Seçimler, Başûr’un geleceği ve yeni gelişmeler
Başûrê Kurdistan’da 2 yıldır yapılması planlanan seçimler ertelendi. Bölgenin kazanımları pazarlığa açılırken, yaşananlar yeni gelişmelerin de habercisi.
Başûrê Kurdistan’da 2 yıldır yapılması planlanan seçimler ertelendi. Bölgenin kazanımları pazarlığa açılırken, yaşananlar yeni gelişmelerin de habercisi.
Başûrê Kurdistan’da 2 yıldır yapılması planlanan bölge parlamento seçimleri yeniden ertelendi. Seçimler üzerinden bölgenin statüsü de dahil olmak üzere tüm kazanımlar pazarlığa açılırken, bunların tartışıldığı masalar ise Washington, Ankara, Tahran ve Bağdat oldu. KDP’nin iktidarını kurtarmak için bu masalarda neyi bıraktığı bölge halkı için hayati önemde olurken, KDP ve YNK arasındaki çekişmede Tahran ve Washington’a açılan kapılar kendisiyle birlikte yeni gelişmelerin habercisi.
SEÇİMLER ERTELENDİ
Neçirvan Barzani’nin Tahran’da yaptığı görüşmeler sonucu Irak’ta kimi gelişmeler yaşanırken, bunların en önde geleni ise Bağdat’tan ilan edilen bölge parlamento seçimleri hazırlıklarının durdurulması kararıydı. Resmi olarak ilan edilmese de bu karar seçimlerin ertelenmesi anlamına geliyor.
MAHKEMENİN DİĞER KARARLARI DA KABUL EDİLMİŞ OLDU
Irak Yüksek Federal Mahkemesi’nin seçimlerin hazırlıklarına dönük yeni kararı; bölge başbakanı Mesrur Barzani’nin itiraz başvurusu sonucu gerçekleşti. Bu durum kendisiyle beraber yeni bir aşama getirirken, daha önce hem KDP lideri Mesud Barzani hem de başbakan Mesrur Barzani aynı mahkemenin kendileri aleyhinde aldıkları kararların meşru olmadığını söylemişti. KDP; karara “BAAS’ın mahkemesidir” diye tanımda bulunurken, yeni kararın Hewlêr tarafından da memnuniyetle karşılanması mahkemenin aldığı diğer kararlara da ‘meşruluk’ kazandırdı. Dolaylı olarak mahkemenin verdiği diğer kararlar da kabul edilirken, söz konusu kararlar arasında petrol satışı ve bölge gelirlerinin Bağdat’a devredilmesi de vardı. İran, bu durumu Neçirvan Barzani üzerinden Hewlêr’e kabul ettirirken, Tahran’da iktidarı kurtarmak için nelerin peşkeş çekildiğine dair yavaş yavaş kimi ayrıntılar da gün yüzüne çıkıyor.
TAHRAN’IN OYNATTIĞI TAŞLAR
Tarihsel gelişim içinde Irak’ı arka bahçesi olarak gören İran, savaşı kendi sahasından uzak tutmak için topu sürdüğü temel sahaların başında Irak geliyor. Bu kapsamda “Tahran ne karşılığında Bağdat ve Hewlêr arasındaki gerginliği yumuşatma yolunu seçti” sorusu gündemdeki yerini korurken, öne çıkan başlıklar ise seçimler, bölgedeki petrolün satışı, Kormor Gaz Sahası üzerindeki çekişmeler ve Kerkük meselesi oldu. Hewlêr’in Ankara ekseninden çok Bağdat eksenine girmesini isteyen Tahran, seçimler konusunda Bağdat ve Hewlêr’i bir araya getiren bir karar aldırttı. Buna göre seçimlerin 100 koltuklu bir sistem ile gerçekleştirilmesi beklenirken, kaldırılan 11 koltuklu azınlık kotasının ise yarıya düşürüleceği, bunların da KDP ve YNK arasında paylaştırılacağı satır aralarından okunuyor.
YNK VE KDP ANLAŞTI MI?
Seçimlerin ne zamana erteleneceği de merak konusu olurken, tarafların iki seçenek üzerinde durduğu belirtiliyor. Bunlardan birincisinin Ekim ayına ertelenmesi diğerinin de 2 yıl sonra Irak genel seçimleriyle birlikte yapılması olarak düşünülüyor. Irak ve Hewlêr’deki istikrarsızlık göz önüne alındığında ikinci seçeneğin gerçekleşme olasılığı zayıf görünürken, tarafların birinci seçenekte uzlaşmaları olası görünüyor. KDP’nin de seçimleri; 2017’de ısrar ettiği referandum sonucunda 16 Ekim’de kaybettiği yerlerin yıldönümüne denk getirmek istemesi, YNK’ye dönük bir mesaj da içeriyor. Bununla YNK’ye “ihanet ettiniz” denilmek isteniyor.
KERKÜK’Ü YNK’YE BIRAKMA SİNYALLERİ
Seçimlerin ertelenmesi ise Kerkük üzerinden yapılan pazarlıklar ile doğrudan ilintili. YNK’nin Kerkük Valiliği’nin kendisine verilmesi karşılığında seçimlerin ertelenmesine razı olduğu durumu giderek güçlenirken, adaylık için Neşet Şahwêz Xurşîd ve Irak’ın mevcut Adalet Bakanı Xalid Şiwan’ın isimlerinin dolaştırılması bu durumu destekler nitelikte. Xurşîd’in Kerkük’teki Arap, Türkmen ve Kürtlere eşit davranabileceği temennisiyle, Şiwan’ın ise Sudani hükümetinin talebi üzerine önerildiği gelen bilgiler arasında. Kimi taraflar da Şiwan önerisinin İran’ın önerisi olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.
