Bethnahrin Ulusal Konseyi'nden 15 Şubat açıklaması
Bethnahrin Ulusal Konseyi, Önder Apo’nun özgürlüğü ve Mezopotamya halklarının statüsü tanınmadan Ortadoğu'ya demokrasi ve barışın gelemeyeceği vurgusunda bulundu.
Bethnahrin Ulusal Konseyi, Önder Apo’nun özgürlüğü ve Mezopotamya halklarının statüsü tanınmadan Ortadoğu'ya demokrasi ve barışın gelemeyeceği vurgusunda bulundu.
Bethnahrin Ulusal Konseyi (MUB), Önder Apo'ya yönelik gerçekleştirilen 15 Şubat uluslararası komplonun 26’ncı yıl dönümüne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Bethnahrin Ulusal Konseyi adına, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ı özgürlük umutlarıyla selamlıyoruz.
15 Şubat 1999 yılında uluslararası güçlerin bir komplosuyla, Afrika ülkesi Kenya'nın başkentinde Kürt Halk Önderi’nin esir alınmasıyla, halkların özgürlük mücadelesi tasfiye edilmek istendi. Tam 26 yıldır İmralı adasında tek başına bir hücrede özel savaş konseptine karşı halkların ortak yaşam felsefesiyle, barışın gerçekleşmesi için mücadele vermektedir.
Ağır tecrit uygulayan Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin amacı, Sayın Abdullah Öcalan ile halklar arasında var olan güçlü bağları koparmak olduğu için, kendisine karşı özel düşman hukukunu uygulamışlardır. Uygulanan bütün yöntemler dışardaki direniş ve İmralı zindanındaki duruşla, büyük oranda boşa çıkarılmış, Ortadoğu'nun yaşadığı yeni gelişmelerle birlikte çözüm arayışları da gündeme gelmiştir.
Bölgemizdeki sömürgeci, gerici, ırkçı, inkarcı ve soykırımcı statüko ağır darbelerle sarsılarak gücünü kaybetmeye başladığı için, tamamıyla tasfiye olma gerçekliğiyle yüz yüze gelmiştir.
Statükocu güçler demokratik yenilenmeyi, halkların özgürlük taleplerini kabul etmediklerinden dolayı, şiddete dayalı sistemlerini çarpık, soyguncu düzenlerini ve asimilasyoncu, yozlaştırıcı eğitim müfredatlarını, tek tip ulus yaratma stratejilerini sürdürmek istemektedirler. Küresel güçler ile Ortadoğu'daki statükocular arasında alevlenen çelişkiler, kanlı bir çatışmaya zemin oluşturmuştur.
Sayın Abdullah Öcalan ezilen mazlum halklar, emekçiler adına yeni felaketleri önlemek için, büyük bir çabayla yeni bir paradigmayı geliştirmektedir. Halkların demokratik, özgürlükçü özlemlerini seslendiren ve ortak yaşam için bir zemin oluşturan bu düşünce ve çözüm yolları, Ortadoğu barışına hizmet edecektir.
Baas rejiminin Suriye'de yıkılmasıyla etnik, dini inanç ve farklı kimliklerin üzerindeki baskıların azalmasıyla, bölgemizi yeniden inşa etmenin imkanları da güçlenmiştir. Bölgemizdeki bütün ülkelerin kendi ırkçı ve çağdışı anayasalarını tasfiye etme ve halkların yaşamını esas alan yeni toplumsal sözleşmeleri hazırlama zamanı gelmiştir. Bütün kimliklerin, farklılıkların eşit ve özgür bir temelde yaşam güvencesine kavuşmasıyla, savaş ve soykırım tehlikeleri de ortadan kalkacaktır.
Bethnahrin Ulusal Konseyi olarak, Sayın Abdullah Öcalan'ın bu demokratik barışçıl ve ortak yaşam umudunu besleyip, geliştiren çabalarını destekliyoruz. Ayrıca Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüne kavuşması ve barış için geliştirdiği düşüncelerin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik dünya çapında verilen mücadeleyi selamlıyoruz.
Ortadoğu'da statükocu, faşist diktatörlerin yarattıkları cehennemin kapılarını ebediyen kapatıp ve barış kültürünün tohumlarını ekmek için, Türkiye ve Ortadoğu halkları olarak el ele vermeliyiz.
Süryani (Asuri-Keldani-Arami) halkımızın çok değerli dostu ve ortak yaşamın savunucusu Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için dünya kamuoyunu, uluslararası ilgili kurum kuruluşları, Avrupa Birliğini, Birleşmiş Milletleri, Dünya Kiliseler Birliğini, Vatikan'ı harekete geçmeye davet ediyoruz. Öcalan'ın özgürlüğü ve Mezopotamya halkların statüsü tanınmadan, Ortadoğu'ya demokrasi ve barışın gelmesi de mümkün değildir.