Şêx Fexrî: Kürt direnişinin çınarı (1925-1933)
Karmaşık tarihsel süreçte ortaya çıkan ve Kürt Direnişinin Çınarı olan Şêx Fexrî, teslimiyeti, ihaneti kabul etmeyerek ölümsüzleşti.
Karmaşık tarihsel süreçte ortaya çıkan ve Kürt Direnişinin Çınarı olan Şêx Fexrî, teslimiyeti, ihaneti kabul etmeyerek ölümsüzleşti.
1925 ve 1930’lı yıllar, Kurdistan için işgal ve işgale karşı verilen mücadelelerle dolu bir dönemdi. Kurdistan dağlarında, Kürt halkı inkâr ve imha politikalarına karşı direnişe geçmiş ve milli bir kimlik arayışına girmişti. Bu süreçte, Şêx Saîd Ayaklanması ve ardından gelen direniş hareketleri, bölgenin sosyal ve siyasal dinamiklerini derinden etkilemişti. Bu karmaşık tarihsel süreçte, Şêx Fexrî gibi güçlü bir lider ve direniş figürü ortaya çıkmıştı.
Şêx Fexrî, Şêx Said Ayaklanmasının önemli komutanlarından biri olarak tanınır. 1925 yılında başlayan isyanda kısa sürede Türk devletiyle çatışmaya giren Şêx Fexrî, ayaklanmanın bastırılmasının ardından dağlara çekilen ve mücadelesini sürdüren bir direniş lideri olmuştur. Türk devletinin bölgedeki siyasetini ve kendisine sunulan imtiyazları reddeden Şêx Fexrî, Kürt halkının hakları ve özgürlüğü için mücadele eden önemli bir simge kişi olarak tarihe geçmiştir. Amed dağlarında yıllar süren mücadelesi, özellikle 1930’larda kurduğu karargâh direnişçilerin merkezi haline gelmiştir. Licê, Pasûr (Kulp) ve Farqîn (Silvan) üçgeninde faaliyet gösteren Şêx Fexrî, Türk ordusuna karşı gerilla taktikleri ile direnişi örgütlemiştir.
SANATTAN DİRENİŞE: ŞÊX FEXRÎ'NİN HAYAT YOLCULUĞU
Şêx Fexrî, 1899 yılında Farqîn’in Qamişlo köyünde dünyaya geldi. Bölgede manevi ve maddi etkisi olan Bukarkê şeyhlerindendir. Aile medresesinde aldığı eğitimin yanı sıra Kürt ve lehçelerini çok iyi bilmesinin yanı sıra Arapça ve Türkçe dillerini de akıcı bir şekilde konuşabiliyordu. Küçük yaşta anne ve babasını kaybetmesi üzerine amcası Şêx Şemsettin tarafından büyütüldü. Amcası, 1925 Şêx Saîd davasında İstiklal Mahkemesi tarafından idam edilmişti.
Zengin bir aileden gelen Şêx Fexrî, özellikle silahlara ve atlara olan ilgisiyle tanınırdı. Dindar, sabırlı ve nazik bir kişiliğe sahip, çevresinde her zaman saygı gören bir kişi olarak öne çıktı. Dönemin sanatı olan dengbêjliği önemsedi ve sürekli olarak dengbêjleri himaye etti. Özel atlarına büyük bir önem verirdi, en sevdiği atına “Felek” ismini vermişti. Şêx Fexrî'nin cesareti ve nezaketi dengbêj kilamlarında “Şêxê Kubar” ve “Suwarê Felek” olarak ölümsüzleşti.
ŞÊX SAÎD AYAKLANMASI KOMUTANI VE XOYBÛN'UN ÜYESİ
Şêx Fexrî ve ailesi 1925 Şêx Saîd Ayaklanmasına etkin bir şekilde katıldı. Şêx Fexrî, bu mücadelede Diyarbakır yöresinde gösterdiği cesaret ile tanındı. Ayaklanmanın yenilgisi ile amcaları Şêx Şemsettin Amed’de, Şêx Nurettin ise Xarpêt’te idam edildi. Ayaklanmadan sonra ailesi birçok Kürt aileleri gibi kimisi sürgüne gönderildi, kimisi öldürüldü. Yenilgi sonrası Şêx Fexrî dağlara çekilerek mücadeleyi örgütlemeyi tercih etti. Kısa bir süre içinde Kürt siyasi şahsiyetlerle istişarelerde bulunmak üzere Suriye’ye geçti.
