Türk işgalci ordusunun çeteleri, büyük bir tekniki güçle ve onlarca zırhlı araç desteğiyle savaşçıların cephelerine saldırı düzenledi. Bu saldırıda, Türkistan, Çeçenistan ve DAİŞ kökenli yüzlerce seçkin çete üyesi yer alıyordu. Aynı zamanda, hava saldırıları ve keşif uçaklarının (SİHA) koordinasyonuyla savaşçıların cephelerine yönelik hava saldırıları düzenlendi. Ancak buna rağmen, savaşçılar güçlü bir direniş göstererek Türk işgalci ordusunun çetelerinin saldırılarını püskürttü.
Savaşın sürdüğü alanda, güçler arasında oldukça ciddi bir fark bulunmaktadır. Türk işgalci ordusunun çeteleri ve onların modern teknolojik gücüne karşı, QSD-YPJ savaşçılarının tek bir birliği ya da birkaç küçük birliği bu saldırılara karşılık veriyor. Bir tarafta DAİŞ, Türkistan ve Çeçenistan’dan gelen seçkin çeteler, SMO’ya bağlı gruplar ve modern teknolojilerle donanmış bir güç bulunuyor; diğer tarafta ise QSD-YPJ’nin küçük birlikleri mücadele veriyor. Bu noktada, savaşçılar her koşul ve şart altında, ayrıca Şehit Harûn hava birliğiyle birlikte direnişlerini sürdürüyorlar. Savaşçılar, bu şekilde saldırılara cevap oluyor ve kendilerini savunuyorlar. Ancak buna rağmen, Türk işgalci ordusu ve çeteleri, mevcut güçleriyle istedikleri sonucu elde edemiyorlar ve Tişrîn’de bir adım ilerleyemiyorlar.
TAKTİKSEL ZAFER
Burada kilit rol ve önemi şüphesiz QSD-YPJ savaşçıları ve Minbic Askeri Meclisi’nin savaş stratejisi ve performansı üzerine odaklanmaktadır. Peki, bu strateji nedir? Şimdi bunu söyleyelim. QSD-YPJ savaşçıları ve Minbic Askeri Meclisi, savaş alanında ve çatışmalarda kendi birlikleri arasında büyük bir uyum içinde güçlü bir şekilde ilerliyorlar ve organize oluyorlar. Yer altı tünellerinin ve sahadaki savunma hatlarının profesyonelce kullanılması, savaşçılara ciddi bir avantaj sağlıyor. Bu taktikler sayesinde, Türk işgalci ordusunun çetelerinin QSD ve YPJ savaşçılarının nereden saldırdığını bilemiyorlar ve karşı saldırı gerçekleştiremiyorlar. Türk işgalci çeteleri, bu savunma yöntemlerine karşı panik yaparak, iç hatlarda çözülmeye başlıyor ve dağılmaya başlıyorlar. Bu da QSD ve YPJ savaşçılarına büyük bir taktiksel zafer kazandırıyor.
DİRENİŞ DÜŞMAN ÜZERİNDE BÜYÜK KORKU YARATIYOR
Tişrin direnişçileri, her yönüyle başarı elde ediyor. Burada esas rol, yer altı savunma stratejisi ve yer üstü çatışmalarındaki disiplinli ilerleyişte gizlidir. Savaşçılar, hem tünel savaşlarında hem de yüzeyde etkili bir şekilde savunma yaparak, hem duyarlı hem de güçlü bir şekilde konumlarını güçlendiriyorlar. Hareket kabiliyetleri ve gizlilikleriyle birlikte, savaşçıların disiplini ve koordineli hareket etmeleri, düşman üzerinde büyük bir korku yaratıyor. Bu şekilde, Türk işgalci ordusunun hava saldırıları ve keşif uçakları (SİHA) bile, savaşçılara yaklaşmakta zorlanıyor. 65 gündür, Türk çeteleri savunma hatlarına yaklaşmaya çalıştıysa da, savaşçılar her seferinde onları geri püskürtmeyi başardı. Özellikle son günlerde, düşman çeteleri zırhlı araçlarıyla yolları tıkayıp ilerlemeye çalışsalar da, QSD-YPJ’nin direnişi sonucu geri çekilmek zorunda kaldılar. Tişrîn’deki her cephede, düşman çetelerinin etkisiz hale gelmiş araçları ve tahrip olmuş üsleri görmek mümkün.
SALDIRILARA KARŞI STRATEJİK HAMLELER
Tişrîn direnişindeki savaşçılar, QSD-YPJ’nin savunma hatlarında, düşman çetelerinin saldırılarına karşı mükemmel bir gizlilik ve hazırlık içinde hareket ediyorlar. Savaşçılar, köylerde, kasabalarda ya da yollar boyunca, düşman tarafından kolayca fark edilmemek için her türlü önlemi alıyorlar. Çetelerin, savunma hatlarına saldırı yapmaya çalıştıklarında, geriye çekilmek zorunda kaldıklarını ve her sokakta cesetlerini ile bıraktıkları silahları görmek mümkün.
Bu özel taktikler, düşmanın her hamlesinde başarısız olmasına ve sürekli olarak geri püskürtülmesini sağlıyor. Savaşçılar, sadece savunma değil, aynı zamanda her bir saldırıya karşı stratejik hamleler de yaparak, düşmanı adım adım etkisiz hale getiriyorlar. Bu başarılar, sadece tek bir olayın sonucundan ibaret değil; her zafer, kolektif bir çabanın ve tüm cephelerdeki birleşik mücadelenin bir yansımasıdır. Dolayısıyla, bu başarıları tek bir kıssadan ibaret görmek yanıltıcı olur; her biri, farklı alanlarda ve durumlarda elde edilen ortak bir zaferin ürünüdür.