TÜRK DEVLETİ VE SÜNNİ GRUPLAR HAREKETE GEÇİYOR
Nitekim Kerkük’te hareketli günler yaşanırken, bölgenin Pelkan Köyü’nde Arap ve Kürt çiftçiler arasında yaşanan anlaşmazlıklar gelişen olaylar silsilesinde tesadüf olarak görülmüyor. Kerkük'te Kürtlerin güç sahibi olmasını istemeyen Sünni gruplar ve KDP, olayların fitilini yakmak için fırsat kollayan iki temel güç olarak öne çıkıyor. Türk devletinin etkisinde ve başkanlığını Xemis Xençer’in yaptığı Ezim Hareketi’ne bağlı kesimler, Kerkük’te halkları karşı karşıya getirmek için BAAS döneminden kalma milliyetçi duyguları şahlandırmanın başını çekiyor. Keza Kerkük’te yaşanan son olaylar bu tür grupların “çatıştırıcı rolünden” bağımsız ele alınmıyor.
KORMOR GAZ SAHASI'NIN ÖNEMİ
Tahran’da ele alınan diğer önemli bir konu ise Başûrê Kurdistan’daki Kormor sahası başta olmak üzere gaz sahalarının durumu ve bölge güçlerinin bu enerji kaynaklarına hakim olmak istemesi. Ortadoğu'daki en büyük gaz yataklarından birisi burada bulunurken, 6 ana doğalgaz rafinerisinin bulunduğu bölge, dünya doğalgazının yaklaşık yüzde 3’ü olan 5,7 trilyon metreküp doğalgazını barındırıyor. Başûrê Kurdistan; doğal gazda dünyada 8’inci sırada yer alırken, bu gazın yaklaşık yüzde 60’ı ise YNK’nin denetiminde olan Silêmani’ye bağlı Çemçemal Bölgesi’nde bulunuyor. Başûrê Kurdistan’ın elektriğinin yüzde 80’ini karşılayan gaz şirketleri ise Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) ait şirketler tarafından işletiliyor. Öte taraftan Soran Bölgesi’nden çıkarılan gaz; önce Kerkük'e Kerkük’ten Basra’ya burası üzerinden de Körfez’de kimi yerlere ihraç ediliyor.
GAZ SAHALARI HAKİMİYETİNDE TC VE İRAN YARIŞI
Türkiye petrol satışında olduğu gibi hem kendi ihtiyacını karşılamak hem de Avrupa'ya gaz satmak için birçok defa girişimde bulundu. Türkiye’nin bu girişimleri diğer bölge güçlerinin duvarına çarparken, Türk devletinin KDP’ye uyguladığı basıncı KDP de YNK’ye Irak üzerinde gerçekleştirmek istiyordu. Bu durum İran’ın yanı sıra Rusya’yı da harekete geçirirken, İran söz konusu girişimleri uyarmak için Kormor Gaz Sahası’na dönük drone saldırıları da gerçekleştirdi. Rusya ve İran’ın Batı dünyasına karşı neredeyse en etkili tehdit kozlarından olan gazın Türkiye üzerinden dışarıya satılmak istenmesi ilgili güçler tarafından savaş sebebi olarak görülüyordu. TC, KDP üzerinden bu tür girişimlere devam ederken; Tahran, Barzanilere bu konu üzerinden de ültimatom vererek, arayışlarına son verdi.
PETROL ESKİSİ GİBİ SATILMAYACAK!
KDP ve Türk devleti arasında 2013’te gizliden yapılan petrol anlaşması da geçtiğimiz aylarda Irak Yüksek Federal Mahkemesi’nin aldığı ekonomi kararları kapsamında rafa kaldırılmıştı. KDP ve TC’nin temel uğraşlarından biri de petrol ihracatının yeniden yapılması olurken, bu konu birçok gizli ve açık görüşmede masaya yatırıldı. Ancak bu güne kadar herhangi bir sonuç alınmazken, Tahran ziyaretinde bu konunun da kapsamlı ele alındığı ve İran'ın petrol satışı olacaksa bile Bağdat üzerinden gerçekleşmesi dışında diğer seçeneklere sıcak bakmadığı anlaşılıyor. Barzani görüşmede bu durumu da kabul ederken, KDP ise bu arayışlarına tamamıyla son vermiş değil.
İRAN’IN KDP’DEN İSRAİL TALEBİ…
İran’ın biyolojik olarak İsrail’e dayanan KDP’den İsrail’e ait karargahları Hewlêr’den çıkarma talebinin gerçekleşme olasılığı saha gerçekleriyle pek uyuşmuyor. Kendisi de bunun farkında olan Tahran’ın asıl kaygısı ileride başını ağartması muhtemel olan Rojhilatlı partilerin KDP yoluyla İsrail'in denetimine girmesi. Bu konuda ilgili tarafları sert uyaran İran, bu anlamda tereddütsüz olacaklarını bir kez daha KDP yolu ile ilan etmiş oldu. Hewlêr; bir yandan bu güçleri koz olarak kullanmak için yeniden örgütlerken, diğer yandan ise tasfiye edilmeleri için İran’a taahhütler verdi.
TAHRAN VE WASHİNGTON BİHABER DEĞİL
Öte taraftan aynı gün ve saatlerde YNK liderinin ABD’de, Neçirvan Barzani’nin ise Tahran’da olması bahsi geçen konularda İran ve ABD’nin icazetlerinin olduğuna da işaret ediyor. Buna ilişkin detayların da önümüzdeki günlerde sahaya yansıması beklenirken, yeni karar ve anlaşmaların Irak başta olmak üzere Ortadoğu’da kimi taşları daha yerinden oynatacağı öngörülüyor.