Suriye’ye geçtikten sonra, 1927 yılında Lübnan’da kurulan Xoybûn Örgütünün kuruluş toplantısına katıldı ve aktif üyesi oldu. Örgütün yönetimiyle yürütülecek mücadele biçimiyle ilgili sık toplantılar düzenledi. Xoybûn’un stratejik kararlarına dahil oldu. Kürt halkının hakları ve özgürlüğü için mücadele yöntemleri üzerinde tartışmalar yürüttü. Şêx Fexrî, ulusal kimliğin korunması ve ön planda tutulması için bir askeri direniş hattının savunucusuydu.
DİRENİŞ YOLCULUĞU...
Şêx Fexrî’nin direniş yolculuğu, Kurdistan’da önemli sosyal ve siyasal değişimlerle dolu geçti. 1925 yılından itibaren Türk devletinin Kürtleri inkâr ve imha politikalarıyla bastırmaya çalıştığı bir dönemde Şêx Fexrî, bu politikalara karşı direnen önemli figürlerden biri oldu.
1925 yılından sonra Kurdistan büyük bir karışıklığa sürüklenmişti. Türk devleti, Fransızların desteğiyle Suriye üzerinden büyük bir askeri güç yığmıştı. Licê, Darahênê (Genç), Maden, Erxenî (Ergani), Pasûr gibi bölgelerde yoğunlaşan Kürt direnişini bastırmak için vahşi operasyonlar düzenledi. Kalan son direniş odaklarını imha etmek ve bölgeyi tümden yaşamdan arındırmaya yönelik Licê Mıntıka Komutanı Binbaşı Ali Haydar ve Hênê (Hani) Mıntıka Komutanı Binbaşı Ali Barut’un komutasında Pêçar 1 askeri harekâtı başlatıldı. 1926’da 5. Seyyar Jandarma Alayı ve 7. Kolorduya bağlı 25. Alay geniş kapsamlı bir harekât başlattı. 25. Alaya bağlı askerler, Şêx Fexrî’nin üs alanı olan Huweydan bölgesine yönelik Farqîn-Pasûr-Licê üçgenini hedef aldı. Ancak Şêx Fexrî’nin dahiyane taktikleri ile askeri birlik ağır bir yenilgi aldı ve kalan askerlerin tümü esir alındı. Yine Lîs Dağı etrafında Kürt direnişçiler ile ordu birlikleri arasında cereyan eden çatışmalarda ordu birliklerinin tümünün esir alındığı resmi kayıtlarla da teyitli. Hatta bu yenilgiden dolayı Binbaşı Ali Haydar, İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı. Bu şekilde Pêçar 1 askeri hareketi bozguna uğratıldı.
Şêx Fexrî ve diğer Kürt direniş liderleri, Türk ordusunun saldırılarına karşı bağımsız gruplar halinde örgütlendi. Lîs Dağı çevresindeki cephe savaşlarından Kürt savaşçılar, başarılı taktiklerle Türk birliklerini esir aldı. Şêx Fexrî, Hewêdan ve Gelîyê Godernê’nin dağlık arazisinde geliştirdiği taktiklerle ve gösterdiği direniş ile mücadelenin sembolü haline geldi.
2. PÊÇAR HAREKÂTI VE DİRENİŞ
Bu olaylardan sonra, 7. Kolordu Komutanı Ümumi Müfettiş İbrahim Tali, Şêx Fexrî’nin askeri kabiliyeti ve durumu hakkında bir rapor hazırlayarak, takviye asker talebinde bulundu. 1927 yılında, 1926’da Şêx Saîd olaylarının devamı olarak Dersim’de Koçuşağı Aşireti’ne yönelik katliamla kendini ispatlayan Elâzığ 8. Kolordu’dan Albay Mustafa Muğlalı komutasında yeni bir operasyon hazırlığı başlatıldı. Bu operasyon 2. Kolordu tarafından organize edildi. Xîzanlı Şêx Selim Milisleri, Şêx Selamet Milisleri, Pêçar, Licê, Darahênê, Gövdere, Hênê ve Çewlîg milisleri de dahil edilerek, günlerce sürecek bir operasyon başlatıldı.
Dağlık alanı iyi bilen binlerce milis ve on binlerce asker, sayıları yüzleri bile bulamayan Kürt savaşçılara karşı geniş kapsamlı bir operasyon başlattı. Kürt köyleri yerle bir edildi. Binlerce kadın, yaşlı ve çocuktan oluşan siviller ahırlara konularak yakıldı. Şex Fexrî’ye bağlı direniş grubu Hewêdan, Farqîn ve Pasûr üçgeninde bu operasyona karşı büyük bir direniş gösterdi.
