Emperyal planların odağında Kerkûk

Türk devleti, işgal alanlarını genişletmek için Kerkûk üzerindeki girişimlerini artırdı. Türk devletinin MİT ve SADAT gibi kurumları dört bir koldan Kerkûk’te yoğun çalışmalar yürütüyor.

KERKÜK ANALİZİ

Türk devleti; Kerkûk üzerinden işgal alanını biraz daha genişleterek, Başûrê Kurdistan topraklarını tamamen ele geçirmek istiyor. Kerkûk Valiliği üzerinden büyüyen tartışmalar birçok olasılığı da beraberinde getirirken, Kürtlerin kent valiliğini kaybetme tehlikesi de büyüyor. Yaşanan gelişmelerin bir ucu KDP’nin  referandum bahanesiyle 2017’de Kerkûk’ü yüzüstü bırakmasına dayanıyor. Öte taraftan Londra, Bağdat ile anlaşmalı olarak 100 yıl sonra da kent petrolünü edinmenin yolunu buldu. Washington ise bölgeye güç göndererek, anlaşma kapsamına giren petrol bölgelerinin korunmasını üstlendi. 

SADAT ÖNCÜLÜK EDİYOR

Ankara, Irak Türkmen Cephesi (ITC) adı altında birçok paramiliter gücü eğitirken, bu organizasyonu da SADAT eliyle gerçekleştiriyor. Irak ve Suriye'de MİT’in öncülük ettiği işler, 2014’te MİT tırlarının Suriye’ye silah gönderirken, deşifre olması üzerine söz konusu çalışmalarda SADAT öne çıkarıldı. Bu durum da ileride savaş suçları kapsamında herhangi bir zorlukla karşılaşmamak için başvurulan yollardan biri. 

ITC İÇİNDEKİ SADAT TEMSİLCİLERİ

Ankara'nın hamiliğini yaptığı ITC'ye dair bilgiler, TC'nin Kerkûk planının "Türkmeneli" fotoğrafını gösteriyor. ITC’nin genel sorumlusu olan Hasan Turan’ın SADAT’ın temsilcilerinden biri olması, Erdoğan hükümetinin Irak ilişkilerini başka bir boyuta taşıyor. Turan’ın yanı sıra bir önceki genel sorumlu olan Erşad Salihi ve Saddetin Ergeç gibi isimler de SADAT adına Ortadoğu'daki çalışmalarda konumlandırılmış. Genelde Irak ve özelde de Kerkûk’te yürütülen çalışmalar, SADAT’ın dernek hali olan ASSAM’ın ASDER Ankara’ya bağlı olan koordinasyon bölgesinden örgütlendiriliyor. Bu koordinasyon bölgesinden ise SADAT’ın başkan yardımcılığı görevini üstlenen Ali Coşar sorumlu. 

TÜRKMEN GRUPLARIN GİRİŞİMİ

MİT ve SADAT’ın dört bir koldan Kerkûk’te ordulaşmak için gerçekleştirdiği girişimlerden biri de Türkmen Tugayları üzerinden oldu. MİT’in İran destekli Heşdî Şebî çatısı altından bulunan Türkmen Tugayları üzerinden yeni planlara kalkışması Şii güçler ve İran’ı harekete geçirdi. Daha önce TC’nin Musul'un Başika üssünde eğitip donattığı “Heşdi Vatani” adlı güç, 2017’de Heşdî Şebî güçlerine bağlanmıştı. O günden bu güne kadar yapılan planlar da Heşdî Şebî bünyesi altında hayata geçiriliyordu.  

ITC GRUPLARININ FESHİ VE SONRASINDAKİ GELİŞMELER

Ancak Heşdî Şebi Konseyi geçtiğimiz günlerde verdiği karar ile Türkmen Tugaylar’ını feshetti. Kararın hemen ardından Şii dini lideri Ali Sistani başta olmak üzere birkaç yerden tepkiler geldi. Tepkilerin temelinde ise TC’ye “Biz bu işin içinde yokuz” demek yatıyor. Irak hükümeti bir yandan da; Heşdî Şebî çatısı altında bütün Iraklı dinamiklerin bulunduğunu belirterek, Erdoğan’ın ‘Türkmenlerin korunması lazım’ siyaseti kapsamında, Türk ordusunun Irak’ın içlerine kadar asker bulundurma tahayyülünün önüne geçmek istiyor. Ankara'nın planlarına karşı farklı önleyici taktikler geliştiren Irak, bu amaç ile Türk politikalarını boşa çıkarma gayelerini taşıyor.

