzeydedir.
75 ruhunun var olduğu bir yerde ne kayyum ne Tayyip ne de Devlet Bahçeli o ormana bir Kürt düşmanının ismini verebilir.
Kaynak: Yeni Yaşam Gazetesi