KÜRT DİRENİŞ GELENEĞİNİN SEMBOLLERİNDEN OLDU
*Resmi kaynaklara göre operasyona:63 ve 62. Piyade Alayı, 17. Topçu Alayı ve iki dağ bataryası, 40. Süvari Alayı, 7. Seyyar Jandarma Alayı, bir muharebe müfrezesi, bir sıhhiye müfrezesi, 12. Alay ve 19. Alaydan taburlar ile Çewlîg’den 3. Seyyar Jandarma Alayı ve 41. Topçu Alayından bir dağ bataryası katıldı. Bu destansı direnişte, Şêx Fexrî’nin cesareti ve yiğitliği, Kürt halkının özgürlük mücadelesinde unutulmaz bir yer edindi. Her türlü zorluğa rağmen, onun komutasındaki direnişçiler ortaya koydukları direniş ile tarih sahnesine isimlerini altın harflerle yazdılar.
Pêçar askeri harekâtlar sırasında Kürt direnişçilerin mesken tuttuğu ve lojistik ihtiyaçlarını karşıladığı köylerin çoğu yakılıp viraneye çevrildi. Binlerce sivil insan, kurşuna dizilerek ya da yakılarak katledildi. Bu durum direniş gruplarını da ciddi anlamda etkiledi. Her ne kadar çatışma esnasında sivil insanları korumaya çalışsalar da on binlerce asker ve milisin yürüttüğü geniş kapsamlı bir operasyona karşı durma gücünden yoksunlar. Bazı direnişçiler saf değiştirip devlet ile iş birliğine gitti. Bazıları da sonuna kadar direndi.
1928 yılında çıkan genel aftan yararlanan birçok direnişçi grubu, normal yaşamlarına geri döndü. Ancak Şêx Fexrî, aftan yararlanmayı kabul etmedi ve Suriye’ye geçti. Orada Xoybûn yetkilileri ile görüşerek yeniden direniş ağını örmek için çalışmalara başladı. Agirî Ayaklanmasının başlamasıyla yeni bir cephe açmak amacıyla tekrar Amed dağlarına döndü ve karargahını Hewêdan bölgesinde bulunan Geliyê Godernê’deki Malê Giran’da kurdu.
Şêx Fexrî, mıntıkadaki tüm askeri birliklere yönelik eylemler düzenledi ve milis grupların korkulu rüyası haline geldi. Geliyê Godernê'de kurduğu sistem Licê, Farqîn, Pasûr ve Mûş yöresinde toplumun tüm sorunları ile ilgileniyordu. Toplumsal sorunların çözümü noktasında herkesin başvurduğu bir sistem kurarak, bölgeye yönelik yapılan tüm askeri operasyonları boşa çıkardı ve bölgenin tümünü milislerden temizledi.
Yüzlerce kişiye Geliyê Godernê’de silahlı eğitim vererek, yanındaki milis gücünü güçlendirdi. Gerilla taktiği ile yürüttüğü savaşlarla bölgede denetimi sağlamayı başardı. Ağrı Ayaklanmasına odaklanan devlet ne kadar operasyon düzenlese de Şêx Fexrî’nin kurduğu düzen karşısında başarılı olamıyordu. Şêx Fexrî, bölgede bulunan tüm köylerde her zaman çatışmalara katılabilecek silahlı elemanlar yetiştirmişti. Yakın korumaları sürekli yanında bulunurken, beraberindeki silahlı adamların sayısı sürekli değişiyordu.
Şêx Fexrî, halkın umudu ve toplumsal sorunların çözüm noktası haline gelmişti. Onun liderliğinde, bölgedeki halk kendini güvende hissediyor ve sorunlarına çözüm buluyordu. Böylece, Şêx Fexrî’nin adı sadece bir direniş lideri olarak değil, aynı zamanda toplumsal adaletin ve dayanışmanın simgesi olarak da anılmaya başladı.
AMED'E CESUR DÖNÜŞ
O dönemde devlet, Agirî Dağı'nda devam eden ayaklanma ile meşguldü. Şêx Fexrî’ye yönelik tüm operasyonlar sonuçsuz kalmıştı. Bu durumu öngören Umumi Müfettiş İbrahim Tali Öngören, Şêx Fexrî ile görüşmek için aracılar devreye koydu. Şêx Fexrî bu teklifi kabul etti ve 250 tam teçhizatlı atlısı ile On Gözlü Köprü üzerinden Mardin Kapı tarafından Amed'e giriş yaptı. Bir zamanlar şehrin en itibarlı ve en zengin insanlardan biri olan Şêx Fexrî, artık dağlarda aranan ve idama mahkûm bir kişi olarak özlem duyduğu, uğruna savaştığı şehrine bu şekilde yıllar sonra geri dönüyordu. Başı dik ve gururlu bir şekilde Amed'e bakıyordu. Yanına sadece bir korumasını aldı. Geri kalanları ise belirli noktalarda ani gelişmelere göre konumlandırarak hazır tuttu.
