2024 Ekim ayından bu yana Önder Apo’nun umut hakkı ve fiziki özgürlüğüne dair tartışmalar devam ediyor. Özellikle 15 Şubat Uluslararası Komplo’nun yıl dönümünde taleplerin çok daha yüksek sesle dile getirilmesi bekleniyor. “Önder Apo’ya Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm” hamlesi kapsamında, 15 Şubat’ta Fransa’nın Strasbourg kentinde merkezi bir yürüyüş ve miting düzenlenecek. Avrupa’nın dört bir yanından Kürdistanlılar ve dostları, bu eyleme katılacak.
Miting Tertip Komitesi’nden Nilüfer Koç, eyleme ilişkin sorularımızı yanıtladı.
15 Şubat Komplosu’nun 26’ncı yıl dönümüne nasıl bir siyasi atmosferde gidiyoruz? İçinden geçilen bu süreci nasıl değerlendirirsiniz?
Öncelikle 15 Şubat Komplosu’nu gerçekleştirenleri lanetliyorum. Komplonun amacına ulaşmaması için “Güneşimizi Karartamazsınız” diyerek bedenlerini ateşe veren tüm şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Komplonun 26’ncı yılına girerken, bu mücadele artık Kürdistan’ı aşarak, dostlarımızın öncülüğünde tüm dünyaya yayıldı. Önder Apo’nun adı, ABD’den Bangladeş’e, Kolombiya’dan Afrika’ya, oradan Avusturalya’ya kadar dünyanın dört bir yanına yayıldı. Bu, Kürtleri bir nevi İmralı sistemi ile tecrit altına alma politikasının da kırıldığının göstergesi. Önder Apo’nun 26 yıldır İmralı’da sürdürdüğü direnişin öncülüğünde Kürtler tecrit konumundan çıktı. Önder Apo, Kürt halkını 21’inci yüzyıla hazır hale getirdi. Bu yüzyılda, kapitalist sistemin neden olduğu tüm soykırımlar, savaşlar ve acılara rağmen Önder Apo, bir güneş gibi Kürdistan’ın her tarafını aydınlattı.
‘ÖNDER APO KÜRTLERİ YENİ YÜZYILA HAZIRLADI’
Peki, 15 Şubat neden önemli?
Çünkü 13 Şubat’ta Şêx Saîd öncülüğünde Pîran İsyanı başlamıştı. 100 yıl önce büyük bir direniş Kürdistan’da gerçekleşti ve 29 Haziran’da Şex Saîd ve arkadaşlarının idamı ile sonuçlandırıldı. Aynı şekilde Önder Apo, 15 Şubat’ta komplo ile Türkiye’ye teslim edildi ve 29 Haziran 1999’da Şêx Saîd’in idam edildiği günde Önder Apo’ya idam cezası verildi. Fakat Önder Apo, İmralı’da yüz yıllık katliam ve soykırım sistemini de parçaladı. Bu 26 yıllık mücadele, tarihle hesaplaşmanın da süreci oldu. Şu anda dikkat ederseniz, 100 yıl önce Kürt soykırımı üzerine inşa edilen devletler yıkılıyor. Irak yıkıldı, Suriye yıkıldı, rejimler devrildi; şimdi sıra Türkiye ve İran’a gelmiş bulunmakta. Kürtlerin isyancı ve direnişçi damarını çağ ile buluşturan, çağa hazır hale getiren Önder Apo oldu. Yani, Kürtlerin çağı noktasına geldik. Şimdi yolun sonuna gelindi bu noktada.
‘KÜRT ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ HER YÖNÜYLE GELİŞİYOR’
Neden yolun sonu?
Çünkü bu 26 yıl içinde Türkiye her boyutuyla kaybetti. Özellikle AKP'nin iktidara gelişiyle birlikte ekonomik, kültürel, sosyal vb. birçok anlamda kaybetti. Anti-Kürt politikası pahalıya patladı ve kendi toplumuna zarar veren bir noktaya geldi. Uluslararası siyasette de kaybetti. Türkiye artık dengelerin dışına itilen ve ciddiye alınmayan bir ülke haline geldi. Sadece susturulması için muhatap alınan bir devlet konumuna geldi. Hegemonya peşine koşan güçler ise, hegemonya inşasında ihtiyaç duydukları finansal kaynaklar için yeni enerji hatlarını çizdi. Türkiye bunun da dışında bırakıldı.
