İnsan dayanıklı bir varlık iken, toplum ise yenilmez bir varlıktır. İnsan, toplum olma bilincine ve ruhuna eriştiğinde karşısında nasıl bir engel, zorluk, zulüm var olursa olsun yenilmez bir hale gelir. Newroz, Kurdistan’da ve Ortadoğu’da toplum olmanın, toplum olarak direnmenin yenilmezliğini ve tarih boyunca akışını anlatır.
Reber APO, 1973 yılında Ankara Çubuk Barajı kenarında Kürtsüzleştirilen Kurdistan’ı, Kurdistansızlaştırılan Kürdü yeniden diriltmeye karar verdiğinde bir Newroz günüydü. Mazlum Doğan Yoldaş, Amed zindanlarında eşi benzeri görülmemiş işkencelere ve dayatılan iradesizleşmeye karşı üç kibrit çöpüyle direniş bayrağını kaldırdığında bir Newroz günüydü. 1990’lı yılların başlarında Bakure Kurdistan’da Cizîr’de, Nisebîn’de, Lice’de, Şırnak’ta serhildanlar geliştiğinde Newroz günleriydi. Devamında Amed surlarında Zekiye Alkan, İzmir Kadifekale’de Rahşan Demirel, Almanya’da Berivan-Ronahi, zindanlarda Sema Yüce, Newroz ateşini bedenlerinde yaktığında yine Newroz günleriydi. Bu yoldaşların bedenleri Newroz ateşi ile bütünleştiğinde, her kıvılcımı, Kürdün ve kadının özgürlük bilincine dönüşmüş, halkların ve kadınların tarihi coşkuyla akmaya devam etmiştir.
Kurdistan’da direniş, Newroz nehrinin sonsuz akışıyla hiç bitmeyecek bir kalp atışıdır, halkların, kadınların, tüm ezilenlerin hep var olduklarını ve tüm renkleriyle var olacaklarını anlatan bir destandır. Her dem’inde direnenleri daha da gürleştiren, güzelleştiren ve sonsuzlaştıran ateşten bir destandır.
2024 yılının Newroz’u tam da bu tarihinin anlamına yakışır bir biçimde Kurdistan’ı ve Kürtler’in yaşadığı her coğrafyayı ateşten bir destana dönüştürdü. Kurdistan’ın her bir şehrinde, ilçesinde, köyünde Newroz ateşi “Reber APO’ya fiziki özgürlük” sloganları ile yakılırken, bu ateşin her bir kıvılcımı AKP-MHP faşizmi şahsında çağımızın Dehaklarının soykırımcı tecrit saldırılarına karşı çok büyük bir cevap verdi. Dehaklara karşı Demirci Kawalar, Amed’de, Van’da, İstanbul’da, Qamışlo’da, Qandil’de, Mahabat’ta, Bokan’da, Mersin’de, Konya’da, Tahran’da, Şam’da, Lübnan’da, Japonya’da, Avrupa’da, her yerde milyonlar olarak, bir halkın kimliğinin inkar ve imha edilemeyeceğini, ihaneti asla kabul etmeyeceklerini, hep var olduklarını ve var olacaklarını bir kez daha haykırdılar. “Biji Serok APO”, “Be Serok Jiyan Nabe”, “Jin Jiyan Azadi” diyerek, varlıklarını Reber APO ile bütünleştirdiklerini, duymak istemeyen kulaklara en yüksek sesle haykırdılar. Ve yine Demokratik Ulus temelinde Kürtlerle Arap, Fars, Türkmen, Ermeni, Çerkez, Laz halklarının, enternasyonal dostların özgür ve eşit temelde birlikte yaşam mesajını çok güçlü bir biçimde verdiler. Kadınlar, gençler ve çocuklar, en güzel renkleri ve en kararlı duruşlarıyla isyansız, özgürlüksüz ve anlamsız yaşamı kabul etmeyeceklerini anlattılar.
Dağ başlarında hiç sönmeyen gerilla ateşinin Mizgin’i ise şehirlerde, köylerde yakılan bu ateşi daha da gürleştirdi, yeni bir direniş sürecinin yolunu aydınlattı. Gerilla, tarihten ve halktan aldığı güçle kimyasal, taktik nükleer silahlara, SİHA’lara, savaş uçakları ve her türden savaş tekniğine karşı yalın aklı ve yüreğiyle meydan okudu. Arkasına sığındığı NATO desteğiyle hiçbir sınırın ve ölçünün olmadığı faşist saldırılara karşı atak yaparak düşmanı sarsan operasyonlar geliştirdi. Yetmedi, düşman tekniğini, keşfi boşa çıkartan profesyonel teknik gücünü ortaya koydu. Gerilla, toplumundan ve direnen kadınlardan aldığı güçle yenilmezliğini bu Newroz’da bir kez daha kanıtladı. Dağ başlarının ateşinin sönmeyeceğini, bu ateşin yerin altında, üstünde ve havada, her yerde her daim yanıp dostları aydınlatacağını, düşmanları yakacağını anlattı. Dağlar Newrozlaşıp mizginleşirken, Newrozlar da dağlaşıp mizginleşmiştir.
