Kürt halkının Kuzey ve Doğu Suriye’deki kazanımlarının tasfiye edilmesinin Türk devleti için stratejik bir hedef olduğuna işaret eden AVEG-KON, Rojava Devrimi ve Kuzey ve Doğu Suriye'deki demokratik, halkçı yönetimin tüm bölge halkları için kritik önemde ve değerde olduğunu kaydetti.
Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyon’nun (AVEG-KON) Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırılarına ilişkin yazılı açıklaması şöyle:
“Sömürgeci faşist şefliğin güdümündeki politik İslamcı çeteler HTŞ ve SMO Kuzey- Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni tasfiye etmeye yönelik işgalci saldırılar gerçekleştiriyor. Halep'i işgal ederek, Rojava'ya doğru genişleyen cihatçı çetelerin son saldırıları, burada yaşayan halkların kazanımlarına yöneliktir. Ayrıca faşist sömürgeciliğin çetelere lojistik ve askeri destek sunduğu bu işgal saldırısı ile politik İslamcı çeteler yeniden güçlendirilmek isteniyor.
Sümürgeci Türk devleti için Rojava Devrimi’nin ve Kürt halkının bölgedeki kazanımlarının tasfiye edilmesi, stratejik bir hedeftir. Faşist şefliğin, eğitip donattığı, sevk ve idare ettiği DAİŞ artığı selefi çetelerin saldırısının bir hedefi de Rojava Devrimi’dir. İşte bu amaçla kadın özgürlükçü, halkçı Rojava devrimine yönelik mevzilere, sivil halka saldırılarını sürdürüyorlar. İşgalin başladığı Halep'te yaşayan on binlerce Halep'linin yerinden edildiği bu saldırılarda, bölge halkları benzer saldırı ve katliamlar, kadınlara yönelik cinsel şiddet tehdidi altındadır.
DAİŞ ile birlikte Kobanê savunmasında yenilen faşist şef Erdoğan ve sömürgeci Türk devleti, bölgede cihatçı çetelerle işgalci saldırılarına ara vermeden devam etti. İdlib'de çeteler için kurulan kamplar ile bu faşist çeteler yeniden toparlandı ve eğitildi. Bu kamplar ABD, Türkiye ve Rusya'nın denetiminde oluşturuldu ve korundu. Şimdi de İdlib'ten çıkan cihatçı çeteler yeni bir işgal saldırısını Halep'i işgal ederek başlattılar.
Ezilen halkların tarihine onurla işlenen Kobanê savunması, politik islamcı DAİŞ çetelerinin Rojava'da başta Kürt halkından direnişçiler, devrimciler ve komünistler olmak üzere Süryani, Êzidî, Arap, Türkmen ve Ermeni halklarının ortak mücadelesine tanıktır. Yine devrim topraklarında kadın özgürlükçü çizginin sirayet etmiş ruhuna tanıktır.
Halkların özgürce ve eşit koşullarda birlikte yaşaması onurlu bir barış ile sağlanacaktır. Dolayısıyla Rojava Devrimi ve Kuzey ve Doğu Suriye'deki demokratik, halkçı yönetim tüm bölge halkları için kritik önemde ve değerdedir.
Rojava Devrimi’nin korunması için ilan edilen seferberlik duyurusu, Avrupa'da yaşayan Türkiyeli, Kürdistanlı göçmen emekçileri, enternasyonalist devrimcileri de harekete geçmeye çağırıyor. Bugün bölgede on binlerce insan doğrudan faşist sömürgeciliğin sevk ve idaresindeki politik İslamcı çetelerin katliam tehdidi altındadır. Rojava Devriminin kazanımlarının savunulması için bu seferberlik çağrısına kulak vermeliyiz. Avrupa kentlerinin meydanlarını eylem alanına çevirelim!
Rojava devrimini savunmak ve kazanımlarına sahip çıkmak için daha güçlü bir mücadele ile Türkiye ve Kürdistan'daki birleşik devrimimiz için ve tüm Ortadoğu halklarının özgürlüğü için enternasyonal dayanışmamızı yükselteceğiz!”