Türkiye siyaseti, 31 Mart yerel seçimlerinden sonra hareketli günler yaşıyor. AKP’nin 22 yıl aradan sonra ikinci parti olması yeni siyasi dengelerin oluşmasına yol açtı. İktidar partisi olan AKP’den MHP’ye, CHP’den İyi Parti’ye kadar herkes bir arayış için girerken, siyasi ve politik gelişmelerin bu kadar hareketlenmesinin altında Erdoğan hükümetinin yeni savaş hazırlıkları yatıyor.
TIKANIKLIK VE YENİLGİ AŞILMAYA ÇALIŞILIYOR
AKP-MHP hükümeti, kurtuluşun yolunu ise Kürt halkı ve Kurdistan Özgürlük Hareketine karşı savaşın daha da tırmandırılmasında görüyor. Devlet aklınca yeni işgal operasyonuna engel teşkil edebilecek; dış politikadaki “tıkanıklık” ve iç politikadaki “yenilgi” çözülmesi gereken acil konular olarak duruyor.
Ankara, tüm yatırımını buna göre yaparken, devlet bütün aygıtlarıyla bu savaşın nasıl kazanabileceğine dönük fikirlerini de kısa, orta ve uzun vadede bir planlama dahilinde geliştiriyor.
BAĞDAT, HEWLÊR VE TAHRAN HATTINDAKİ ARAYIŞLAR DEVAM EDİYOR
Bu kapsamda geçen yıldan beri PKK’ye karşı girişeceği yeni savaşta Ortadoğu'da uluslararası ve bölgesel güçleri yanında tutmak için seferber olurken, bunun en görünür mekanı ise Irak oldu. Kendilerince “başarılı” oldukları “Kalkınma Yolu Projesi” ile Bağdat'ı buna ortak ettiklerini, yine dolaylı olarak Körfez’in bazı ülkelerinin de bu savaşa “evet” dediği kamuoyuna ilan edildi.
Diğer partner olan KDP’yi de Başûrê Kurdistan’da iktidarını kurtarma karşılığında birebir savaşın için sürüklemeye çalışan Türk devleti, bölgesel politikalarına karşı en çok “rahatsız “görünen İran'ı da “sessiz” kalmaya razı etme girişimlerini durdurmuş değil.
ERDOĞAN ISRAR ETTİ, BARZANİ TAHRAN YOLCUSU
Bu anlamda bütün ihtimallere açık olan KDP’yi önce Irak merkezi hükümeti ve Irak'ta bulunan bütün askeri ve siyasi çevreleri ile görüştüren Erdoğan’ın girişimleri sonucu Neçirvan Barzani’nin bu sefer Tahran yolcusu olduğu belirtiliyor. Irak’ta nüfus sahibi olan İran’ın son dönemlerde Hewlêr’in İsrail’in yuvalandığı yerlerden biri olduğu nedeniyle KDP’ye karşı üst boyutlara varan rahatsızlıklarının olduğu biliniyor. Bu anlamıyla sahadaki veriler KDP’nin kaderinin nasıl şekilleneceğini İran'ın vereceği icazetle de bağlantılı olduğunu gözler önüne seriyor.
ERDOĞAN VE ÖZEL GÖRÜŞMESİNİN SONUCU: YENİ TÜRK SİYASETİ
ABD ile yapılacak olan görüşmenin “zayiatı” dışında dış politikadaki gelişmelerden bir “zafer” edası ile dönen Erdoğan’ın bu sefer ajandasında günlerdir gündemi meşgul eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yapacağı görüşme vardı. İkilinin görüşmesi hakkında birçok yorum ve değerlendirme yapılırken, satır aralarında birçok mesaj da verildi. Genel olarak olumlu geçtiği belirtilen görüşmede her ne kadar tüm konuların kamuoyu ile paylaşıldığı ifade edilse de görüşmeden bir gün sonra konuşan Erdoğan'ın “ Yeni Türk siyaseti” ve “ Türkiye'de siyasetin yumuşaması süreci” söylemleri, görüşmenin belirtilen başlıklar dışında, Erdoğan için daha hayati konular odağında gerçekleştiği işaretlerini veriyor.
Keza Özgür Özel de görüşmeleri için “Türkiye demokrasisi” yorumunda bulunarak, Erdoğan ile uzak düşecek bir söylemde bulunmadı. Özel, DEM Parti ile yaptıkları görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Erdoğan ile “krizli” bir dille konuşmamayı tercih ettiklerini söyledi.
