Raporda, bu ihlallerin bazılarının insanlığa karşı suç teşkil ettiği ve hükümetin, muhalif sesleri susturmak amacıyla sistematik baskı politikaları uyguladığı belirtildi.

Uzmanlar, "Bu ihlaller yaygın, sistematik ve hükümeti eleştiren sivillere yöneliktir" ifadelerini kullandı. 

Raporda, özellikle siyasi gerekçelerle gerçekleştirilen hapis ve zulüm uygulamalarının, insanlığa karşı suç kapsamına girebileceğine dikkat çekildi.

Raporda, Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko'nun iktidarını koruma çabalarının, bu ihlallerin temel nedeni olduğuna işaret edildi. 

Belarus, son 30 yıldır Lukaşenko tarafından yönetiliyor ve 2020 yılında düzenlenen kitlesel hükümet karşıtı gösteriler, güvenlik güçleri tarafından sert bir şekilde bastırılmıştı. 

2024 yılında BM İnsan Hakları Konseyi tarafından kurulan uzmanlar grubuna göre, bu süreçten sonra muhaliflere karşı baskılar daha da yoğunlaştı. 

Uzmanlar, "Siyasi gerekçelerle keyfi tutuklamalar ve gözaltılar, Belarus makamlarının taktiklerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir" değerlendirmesinde bulundu.

Raporda, gözaltına alınan kişilerin düzenli olarak işkenceye maruz kaldığı belirtildi. Tanıklıklara göre, gözaltındaki kadın ve erkeklere dayak, elektrik şoku, tecavüz tehdidi ve psikolojik baskı uygulandı. Özellikle LGBT+ bireylere yönelik "belirgin bir vahşet" sergilendiği kaydedildi.

Mart 2023'te BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği de Belarus makamlarının olası insanlığa karşı suçlar işlemiş olabileceği yönünde uyarıda bulunmuştu. BM uzmanları, Belarus hükümetine insan hakları ihlallerine son verme ve keyfi tutuklanan muhalifleri serbest bırakma çağrısında bulundu.