Hiçbir grubun çoğunluğu elde edememesi sonucunda, modern Fransız tarihinde Ulusal Meclis’in bu denli parçalanmış olması bir ilki ifade ediyor.
Bu durum, Avrupa Birliği'nin ikinci büyük ekonomisi olan Fransa için ciddi bir felç riski oluşturuyor.
Ulusal Meclis şu anda sol koalisyon, Yeni Halk Cephesi (NFP), Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un merkezci müttefikleri ve aşırı sağcı Rassemblement National (RN) partisi arasında bölünmüş durumda.
Sol koalisyonun üç ana partisi - La France insoumise (LFI), Sosyalist Parti ve Europe-Écologie Les Verts (EELV) - başbakan adayı bulmak için görüşmelere başladı.
SOL İTTİFAK MACRON’U UYARDI
Yeni Halk Cephesi, Cumhurbaşkanı Macron'a derhal Yeni Halk Cephesi'ni yeni hükümeti kurmak için görevlendirmesini istedi.
Açıklamada, Macron'un bu çağrıyı görmezden gelmesinin anayasaya ihanet olarak değerlendirileceği ve demokratik bir darbe olarak nitelendirileceği ifade edildi.
Sol ittifakın içinde, seçimlerin önemli adaylarından biri olan ve kendi memleketinde sandalye kazanan eski Sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande da yer alıyor. Hollande, koalisyon içindeki önemli bir oyuncu olarak görülüyor ve Sosyalist partili meslektaşlarına katılmış durumda.
Cumhurbaşkanı Macron, Başbakan Gabriel Attal'ın istifasını kabul etmeyerek günlük işleri yönetmeye devam etmesini istedi. Macron, NATO zirvesi için Washington’a gitmeden önce mevcut hükümetin tüm ayrıcalıklarını korumasına izin verdi. Bu durum, hükümetin Ulusal Meclis'in güvenine sahipmiş gibi önemli kararlar almasına ve ülkeyi yönetmeye devam etmesine olanak tanıyor.
MACRON SÜRECİ ENGELLİYOR
Yeni hükümetin kurulmasına ilişkin müzakereler zorlu geçiyor. Sağda Les Républicains ile cumhurbaşkanlığı kampı arasında ittifak çağrıları artıyor. Ancak bu senaryo, sol ittifakta öfkeye yol açıyor ve sol liderler Macron’u demokratik süreci engellemekle suçluyor.
Tüm bu gergin atmosferde sol koalisyon bir başbakan adayı belirlemeye ve kendi birliğini korumaya çalışyor ancak radikal soldaki LFI’nin lideri Jean Luc Melenchon sol ittifakta da ciddi tepkiye yol açıyor. Anketler de halkın ezici çoğunluğunun Melenchon’un başbakan olmasını istemediğini gösteriyor.
FRANSIZ BASINI NE DİYOR?
Fransız basınının manşetlerinde, hiçbir partinin mecliste çoğunluğa sahip olmadığı düşünüldüğünde zorlu bir süreç olan yeni hükümetin kurulmasına ilişkin müzakereler yer alıyor.
Le Monde'a göre, sağda Les Républicains ile cumhurbaşkanlığı kampı arasında ittifak çağrıları artıyor. Bu senaryo Emmanuel Macron ve Senato Başkanı Gérard Larcher tarafından dile getirilmiş olabilir, ancak şu an için resmi olarak doğrulanmadı.
Komünist gazete L'Humanité, devlet başkanını "Ne RN ne de LFI" diyerek, kendi "yenilgisini inkar etmeye" ve "Yeni Halk Cephesi'nin hükümet etmesini engellemeye" çalıştığını yazdı.
MACRON AŞIRI SAĞLA MI GÖRÜŞÜYOR?
Libération gazetesi, Elysée'nin gayri resmi danışmanlarından Thierry Solère'in, Marine Le Pen ve diğer RN liderleriyle gizli toplantılar düzenlediğini iddia etti. Bu durum, siyasi atmosferi daha da gerginleştirdi. Libération gazetesine göre bunlar "tehlikeli ilişkiler".
Öte yandan sol ittifakın bir çok önemli ismi, Melenchon’dan duyduğu rahatsızlıkları dile getiriyor ve mesafe koymaya çalışıyor.
SOL CEPHEDEN ELEŞTİRİLER: KIRSALI VE İŞÇİ SINIFINI TERK ETTİK
Somme 1. seçim bölgesinde 7 Temmuz Pazar günü Rassemblement national (RN) karşısında zorlukla yeniden seçilen milletvekili François Ruffin, yasama seçimlerinin ikinci turundan önce ayrıldığı siyasi oluşum La France insoumise'e (LFI) eleştirel bir bakış atıyor.
Le Monde gazetesine mülakat veren Ruffin, "Köylerin Fransa'sı ile kulelerin Fransa'sı" arasında bir karşıtlık olmaması çağrısında bulunurken, eski partisini, sadece gençlere ve mahallelere odaklanmak için işçi sınıfı kırsalını ve işçi sınıfı bölgelerini kasten terk etmekle suçluyor.
Seçimlere hızlı bir ittifakla girerek aşırı sağı barajlama başarısı gösterdiklerine dikkat çeken Rufin, seçim sisteminin sunduğu bu avantajın yanıltıcı olabileceğini zira gelen aşırı sağcı dalganın çok güçlü olduğunu belirtti.
Nitekim aşırı sağcı RN ve ittifakları seçimlerde oyların yüzde 44’ünü aldı, diğer bir ifadeyle 10 milyon dolayında kişinin oyunu elde etti.
MUTLAK ÇOĞUNLUK YOK, BELİRSİZLİK SÜRÜYOR
Resmi sonuçlara göre, üç ana blok, Fransa'nın iki yasama meclisinden en güçlüsü olan Ulusal Meclis'te çoğunluğu oluşturmak için gereken 577 sandalyeden 289'unu elde etmekten çok uzakta duruyor.
Yeni Halk Cephesi 180, Emmanuel Macron'un merkezci ittifakı 163 ve Marine Le Pen'in Rassemblement national'ı 143 sandalyeye sahip.
Sol ittifakta La France Insoumise 71, Sosyalist Parti 64 sandalyesi, EELV 33, Fransız Komünist Parti 9 sandalye alırken, son üç sandalyeyi de diğer sol oluşumlar kazandı.
Mevcut durumda koalisyon, azınlık hükümeti ve teknik hükümet gibi üç seçenek öne çıkıyor. Sol, demokratik bir hak olarak hükümeti kurmanın kendi hakkı olduğunu belirtse de Cumhurbaşkanı’nın yasal olarak solu görevlendirmeye zorlayan bir durum yok.
Emmanuel Macron'un cumhurbaşkanlığı görev süresinin dolmasına daha üç yıl var. Anayasa’da hükümet kurmak için de belirli bir süre bulunmuyor. Siyasi belirsizlik sürüyor.