Almanya'daki Kürtlerin Almanya’daki Merkezi İnsan Hakları Meclisi (Zentralen Menschenrechtsrats der Kurd:innen in Deutschland (ZMRK) Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle Medico International'ın Frankfurt'daki binasında gerçekleştirdiği etkinlikle kuruluşunu ilan etti. 

Etkinlik sırasında Meclis'in projesi ve hedefleri tanıtıldı. Birçok sunum ve selamlama konuşmaları ile böyle bir platforma duyulan ihtiyaca ilişkin çeşitli bilgiler de sunuldu. Moderatörlüğünü ZMRK Koordinasyon Grubu’ndan Alexander-Glasner Hummels yaptığı etkinlik, büyük bir ilgiyle karşılandı.

‘ŞİMDİ KÜRTLERLE KONUŞMA ZAMANI’

Koordinasyon grubundan Gülistan Ateş, açılışını yaptığı etkinlikte ZMRK'nin hedeflerini şöyle açıkladı: "Kürtler Almanya'daki en büyük göçmen topluluklarından biridir; ancak ne resmi olarak tanınmakta ne de toplumsal olarak görünür olmaktadırlar. Bu aynı zamanda ayrımcılığı ve Kürt karşıtı söylemleri yeniden üreten sistemik yapılardan da kaynaklanmaktadır. Kürt toplumunun devlet kurumları tarafından kriminalize edilmesinin son yıllarda ciddi sosyal ve kültürel yansımaları olmuştur. Platformumuz, bu durumdan etkilenenlere ses vermeyi, görünürlük yaratmayı, dayanışmayı büyütmeyi ve bu adaletsizliklerle aktif bir şekilde mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Kürtler hakkında uzun zamandır konuşuluyor; şimdi bizimle konuşma zamanı."

 ‘ALMANYA’DA KÜRTLERE YÖNELİK AYRIMCILIK KURULUŞ İÇİN BİR SİNYAL’

Medico International'dan Anita Starosta da kuruluşu memnuniyetle karşıladı ve güncel gelişmeler ışığında önemini şu ifadelerle vurguladı: "Rojava'da Kürtlere yönelik saldırılar ve Almanya'da devam eden ayrımcılık ZMRK'nın kuruluşunu önemli bir sinyal haline getiriyor."

Filozof Daniel Loick, insan haklarının sadece temel devlet haklarından ibaret olmadığını vurguladı. Loick, "İnsan haklarının ihlaline çoğu zaman devletler neden olmaktadır. Bu nedenle insan hakları mücadelesi devlet yapılarından bağımsız olarak da yürütülmelidir" dedi.

 ‘KÜRTLERİN KRİMİNALİZASYONU KÜRT KARŞITI IRKÇILIĞI ARTTIRDI’

Kürt karşıtı ırkçılık konusuna değinen ZMRK Koordinasyon Grubu’ndan Liza Koç ise; "Almanya'da Kürt Hareketi’nin kriminalize edilmesi derin bir Kürt karşıtı ırkçılık için zemin yarattı. Bu durum özellikle Kürtleri ilerici fikirlerinden ziyade şiddet ya da suçla ilişkilendirmeyi tercih eden medya haberlerinde açıkça görülmektedir. Bu da Kürtlerin bir güvenlik sorunu olarak görülmesini sağlayan bir anlatı yaratıyor" ifadelerini kullandı.

ÖHD’li Avukat Rengin Ergül, Türkiye'deki insan hakları mücadelesinin kökenlerine ışık tutarak; "Kürtlerin sistematik olarak marjinalleştirilmesi, kriminalize edilmesi ve tecrit edilmesi hız kesmeden devam ediyor. Ancak aynı zamanda insan hakları direnişi de gelişmeye ve güçlenmeye devam ediyor" diye konuştu.

 ‘PKK YASAĞI KÜRTLERİ GENEL ŞÜPHE ALTINA ALIYOR’

Avukat Antonia von der Behrens, PKK faaliyetlerine yönelik yasağın kaldırılması için yapılan başvurunun detaylarını aktarırken; "Bu yasak, Kürtlerin kültürel, sosyal veya siyasi faaliyetlerini genel bir şüphe altına almak için bir dayanak olarak kullanılıyor. Yasağın 1993 kararnamesindeki gerekçeleri bugünün dünyasında artık yeri yoktur. Başvuru, yasal bir direniş biçimi ve sorunun görünür kılınmasına yönelik bir adımdır" dedi.

 ‘KRİMİNALİZASYON ALMANYA’DAKİ KÜRTLER İÇİN DEMOKLES’İN KILICI’

ZMRK Koordinasyon Grubu’ndan Dilan Akdoğan, mağdurların bakış açısını ve Almanya'daki deneyimlerini şu ifadelerle anlattı: "Mağdurlar sadece marjinalleşme ve izolasyon duyguları değil, aynı zamanda fiziksel ve psikolojik stres de yaşıyor. Bununla birlikte, pek çok insan Kürt hareketinin uzun direniş geleneğinden güç ve dayanıklılık alıyor. Almanya'daki Kürt yaşamının üzerinde Demokles'in kılıcı gibi kriminalizasyon sallanıyor. Yeniden düşünmek fazlasıyla gerekli. Devletin yorumlama gücünü bir ölçüde elinden almayı başarmak istiyoruz."

Etkinliğe Fırat Er de müziğiyle eşlik etti. 

Ünlü insan hakları avukatı Eren Keskin, bir video mesajıyla ZMRK'nın kuruluşunu kutladı ve ZMRK'nın Almanya'daki Kürtlerin insan hakları için önemli bir ses olacağını vurguladı.