KAMUOYUNA AÇIKLANMAYAN YANLAR…
Bu açıdan bakıldığında görüşmede öne çıkarılan; Türkiye’de AİHM kararlarının uygulanmaması, ekonomik sorunlar, yeni anayasa, belediyelerin borçları ve kayyum sorunundan daha önemli konu ise, pek bahsedilmeyen dış politikaya ilişkin ne konuşulduğu. Özel’in görüşmede bu konuya ilişkin dış politikada bir “Türkiye partisi” olduklarını söylemesi, yine Erdoğan’ın deyimiyle “ Yeni Türk siyaseti” sıralanan konulardan çok önemli başlıkları arz ediyor.
BOŞ KOLTUK MESAJ TAŞIYOR MU?
Görüşmenin perde arkasından yapılış sürecine kadar birçok detayının günlerce gündemde olması beklenirken, seçimlerden bu yana AKP’nin ortağı olan MHP’nin sessizliği ise dikkatleri çeken diğer bir ayrıntı olarak duruyor. Erdoğan-Özel görüşmesinin çok yorumlanan diğer bir konusu koltuk detayı olurken, Erdoğan'ın boş koltuk ile mesaj mı verdiği, verdiyse kime nasıl bir mesaj verdiği detayı, birçok tarafı ilgilendiriyor.
ERDOĞAN YENİ İŞGAL İÇİN CHP’YE GÖZ KIRPIYOR
Erdoğan, yıllardır partisinin ortağı olan ve giderek güçsüzleşen MHP’den çok yeni işgal saldırılarında “muhalefet” tabanından da destek alacak ve yine onlar üzerinden batının da desteğini alabileceği bir partner arıyor. CHP bunun için ideal bir partner olarak dururken, cevaplanması gereken soruların başında ise yıllardır AKP ve CHP arasında yaşanan sorunlar. AKP’nin yıllardır CHP ile yaşadığı sorun ve kavgaların temeli ise, devlet iktidarına dayanıyor. Erdoğan, 22 yıllık padişahlık düzenini sarsan Kurdistan Özgürlük Hareketi’ne karşı CHP ile yaşadığı ve “ezel-ebed” diye tanımlanan düşmanlık siyasetini rafa kaldırmaya hazır.
Giderek muhafazakar ve İslamcı kesimlerin desteğini de kaybeden Erdoğan, bunu tekrar kazanmak için Hamas'a destek çıkışı yaparken, bu adım ABD'nin Türkiye ile olan ilişkilerinde bir köprüyü daha yıkmasına neden oldu.
BATI'NIN DESTEĞİ VE MHP İLE YOL AYRIMI SİNYALLERİ
ABD ile 9 Mayıs’taki görüşmesi iptal edilen Erdoğan'ın şu anki temel arayışlarından biri de uluslararası güçlerin eski desteğini almak. Bu anlamda “Yeni Türk siyasetinin” kapısının Manisa-Rize ortaklığına açılması halinde Erdoğan; MHP ile kurduğu savaş ittifakı olan Cumhur İttifakı'nı yıkmaya hazır bir görüntü de veriyor. Erdoğan ve Özel arasındaki görüşmeyi steno tekniği ile kaydeden eski ABD'nin Washington Büyükelçisi de olan CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan’ın da görüşmede bulunması bu konu paralelinde başka bir veri sunuyor.
UZAK BİR İHTİMAL: ÜÇLÜ KOLTUK
Diğer bir yorum ise boş koltuk mesajı ile Erdoğan'ın savaş ittifakına CHP’yi de ortak etmek istediği şeklinde okunurken, olasılıklar listesinde alt sıralarda yer alsa da Erdoğan’ın ortada, CHP’nin solda, MHP’nin ise sağda yer aldığı “yeni bir Türkiye düzeni” düşünülüyor. Farklı uçlarda görünen kesimlerin bir araya gelme olasılığı ise “devlet bekasında ortaklaşma” temeline dayandırılıyor.
KÜRTLER, 100 YILLIK POLİTİKA VE ARAYIŞLAR
Yeni dönemde yumuşama durumunu, yeni uzlaşılar temelinde ele alan Erdoğan hükümetinin Batı ile ilişkileri CHP ile yapacağı yeni ortaklık üzerinden giderme çabaları ise, Kürt halkı ve Kurdistan Özgürlük Hareketi'ne karşı yapılacak olan yeni savaş ile tasarlanıyor.
Cumhuriyetçilerin ve İslamcıların 100 yıllık devlet iktidarı kavgası göz önüne alındığında, aralarındaki çelişki ve krizlerin aşılamayacağı gibi görünmesinin yanı sıra bunu aşmanın ve yeni siyasi düzene açılacak temel taşlardan biri de Erdoğan'ın CHP'ye iadeyi ziyareti olarak görülüyor. Tüm çabalar yeni savaşa hizmet edebilecek şekilde tasarlanmaya çalışılırken, CHP'nin genel tavrı, yine CHP çatısı altında bulunan kimi kesimlerin bu yakınlaşmaya karşı nasıl bir tavır alacağı ise netleşmeyi bekleyen bir başka konu.