Tayyip Erdoğan ve Bahçeli’nin sahte ağız dalaşları
Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli Kürtleri ve demokrasi güçlerini ezme konusunda anlaştıklarına göre bu konuda önemli gördükleri yerel seçimde de ittifakları zımni ve örtülü olarak sürdüreceklerdir.
Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli Kürtleri ve demokrasi güçlerini ezme konusunda anlaştıklarına göre bu konuda önemli gördükleri yerel seçimde de ittifakları zımni ve örtülü olarak sürdüreceklerdir.
AKP ve MHP’nin faşist ittifakının yerel seçimlerde olmayacağı gibi söylemler tamamen yerel seçimlere yönelik bir özel savaş oyunu ve psikolojik harekat aldatmasıdır. Türkiye genel siyaseti ve dış politika konularında ittifakın süreceğinin söylemesi bunun kanıtıdır. İç ve dış politikada, Kürt halkına ve demokrasi güçlerine saldırmada ittifakın süreceğinin söylenmesi aslında yerel yönetimlerde ortak bir strateji yürüteceklerinin ifadesidir. Ayrı adaylar göstereceğiz, denilmesi bu stratejinin gereği olarak gündeme konulmuştur. Çünkü bu seçimde en önemli olan Kürdistan’daki belediyelerin durumudur. Bu belediyelerin HDP’li adaylar tarafından kazanılması, birkaç yıldır izlenen soykırımcı saldırı politikanın boşa çıkması olacaktır. Bu açıdan yerel seçimler stratejisi buna göre kurgulanmıştır. AKP’nin Kürdistan’da seçimi kazanması için MHP ile arasının bozulduğunun gösterilmesi gerekir. Böylece yine bazı Kürtlerin AKP’ye oy vermesi sağlanacaktır. Hatta Danıştay’ın ‘Türklük andını’ kaldıran yönetmeliği iptal etmesi ve AKP’nin bu iptali eleştirmesi de bazı Kürtlere yerel seçimde AKP’ye oy verdirme oyunudur. Yoksa Danıştay’ın haddine mi düşmüş Tayyip Erdoğan’ın kabul etmeyeceği bir kararı alması. Danıştay’ın böyle bir karar alması da saray gladyosu tarafından yerel seçim öncesi amaçlı biçimde planlanmıştır.
AKP ile MHP, daha doğrusu Tayyip Erdoğan ve Bahçeli tarafından kurulan faşist ittifak bir derin devlet ittifakı olarak görülmelidir. Eski derin devletin adamı Bahçeli ile yeni derin devletin şefi Tayyip Erdoğan demokrasi ve Kürt düşmanlığında ittifak kurmuşlardır. Bu öyle gelip geçici bir ittifak değildir. Demokrasi güçlerini ezme ve Kürt soykırımını tamamlama ittifakıdır. Zaten böyle olmasaydı Devlet Bahçeli bu ittifakı hararetle savunmazdı. Bu ittifak için Türkiye’nin beka sorunu ve geleceği demezdi. Tabi ki bunun esas olarak Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı bir savaş olduğu açıktır. Hiçbir sorun bu ittifakı bozmaz. Faşistler için vatan, millet söz konusu olduğunda gerisi teferruattır. Herhangi bir soruna bu çerçevede bakıldığında onlar için teferruattır. Kaldı ki danışıklı dövüş dışında aralarında ciddi bir sorun yoktur.
Kürtler geçmişte AKP’ye önemli oranda oy verdiler. Ancak AKP’nin son yıllardaki Kürt karşıtı politikaları ve MHP’yle ittifak yapması Kürtleri rahatsız etmiştir. AKP’ye oy veren Kürtleri bile AKP’den uzaklaştırmaktadır. Çünkü Kürt işbirlikçiliği ve Kürtlerden toplumsal taban yaratmadan bu saldırılar sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Bu açıdan yerel seçimler AKP-MHP faşizmi için önemlidir. Nitekim Devlet Bahçeli Kürdistan’daki belediyeler bir daha HDP’lilerin eline geçmemeli, demiştir. Daha sonra da Tayyip Erdoğan HDP’liler kazanırsa yine kayyum atarız, diyerek yerel yönetimlere nasıl yaklaştıklarını ortaya koymuştur. Bu kadar önem verdikleri Kürdistan’daki belediyeleri nasıl kazanacaklardır? İşte bunun bir yolu da AKP’nin MHP ile ittifakının bozulduğunu göstermektir. Kuşkusuz başka yol, yöntemler, hileler, baskılar yaparak bu amaca ulaşmak isteyeceklerdir. Ancak sadece bununla belediyeleri ele geçiremezler. Bu nedenle belli düzeyde oy veren bir kesimin olması da önemlidir. Bunu sağlatacak en kestirme yol ise Kürt düşmanlığı tescil olmuş olan MHP ile kavgalı gözükmektir. Ancak görünürde böyle bir yansıtma olurken Kürdistan’da tüm MHP oyları AKP’ye gidecektir. Büyük şehirlerde oylarını AKP’ye yönelteceklerdir. Tayyip Erdoğan tamamıyla MHP’lilerin memnun olacağı bir söylem tutturarak MHP tabanının AKP adaylarına oy vermesi sağlanacaktır.
Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli Kürtleri ve demokrasi güçlerini ezme konusunda anlaştıklarına göre bu konuda önemli gördükleri yerel seçimde de ittifakları zımni ve örtülü olarak sürdüreceklerdir. Çünkü bizzat Bahçeli yerel yönetim seçimleri kaybedilirse cumhurbaşkanlığı sistemi olan faşist diktatörlük zorlanır, demiştir. Bunu diyen yerel seçimlerde hiç HDP’nin ve muhalif olanların seçimi kazanmasını ister mi? Aksine bu seçimde AKP’nin kazanmasını ister. Tayyip Erdoğan Bahçeli’nin faşist ittifakına verdiği destek nedeniyle birçok MHP’liyi başta polis olmak üzere birçok memurluğa atamıştır. MHP 12 Eylül öncesi milliyetçi cephe hükümetlerinden sonra ilk defa bu düzeyde devlet kurumlarına doldurulmuştur. Böyle bir ittifak bozulmaz. AKP belediyeleri kazandıktan sonra birçok MHP’li de buralara yerleştirilir.
Bu yerel seçimler AKP-MHP faşist iktidarı açısından özellikle Kürdistan’da önemli hale gelmiştir. Belediyeler üzerinden soykırımcı politikaları yerelleştireceklerdir. Soykırımcı faşizme hem toplumsal taban yaratacaklardır; hem de belediyeler soykırımcı sömürgeciliğin yerel ayakları haline getirilecektir. Türkiye geneli açısından da cumhurbaşkanlığı sistemi denilen faşist diktatörlüğü yerellere yayacaklar ve böylece sistemi tümüyle oturtacaklardır. Bu nedenle AKP hiçbir dönemde olmadığı kadar bu yerel seçimlere önem vermektedir. Bu gerçeklik Kürtler ve demokrasi güçlerinin de bu yerel seçimlere önem verme ve bu seçimleri AKP-MHP faşizmini geriletme mücadelesi olarak ele almalarını gerektirmektedir. Bunun için de demokrasi güçlerinin ve muhaliflerin yerel seçimlerde ittifak yapmaları ve kazanacak adaylar üzerinde uzlaşmaları önemli olmaktadır.
Bir daha vurgulayalım, hiç kimse Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin ağız dalaşına inanmamalı; bu faşist ittifaka karşı demokrasi güçlerinin ittifakı ile karşı durulmalıdır.
Kaynak: Yeni Özgür Politika