AB yapay zeka alanındaki açığını kapatmaya çalışıyor
Avrupa Birliği (AB), ABD ve Çin’den oldukça geride kaldığı yapay zekâ teknolojilerini geliştirmek amacıyla duyurduğu yeni strateji planıyla açığını kapatmaya çalışıyor.
Avrupa Birliği (AB), ABD ve Çin’den oldukça geride kaldığı yapay zekâ teknolojilerini geliştirmek amacıyla duyurduğu yeni strateji planıyla açığını kapatmaya çalışıyor.
Yapay zekâ teknolojilerinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin’in on milyarlarca yatırım yaptıkları bilinirken, bu alanda Avrupa Birliği (AB) oldukça geride kalıyor. Her yıl binlerce bilişim uzmanı Avrupalı, ABD veya Çinli şirketlerle çalışmak için ülkelerini terk ediyor.
Uzaktan kontrol edilebilir araçlardan yüz tanımaya kadar birçok alanda Avrupa ülkeleri yapay zekada geriden takip ediyor. AB’nin birçok sektörün yanı sıra veri tabanlarının oluşturulması veya 5G gibi alanlarda geride kaldığı bilinen bir diğer gerçek.
Bu açığı kapatmak isteyen AB, yıl sonuna kadar devletlerin yanı sıra konuyla alakalı tüm toplum kesimleriyle görüşerek bir yapay zekâ stratejisi geliştirmeyi hedefliyor.
AŞIRI KONTROLLERDEN ÇEKİNİLİYOR
AB’nin çarşamba günü açıkladığı ‘yapay zekâ stratejisi planının’ hayata geçirilmesi için birçok engelin de aşılması gerekiyor. ABD kaynaklı Google ve Facebook ile Çinli Tencent gibi şirketlerin büyük aşama kaydettikleri yapay zekâ alanında AB ülkelerinin gelişim kaydetmesinin önündeki ‘engellerin’ başında yoğun bürokrasi gösteriliyor.
TEMEL İNSAN HAKLARI İHLALLERİNDEN KORKULUYOR
Ancak ‘engel’ olarak görülen bürokrasinin gerekçeleri de AB yurttaşlarının çekincelerini yansıtıyor. Yapay zekâ teknolojilerinin insanların özel yaşamını ne düzeyde kontrol altına alacağı ve gizlilik ilkesini ne düzeyde itibar edeceği kestirilemiyor.
Bunun yanı sıra günümüzde insan emeğiyle yapılan birçok üretimin yapay zekâ teknolojileri nedeniyle yok olması söz konusu. Bu ise, önümüzdeki on yıllarda hali hazırda zaten küçük bir azınlığın elinde olan ekonomik gücün çok daha sınırlı bir kesimin elinde yoğunlaşmasına yol açacak. Yani yüz milyonlarca insan üretim dışı kalabilecek.
Sağlık alanında geliştirilen ‘yüksek riskli’ yapay zekâ sistemlerinin kontrolünün yanı sıra otomobiller, kozmetikler veya oyuncaklar gibi ürünlerin getireceği riskler dikkate alınmak zorunda.
Öte yandan, örneğin işe alımlarda kullanılan insan kaynakları için geliştirilecek yapay zekâ sistemlerinin ayrımcılığa yol açmasından endişe ediliyor.
‘DOĞRU KULLANIMLA’ ENDİŞELER GİDERİLEBİLECEK Mİ?
Konuya ilişkin açıklama yapan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Bu yeni teknolojilerin kullanımının AB vatandaşlarının güvenine layık olmasını umuyoruz” diye konuştu.
Komisyon Başkan Yardımcısı Margrethe Vestager ise, “Yapay zekâ tek başına ne kötü ne de iyi niyetlidir: Her şey sadece neden ve nasıl kullanıldığıyla ilgili” diyerek, kontrollü kullanımın önemine dikkat çekti.