Demek ki neymiş?
Kurdistan’da, dağlarında, şehirlerinde, ovalarında, köylerinde Newroz ateşi sönmez imiş.
Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de Kürtler küllerinden Newroz ateşini yeniden yakar imiş.
İstanbul’da, Mersin’de, Konya’da, İzmir’de, Aydın’da, Manisa’da, Tekirdağ’da Kürtler, yakılan köylerinin, insanlarının küllerinden Newroz ateşini yeniden yakar imiş.
Rojhilatlı kadınlar ve erkekler, en güzel renkleriyle Jina Amini’nin isyan saçları olarak; Qamışlo, Heseke, Derik, Raqqa, tüm renkleriyle Rojava halkları DAİŞ’in, faşist TC’nin savaş uçaklarının, SİHA’ların asla sindiremediği özgür iradeleriyle; Maxmur halkı ve kadınları her koşulda Kurdistan’ı, Botan’ı ve direnişi yüreklerinde taşıyarak aşk ile Newroz ateşini yakar imiş.
Demek ki neymiş?
Kadınlar ve gençler, öldürseniz de, tutuklayıp işkenceler etseniz de, uyuşturucuyu, fuhuşu, kadın ve gençlik katliamlarının, özel savaşın her türlüsünü dayatsanız da iradesini teslim etmez imiş, direniş saflarının öncülüğünü bırakmaz imiş. En güzel renklerini kuşanıp sağlam yürekleriyle Dehaklara meydan okur imiş.
Demek ki neymiş?
Çağdaş Dehakların dayattığı gibi “PKK terörist, Kurdistan da teröristan” değilmiş. Kurdistan Kürtler’in kutsal toprağı; PKK bu toprakları koruyup kollayan, özgür ve eşit yaşamı yeşerten partisi; kadın, yaşam ve özgürlük hakikati; Reber APO da paradigması, önderlik, direniş ve inşa gücüyle yaşam kaynağıymış. Gerilla da Kurdistan’ın dikeni en keskin, gülü de en güzel çiçeğiymiş.
21. yüzyıl halkların ve kadınların yüzyılıdır. 21. Yüzyıl, inkar edilerek görülmemiş bir soykırım yaşatılan Kürtlerin özgürlük yüzyılıdır. Kürt kadınlarının öncülüğünde kadın devrimi yüzyılıdır. Ve kuşkusuz önderlik kudretiyle halkların ve kadınların reberi olan Reber APO’nun yüzyılıdır. 2024 yılı Newroz eylemleri, Reber APO’nun yüzyıla damgasını vuran bir önder olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Geriye o İmralı duvarlarını paramparça ederek Reber APO’nun fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmek, Kurdistan’da çözüm mücadelesini büyütmek kalmıştır. Geriye çağdaş Dehakların temsilcisi AKP-MHP faşizmine Demirci Kawa’nın öldürücü darbesini vurmak kalmıştır.
Bunun için dağ başlarının en nadide ve görkemli çiçekleri olan gerillayı çoğaltmalı, demokratik özerklik mücadelesini ve kadın devrimini büyütmeliyiz. İşgale, soykırımlara, kadın ve gençlik kırımına, doğa kırımına dur demeli ve Newroz ruhuyla mücadelemizi zirveleştirmeliyiz.
Newroz şehitlerimiz, her daim Newroz ruhuyla yaşayıp ölümsüzleşen tüm şehitlerimiz, bizim için hem yaşam ve mücadele gerekçesi ve hem de zafer talimatıdır. Bununla birlikte halkımız, analarımız, kadınlarımız, gençlerimiz, çocuklarımız, gerillamız, bu Newrozla meydanlarda, dağlarda zafer talimatını vermiştir, yediden yetmişe her yerde bu talimata göre yaşamak ve mücadele etmek boynumuzun borcudur. Newroz’dan sonra kaldığımız yerden inatla, ısrarla, bilinç ve ustalıkla mücadeleyi büyütmek hepimizin tarihi sorumluluğudur.
Yenilmezlik çizgisinde mücadele sözümüz temelinde Reber APO’nun, tüm zindan direnişçilerinin Newroz bayramını kutluyoruz. Gerillamızın profesyonel ve modern tarzla ulaştığı düzeyi, geliştirdiği sonuç alıcı eylemleri selamlıyor, Newrozlarını kutluyoruz. Ve 2024 Newrozunu gerçek anlamda bir Önderlik Newrozuna, direniş ve zafer Newrozuna çeviren halkımızı, kadınları, gençleri, çocukları selamlıyor, analarımızın ellerinden ve o büyük yüreklerinden öpüyor, Özgür Kürt basın emekçilerinin, Kürt sanatçılarının ve bu eylemlerin örgütlenmesinde emek veren herkesin Newrozunu bir kez daha kutluyoruz.
Tüm günler Newroz gibi aydınlık, keskin ve aşk dolu olsun.
(*) KJK Yürütme Konseyi)