TC’NİN PARAMİLİTER ÜSLENMELERİ

TC’nin Irak’ın bu politikalarını da aşarak, Kerkûk’te Türkmenler üzerinden yeni güç devşirmesi ve bu güç üzerinden Çemçemal başta olmak üzere birçok yere saldırılar gerçekleştirmesine karşı söz konusu güce dönük yaptırımlar geldi. Kerkûk’ün batısı ve kimi kırsal yerlerde askeri üsler kuran Türkmen Tugayları, taraflarca tehlike çanı olarak görüldü. Heşdî Şebî’ye bağlı olduğu için Irak merkezi hükümeti tarafından finanse edilen güç için TC’nin yeni girişimlere kalkışacağı da bekleniyor.

VALİLİK TARTIŞMALARI VE OLASI TAHMİNLER

Birbiriyle bağlantılı işleyen süreç kapsamında Irak Başbakanı Sudani’nin Kerkûk’teki taraflara bir valinin seçilmesi için verdiği süre ise 11 Ağustos'ta son buluyor. Bu süreye kadar tarafların ortak bir vali adayında anlaşmaması,  süreci üç seçenek ile karşı karşıya bırakıyor. Birincisi, YNK ve Irak hükümetinin de uygun gördüğü ve başbakanın talimatıyla bir valinin atanması; keza tartışmalar dahilinde Irak’ın mevcut Adalet Bakanı Xalid Şiwanî ve Neşet Şahwêz Xurşîd’in isimleri öne çıkanlar arasında. İkinci seçenek seçimlerin iptal edilmesi olurken; üçüncü seçenek ise uzak da olsa KDP, Sünni güçler ve Türkmen bileşiminin politikalarında ısrar etmesi sonucu Kürt bir valinin yerine Şii bir valinin seçilmesi. 

İNGİLTERE TEMEL AMACI İÇİN SAHADA

Planların odağında olan Kerkûk petrolü hakkında ise geçtiğimiz günlerde Sudani hükümetinin İngiliz şirketi (British Petroleum) BP ile anlaşması sonrası yeni gelişmeler yaşandı. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Kurdistan’a stratejik önemi ve yeraltı kaynaklarından kaynaklı müdahale eden İngilizlerin 100 yıl sonra da petrol anlaşması üzerinden politikalar geliştirmesi Ortadoğu'da yaşanan savaşların neden ve sonuçlarına ilişkin açıklayıcı bir tablo çiziyor. 

ABD PETROL İÇİN GÜÇ YIĞDI

Gelişmelere bağlı olarak,  ABD dün 2017’de referandumundan sonra ilk kez Kerkûk’e güç konuşlandırdı. ABD’nin Irak’ın Anti Terör güçleriyle birlikte Bağdat hükümeti ve BP arasında anlaşmanın yapıldığı; Bay Hasan, Zembur, Havana ve Baba Gurgur gibi petrol bölgelerine konuşlanması, petrol anlaşmasının bir sonucu olarak sahaya yansıdı. Bir sonraki aşamanın ise eskiden KDP’nin eliyle satılan petrolün artık Bağdat merkezi hükümeti yolu ile satılacağı öngörülüyor.

İRAN'IN YAKLAŞIMI

DAİŞ’e karşı mücadele adı altında gösterilmeye çalışılan hareketliliğin İran’ın da bilgisi dahilinde gerçekleştiği varsayılıyor. Var olan tabloda Sudani hükümetinin İran’ın etkisinin bu kadar yoğun hissedildiği Bağdat’ta tek başına BP ile masaya oturarak, petrol anlaşmasına gidebileceği olasılık dahilinde görülmüyor. 

Ayrıca Irak Petrol Bakanı Hayan Abdulgani’nin Tahran’a yakınlığı ile bilinen ve başkanlığını Nuri Maliki’nin yaptığı Yasa Devleti Koalisyonu’ndan olması; gelişmeler zincirinde bahsi geçen güçlerin ilişkilerinin ne düzeyde olduğuna dair tamamlayıcı bir veri hatırlatıyor.