Rojava halkıyla dayanışma amacıyla kurulan “hayatta kalanlar kolektifi”nde bir araya 44 kişi, Le Parisien gazetesinde yayınladıkları açık mektupta, Fransa ve uluslararası toplumun işgal karşısındaki pasifliğine tepki gösterdi.

Terörizm mağduru 44 kişi, “Hayatta kalanlar olarak, paha biçilmez bir borcumuzun olduğu bu halkların sürekli bir şekilde yaşadığı saldırılar karşısında sessiz ve duyarsız kalmamız imkansızdır” dedi.

13 Kasım 2015’te Paris’te 130’u aşkın kişinin hayatını kaybettiği katliamda hayatta kalanlar, “Paris’teki saldırılar ardından katillerimize karşı Kürtlerin yanında yer almaktan çekinmeyen Fransa ve uluslararası toplumun pasifliği nedeniyle öfkeliyiz” dedi.

Mektupta, bu pasifliğin yüzlerce DAİŞ’linin cezaevlerinden kaçmasına neden olduğu tepkisi ifade edildi.

Rojava’da savaşan Fransızca dilli kadın ve erkek savaşçılar kolektifi (CCFR) de Liberation gazetesinde yayınladığı mektupta, “Paris, DAİŞ’e karşı sonuna kadar savaşan Kürtleri neden terk etti?” diye sordu.

Mektupta, “Fransızlar, gerçekten bilincinden olmadan bu zaferlerin meyvelerini topladılar. Eğer ülkemiz son bir kaç yıldır kitlesel ölümlere yol açan saldırılara uğramadıysa, bu saldırıların talimatlarına karşı savaşırken şehit düşen 11 bin QSD savaşçısı sayesindedir” denildi.

Rojavalı savaşçılar kolektifi Tük istilasının başından bu yana, Fransız hükümetinin diplomatik bir oyun içerisinde olduğunu belirtirken, “Güçsüzlük ve kadercilik komedisi oynanıyor. Oysa, Amerikan birliklerinin geri çekilmesi öngörülendi. Rojava’da askeri varlık gösteren Fransız hükümeti neden o zaman kendisini dayatan tedbirleri almadı” diye sorguladı.

Bu kolektife göre “Donald Trump’ın öngörülmezliği, Recep Tayyip Erdoğan’ın kana susamışlığı veya Vladimir Putin’in utanmazlığı hiçbir şekilde Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un korkaklığına gerekçe oluşturamaz. Bu ihanet, Fransız hükümetinin bilançosunda silinmez bir leke olarak kalacaktır” dedi.