Halk dışlanarak işgalcilerle anlaşma olmaz

Özerk Yönetim ve bütün yurtseverler ile demokrasi isteyenler, kendilerinin dışlanarak Şam ile işgalci Türk devleti arasında yapılacak gizli veya açık anlaşmalara karşı çıkmalı.

ZEKİ BEDRAN

Türk devleti, ısrarla Suriye hükümeti ile görüşmek ve ilişkilerini normalleştirmek istiyor. Bunun için de Rusya’nın Beşar Esad’ı ikna etmesi için çalışıyor. Rusya da bu işe çok istekli. Esad’ın Erdoğan ile görüşmesi için adeta bastırıyor. Esad şimdiye kadar bu görüşme dayatmasına karşı direndi. Rusya’nın ısrarları sonuncu Esad’ın tutumunda bir yumuşama olsa da açık, resmi bir görüşme sağlanabilmiş değil.

Erdoğan faşizminin, Esad ile görüşme ve anlaşma ısrarının nedeni açıktır. Onların önceliği Kürt halkının bastırılması ve soykırım projesine işlerlik kazandırmaktır. Bunun için Esad’ın iş birliği gerekiyor. Şimdiye kadar bütün katliam, işgal, saldırı ve komplolarına rağmen Rojava’yı, Özerk Yönetim’i ortadan kaldıramadı. ABD ve NATO’nun desteğine rağmen Güney Kürdistan’da gerillayı yenemeyince gidip Bağdat’ın kapısına dayandılar. Israrla, plan ve projeler sunarak sonunda Bağdat’la 15 Ağustos’ta bir anlaşmaya gittiler ve güvenlik mutabakatını imzaladılar. Bağdat’a işgali onaylatmak ve oradaki varlığına meşruiyet kazandırmak istediler. KDP’nin ortaklığı ve desteği sonuca gitmeye yetmemişti. Şimdi aynı biçimde Şam’ın kapısına dayanmışlar. 

ESAD’I TASFİYEYE ORTAK ETMEK İSTİYOR

Türkiye’nin önceliği, Kürtlerin ve Özerk Yönetim’in tasfiyesidir. Bu nettir. Bunun dışında Suriye’deki varlığına bir meşruiyet kazandırmak ve Esad’ı da bu tasfiye planlarına ortak etmek istiyor. Kendi başına istediği sonucu alamadı. Ayrıca yapabilirse Suriyeli mültecilerin en azından bir kısmının geri dönüşünü sağlamaktır. Örgütlediği on binlerce silahlı güç var. Bunları şimdiye kadar Doğu ve Kuzey Suriye’ye karşı kullandı. Esad yönetimine karşı bunları elinde tuttu. SMO ve Suriye geçici hükümeti kurdu. Esad’ı bunlarla deviremeyeceğini, İhvancıları iktidar yapamayacağını anladı. Bu hesap ve planları tutmadı. Bu çetelerden de kurtulmak ve mümkünse onları Esad’a devretmenin bir yolunu bulmaya çalışıyor.

BEŞAR ESAD KABUL EDECEK Mİ?

Şimdi dikkatler Esad üzerinde. Erdoğan’ın bu Kürt karşıtı planını kabul edecek mi? Şam yönetimi de Özerk Yönetimi tanımıyor ve bölgenin kendisine teslim edilmesini istiyor. Erdoğan bunu bildiği için “Gel önce Kürtleri, özerkliği ortadan kaldıralım’’ diyor. Esad ise Türkiye’nin işgal ettiği bölgelerden çıkmayacağına ve ilhak edeceğine dair korkulara sahip. Bu korkuları da temelsiz değil. Daha önce Hatay’ın ilhak pratiği var. Ayrıca 1974’ten beri Türkiye işgal ettiği Kıbrıs’tan çıkarılamıyor. Irak’ta işgal ettiği alanlardan çıkmıyor ve çıkmaya da niyeti yok. Görüldüğü kadarıyla Esad yönetimi en azından Rusya’dan bir garanti almak istiyor. “Madem ki arabulucusun, bari Türkiye’den topraklarımızdan çıkmalarına dair bir söz al” diyor. 

ERDOĞAN’IN BÜTÜN HESAPLARI

Erdoğan yönetimi rahat değil tabii. Ekonomik durumları kötü. Orduları zaten Irak sınırları içinde ağır bir savaş içinde. Efrîn’den İran sınırına kadar güçlerini yaymış ama Kürt halkı direniyor. İstediği gibi sonuç alamıyor. Ortadoğu’daki bu karmaşa ve kaostan yararlanarak Kürtlerin işini bitirmek istiyor. Dengeler, konjonktür değişirse onlar için sonuç almak daha zor olabilir. Erdoğan, hem Türk devletinin yüzyıllık planını; Kürtleri Türkleştirme ve soykırımı tamamlamak hem de iktidarını kurtarmak istiyor. Erdoğan mevcut haliyle seçimleri kaybetmiş, ekonomik ve siyasi sorunları çözemiyor. Bütün planlarını Kürtlere karşı yürüteceği savaş üzerine kurmuş. Savaş oldu mu, muhalefet buna muhalefet etmiyor. Erdoğan, iktidar dışında politik yaşamda var olamıyor. Onun için bütün hesapları iktidarda kalma üzerinedir.

ESAD YÖNETİMİ SURİYE’YE ŞANS VERİR Mİ?

Esad yönetimi yıkılmadı. İran ve Rusya desteğiyle ayakta kaldı. Kürtler, Özerk Yönetim de Esad’a karşı düşmanlık yapmıyor. Savaş yerine diyalog ve siyasi yollarla sorunlarını çözmek istiyor. Bu açıdan Esad onlardan yana bir baskı altında değil. Şam’ın en büyük sorunu Suriye’nin içinde bulunduğu yıkım ve çok kötü durumda olan ekonomidir. Özerk Yönetim ile anlaşırsa bu konularda ciddi bir rahatlama olanağına kavuşur. Ayrıca Suriye’nin toparlamasına, iç birliğin sağlanmasında büyük bir mesafe almış olur. Bu da halkın moralize olmasına, içte ve dışta meşruiyetinin artmasına yol açar. Sorun, Esad yönetiminin Suriye’nin demokratikleşmesine şans verip vermemesine gelip dayanıyor.

5 MİLYONA YAKIN NÜFUSU DIŞLAR MI?

Esad, Özerk Yönetim’i dışlayarak, onların beklenti ve taleplerini dikkate almadan Türk devletiyle anlaşmaya giderse ne olur? Aşırı merkezci bir yönetimden farklı bir yaklaşım beklemek de gerçekçi değildir. Esad da iktidar eksenli politika yapıyor. Zihin yapılanmaları bu temeldedir. 5 milyona yakın bir nüfusu ve beklentileri dışlayarak yoluna devam eder mi? Eder. Suriye halkları, aydınları bu gerçekleri görmek durumunda. Özerk Yönetim ve bütün yurtseverler, demokrasi isteyenler, kendilerinin dışlanarak işgalci güçlerle yapılacak gizli veya açık anlaşmalara karşı çıkmalı.