UMUMİ MÜFETTİŞ ÜZERİNDEN ATATÜRK'E TARİHİ CEVAP
Umumi Müfettişlik binasına gitti. İbrahim Tali onu kapıda karşıladı. Umumi müfettişin Türkçe konuşmasına Kürtçe konuşarak karşılık verdi. Umumi müfettişin kendisinin Türkçe bilmesine rağmen neden konuşmadığını sormasına ise şu tarihi cevabı verdi:” Burası benim ülkem, burada benim dilim geçerli.” Görüşmesinin tümünü Kürtçe sürdürdü.
İbrahim Tali, Atatürk’ün talimatıyla bu görüşmeyi yaptığını, davasından vazgeçmesi karşılığında affedileceğini ve mülkiyet bağışlanacağını teklif etti. Şêx Fexrî bu teklife “Bu tekliflerinizle beni satın alıp hain ve işbirlikçi mi yapacaksınız" diye tepki gösterdi.
Şêx Fêxrî’nin tam teçhizatlı silahlı adamlarıyla Amed’e girişi halk tarafından büyük bir sevinç ile karşılanmıştı. Etrafta toplanan halk Şêx Fexrî ve adamlarına sevgi gösteriyordu. Şêx Fexrî adamlarıyla birlikte halkın ilgisine karşılık verdikten sonra atlarına binerek, tekrar karargahına, Geliyê Godernê’ye döndü.
YÜKSELİŞİ VE DEVLETİN YAKIN TAKİBİ
Şêx Fexrî’nin ünü ve etkisi her geçen gün büyüdü; karşısına çıkan tüm askeri harekâtları başarıyla püskürttü ve halkın gönlünde taht kurdu. Agirî Ayaklanmasının yenilgisinin ardından Serhat yöresinde süregelen lokal ayaklanmalarla meşgul olan devlet, Şêx Fexrî’yi daha yakından takip etmeye başladı. Onun yanına istihbarat amaçlı ajanlar yerleştirdi ve sürekli bir ağıyla izledi. Korumalarının sayısı ve yanındaki savaşçıların değişkenliği dikkatle gözlemledi. Bu bilgi akışı hem Şêx Fexrî'nin yanına sızdırılan adamlar üzerinden hem de iş birliği yapan aşiretlerden sağlandı.
TESLİM OLMAYI KABUL ETMEDİLER
Serhat yöresindeki isyanları bastıran devlet, tüm gücünü bu kez Şêx Fexrî üzerine yöneltti. Onun yanında az sayıda adamının olduğu bir dönemde, özellikle Xiyan ve Badikan aşiret milislerinin etkin olduğu geniş çaplı bir askerî harekât başlattı. 17 Ekim 1933 tarihinde Hezro-Farqîn-Pasûr üçgeninin tümünü kapsayan bir operasyon başlatıldı. Yanında sadece yakın korumaları bulunuyordu. Gelîyê Godernê ve Hesika vadisi ile Ganîke mağaralarının olduğu alanda üç gün çatıştı. Gece bir mağaraya sığınan Şêx Fexri ve arkadaşları, askerlerin teslim olması halinde affedileceği teklifini kabul etmedi. Mağarada sıkışan ve cephaneleri tükenen Şêx Fexrî ve arkadaşları gece boyunca yapılan ağır bombardımanlar sonucu yaşamını yitirdi.
TOPLU MEZARA GÖMÜLDÜ
Yöre halkı, Şêx Fexrî ile birlikte 17 kişinin yaşamını yitirdiğini iddia etse de mağarada yalnızca 12 kişinin cenazesi çıkarıldı. Şêx Fexrî ve arkadaşlarının cenazeleri Hazro ilçe merkezine getirildi. Teşhis için ailelerinden bir kişi çağrıldı. Toplum nezdinde saygın bir insan olan Şêx Fexrî’nin cenazesi ve diğer cenazeler, uzun süre ilçe merkezinde teşhir edildi. Şêx Fexrî ve arkadaşlarının cenazelerine yapılan saygısızlıklar, Hezro halkının hafızasına nefretle kazındı ve nesilden nesile aktarıldı. Teşhirin ardından cenazeler ailelere teslim edilmedi. Büyük bir askeri konvoy eşliğinde Hezro’daki Girê Cirit Tepesi’nde ya da halkın deyimiyle Kaniya Zergûzê alanında kazılan bir çukura topluca gömüldüler.
Şêx Fexrî’nin katledildiği mağara onun ve arkadaşlarının anısına bağlılığın bir göstergesi olarak halk tarafından Şikefta Şêx Fexrî olarak ölümsüzleştirildi. Hezro’da arkadaşları ile toplu olarak defnedildiği yer ise, halk tarafından kutsanan bir mekan olarak benimsendi.
*Bu dosya haber Şêx Fexrî’nin torunu Medeni Bukarkî’nin verdiği bilgiler ışığında hazırlanmıştır.