Yeni tehdit ve oyunlar
Türk Cumhurbaşkanı’nın Kuzey-Doğu Suriye ve Rojava’yı tehdit etmesinin; Rusya ve ABD ile yaptığı görüşmelerin ardından yapılan açıklamalar ve atılan adımlar, yeni bir planın devrede olduğunu gösteriyor.
Türk Cumhurbaşkanı’nın Kuzey-Doğu Suriye ve Rojava’yı tehdit etmesinin; Rusya ve ABD ile yaptığı görüşmelerin ardından yapılan açıklamalar ve atılan adımlar, yeni bir planın devrede olduğunu gösteriyor.
Kuzey-Doğu Suriye halkı ile savunma güçleri, Türk devletinin yeni planına karşı büyük bir direnişe hazırlanıyor.
Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan (RTE) içeride oy kaybetmeye başladığı, cumhurbaşkanlığının tartışılmaya devam ettiği ve giderek bir daha seçilemeyeceği görülünce, dışarıda ise saldırganlığından ötürü itibarı düşünce yalancı bir zafer elde etmek için yeniden Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi ile halklarını tehdit etti. Hemen ardından önce ABD Başkanı Joe Biden ile görüşüp onay istedi.
ABD, RTE’yi Rusya’dan koparmak, S-400’lerden vazgeçirmek istedi. Pazarlıkların ne kadar sonuç aldığı bilinmez. Diğer bir nokta, bu pazarlıkların daha bittiği de söylenemez…
RUSYA’NIN ŞANTAJI
RTE, bu süreçte Rusya Devlet Başkanı Putin ile de görüştü. Ruslar, RTE ve işgalci Türk devletinin işgal tehditlerinden en fazla faydalanmak istedi ve bu saldırıları, Kuzey-Doğu Suriye halkları başında Demokles’in kılıcı gibi sallandırarak rejime mecbur etme politikasını izledi.
Rusya, ilk önce Qamişlo ve Sırrîn’deki noktalarına güç takviyesi yaptı. Savaş uçaklarını konuşlandırdı. RTE’nin Biden ile görüşme yaptığı saatlerde Qamişlo’da savaş uçaklarını kaldırarak Türkiye ve Kuzey-Doğu Suriye’ye birlikte mesaj verdi. Daha sonra Til Temir, Kobanê ve güçlerinin bulunduğu bir iki yerde daha tatbikat adıyla bazı hareketliklerde bulundu. Bu arada Demokratik Özerk Yönetim’le yaptığı görüşmelerde Şam’daki yönetim ile görüşmeler yapılması, anlaşmaya gidilmesi gerektiğini her seferinde telkin etti. Rejimle daha görüşmeler başlamadan Özerk Yönetim’den rejimin güçlerini her tarafa getirip yerleştirmek gerektiği, yine rejimin bayraklarının her yerde dalgalandırılması gerektiği, ayrıca ekonomik gelirden de en büyük payın rejime verilmesini zorunluk kılmak gibi bir şeyler söyledi her fırsatta. Bunun yanı sıra eğer bu söyledikleri kabul edilmezse bulundukları alandan çekileceklerini, çekilmeleri durumunda Türkiye’nin saldıracağı şeklinde tehditlerde bulundu. Özerk Yönetim ise asıl tehdidin bu olduğunu, hatta Türkiye tehdidinin altında da bu tehdidin bulunduğunu söyledi. Koşullar ne olursa olsun Rusya’nın bu taleplerinin kabul edilmeyeceğini ve istedikleri zaman kaldıkları yerlerden çekilebileceklerini ekledi.
Demokratik Özerk Yönetim ile QSD’nin bu şekildeki net tavrından ötürü bir hafta önce Rusya, Til Rifat ve Şehba’dan eğer talepleri kabul edilmezse çekeceklerini söyledi. Özerk Yönetim ve QSD çekilebileceklerini söyleyince Rusya güçlerini toplayıp çekildi, ancak akşam geri döndü. QSD komutanları ve Özerk Yönetim yöneticileri neden geri döndünüz, diye sorunca da Rus yetkililer bayramlarını kutlamak için gittiklerini bir tatbikat için geri döndüklerini söylemekle yetindi. Geri döndükleri günden bu yana ne bir tatbikat yaptılar ne de bir daha çekildiler.
Şimdi aynı oyunu Kobanê ve çevresi için oynuyor. Özerk Yönetim ile QSD’nin tutumu aynı; yani istediğiniz zaman çekilebilirsiniz, şeklinde oldu.
REJİM ÖZEL SAVAŞ YÖNTEMLERİYLE VAR
Rejim, Rusya’nın bu baskılarını özel savaş yöntemleriyle sürdürmek istedi. Onun için birçok oyuna başvurdu. Önce kendisine bağlı El Hedes adlı TV ve sitesinde Türkiye’nin Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı kullandığı dili aratmayan bir dille propaganda yapmaya başladı. Ardından kendisine bağlı sosyal medya hesapları, basın yayın kuruluşları aracılığıyla akla hayale sığmayacak iddialarda bulundu. Örneğin üç gün önce daha Reqa, DAİŞ tarafından işgal edilmeden çekilmiş bir görüntüyü sosyal medya hesapları üzerinden “Rejim Reqa’da Naim kavşağına girdi” diye servis etti. Ondan hemen sonra Reqa’nın bir mahallesi olan Kesrat ve ona yakın bazı yerlere de rejim güçleri girdi, diye iddialar ortaya attı. Bunları osyal medya hesapları ile kendisine bağlı bazı basın yayın kuruluşları üzerinden yayınladı.
Rejim bununla halkın kafasını karıştırmaya çalışıyor. Öte yandan kendisinin hala ayakta olduğunu ve Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kendisine muhtaç olduğu mesajını vermeye çalışıyor. Ancak Suriye halkının tamamı, rejimin artık eski rejim olmadığı, onun arkasında olan Rusya ile gerçeğin bu olmadığını çok iyi biliyor. Bu yüzden oynadığı özel savaş oyunlarının kendisine bir yararı olmadığı gibi kendisine fazlasıyla zararı da olabilecek gibi görünüyor.
ŞİMDİ DE BİR BELGEYLE OYUNLARINI SÜRDÜRÜYOR
Rejim, son bir hafta içinde oynadığı oyuna yeni oyunlar eklemek istedi. Kendisine bağlı kişilere verdiği talimatla rejimin her tarafa girdiği, Kuzey-Doğu Suriye’de giderek daha fazla güçlenmeye başladığı şeklinde sosyal medyada propaganda yapılmasını istiyor. Ayrıca askerleri ile sivillermiş gibi kısa röportajlar yaparak rejimi çok sevdikleri, rejimin onları için iyi olduğu şeklinde konuşmalarını ve bunun da sosyal medyada paylaşılmasını istiyor. Amûdê, Dirbesiyê, Qamişlo, Tirbespiyê, Çilaxa ve Dêrik’teki taraftarlarından eğer varsa gizli bir şekilde bayrak açmalarını ve 30 saniyeyi geçmeyecek görüntüler çekip paylaşmalarını istiyor. Bununla her tarafta olduğu ve istendiğinin propagandasını yapmaya çalışıyor.
Rejimin oynadığı ve oynamak istediği bu oyun, Rusya’nın aklı ve yöntemleri ile oynanıyor. Rusya, Türkiye ile tehditler savurarak Kuzey-Doğu Suriye halklarının çekinip rejimin her istediğini kabul edecek duruma geleceğini sanıyor. Aslında bununla kendisini kandırıyor, çünkü Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve QSD büyük bir direnişe hazırlanıyor. TC devleti ve çetelerinin tahriklerine de gelmeyecek kadar soğuk kanlı davranıyor. Her tarafta ve büyük bir direniş göstereceklerini dile getiriyor. Ayrıca hava sahasının kapatılmaması durumunda buna karşı da savaşçılarını eğittiklerini da açıkça belirtiyorlar. Bu da RTE’ye gerekli olan yalancı zafer için başlatacağı bir işgal saldırısının, onun birçok şeyi yitirip sonunu getirebilecek bir sonucu da doğurabileceğini gösteriyor.
RUSLAR BUNU İSTİYOR MU?
Rusya ve ABD’nin anlaşarak ve bazı noktalarında ortak oldukları bir planın yürütüldüğünü, veriler gösteriyor. En fazla da Rusların, RTE ve TC’yi kışkırtarak saldırtmak isteyen taraf olduğunu görmek mümkün. Rusya’nın RTE’nin sonunu getirmek için daha fazla Suriye bataklığına çekmeye çalıştığını söyleyenler de var. Bunu söyleyenler arasında RTE’ye yakın ve bir dönem günlük olarak propagandasını yapan kişiler de var. Bütün bunlar bir araya getirildiğinde acaba Rusya, RTE ve TC’nin sonunu getirmek için mi onu tahrik ederek daha fazla Suriye’nin içine çekmeye çalıştığını düşünmek yersiz olmuyor.
RTE’nin tehditlerinden günümüze dek yaşananlar, yeni bir plan olduğunu ve bu planda Rusya ile ABD’nin hem fikir ve ortak olduğunu gösteriyor. Bu planla Kürtler terbiye edilmek isteniyor. ABD ile Rusya’nın çıkarlarına da uzun vadede ve daha şimdiden zarar veren bir duruma geldiğinden ötürü RTE’nin sonunu getirme amacını da taşıması mümkündür.
Gelişmelerin hangi yönde seyir edeceğini şimdiden kestirmek zor. Ancak şu bir gerçek; ABD de Rusya da RTE ve TC ile yaptıkları görüşmede çıkarlarını sağlama alma ve daha fazla çıkar düşündükleri için onun yok olma pahasına saldırmasına onay ve izin verebileceğini düşünmek gerekir.