Yani, 100 yıllık jeopolitik konumunu da kaybetti. Diğer taraftan, Tayyip Erdoğan’ın iktidara getirilmesiyle Türk-İslam sentezini öne çıkaran siyaset de şu anda kaybediyor. İslamiyeti istismar eden politika da iflas etti. Bu yüzden “kral çıplak” demek Türkiye için uygundur. Ordusu da sonuç alamıyor. Çok ileri teknoloji kullanmasına rağmen kahraman gerillamız karşısında yürüttüğü savaşta da büyük bir yenilgi aldı. Yıllardır Kürdistan'ın Zap, Metîna, Avaşîn gibi bölgelerine yerleşmeye çalıştı ancak bunu da başaramadı.
Şimdi soru şu; Türkiye'nin başka ne seçeneği var? Ortadoğu denklemine baktığımızda sürekli kazanan ve büyüyen bir güç var. Önder Apo öncülüğünde gelişen Kürt Özgürlük Mücadelesi her yönüyle gelişiyor. Kürtlerin seçenekleri fazlasıyla var. Suriye’den sonra bölgenin dizaynı devam ederken Kürtlerin rolü çok daha kritik hale gelecek. İki kilit devlet kaldı; biri Türkiye, diğeri de İran. Bir yandan içten bir sıkıştırma var; kadınların, Alevilerin, özgürlük ve demokrasi arayışı var. Bu noktada en örgütlü demokrasi mücadelesini ortaya koyan Kürtlerdir. Artık bu susturulamayacak. Çünkü tüm her şey denendi.
‘ÖNDER APO ÇÖZÜMÜN ANAHTARINI SUNUYOR’
Peki bu tıkanıklık nasıl aşılacak?
Türk devleti, bu kaos aralığından Kürtler faydalanabilir diye telaşlanmış durumda. Önder Apo ise, 32 yıldır söylediği gibi, bir kez daha çözümün anahtarını sunuyor. Önder Apo, Türk devletine “İkimiz de kazanabiliriz” diyor. “Kürtlere yaptığın haksızlıktır, bunu düzeltmek için demokrasi şarttır” diyor. Bu tıkanıklığın aşılması için, Önder Apo’nun 7 maddelik çerçevesi kabul edilmeli ve herkesin kazanması sağlanmalı.
Peki bu noktaya gelirken Önder Apo’ya Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm hamlesi önemli bir rol oynadı ve hamle kapsamında 15 Şubat’ta Strasbourg’da bir eylem gerçekleştirilecek. Bu eylem neden önemli?
Önemli olmaktan ziyade belirleyici olduğunu düşünüyorum. Bu yıl 15 Şubat’ta sokaklara inmek belirleyici olacak. Önder Apo’nun çözüm için anahtar rolde olduğunu göstermek için çok önemli. Şu anda tarihi bir dönemden geçiyoruz. İşte bu 15 Şubat, geçen yılkine benzemiyor. Önder Apo’nun 7 maddelik çerçevesinin uygulanması için, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü esas almalıyız. Önder Apo, “sorunu hukuk ve siyaset zemininde çözebilirim” diyor. Önder Apo, Kürt sorunu üzerinden Tüm Türkiye ve Ortadoğu’ya yayılacak bir demokratikleşme ve çözümden bahsediyor. Türkiye bunu kabul ederse, büyük kazanacak, etmezse büyük kaybedecek.
‘BU 15 ŞUBAT DİĞER YILLARDAN FARKLI’
Böyle bir atmosferde Strasbourg’da yapılacak eylemin önemine dair ne söylemek istersiniz?
Bu yıl Strasbourg'ta eylem yapmamızın nedeni, Kürt sorununun inşasında uluslararası güçlerin de oynadığı roldür. Özellikle son 26 yıldır AİHM, CPT gibi kurumlar üzerinden İmralı işkence ve soykırım sistemi sürdürüldü. 15 Şubat’ta bunun da hesabını soracağız. “Son 26 yılda Kürtlere dönük adaletsizlikte ısrar ettiniz, bundan sonra nasıl sürdüreceksiniz” diyerek hesap soracağız. Türkiye’ye umut hakkı için verilen 1 yıllık süreye ilişkin de “Bir yıl bekleme, hemen harekete geç” diyeceğiz. Kürtlerin bu eylemlere kitlesel olarak katılması, siyaseten de dikkate alınacak bir durum. Yani ne kadar büyük katılırsak sesimiz o kadar daha gür çıkacak. Bu yüzden herkesin katılması gerekiyor. Herkes 15 Şubat’ta işini gücünü bırakmalı, Strasbourg’da saat 10:00’da başlayacak merkezi yürüyüş ve mitinge katılmalı.
‘KÜRT HALKI HAKARETLERE KARŞI ÇOK ÖFKELİ’
Siz aynı zamanda bölgeleri geziyorsunuz. Bu bölgelerde halkın bu sürece dair tutumu nasıl?
Halkta büyük bir heyecan var. Aynı zamanda özel savaş politikalarına dönük de büyük bir öfke var. Özel savaş dahilinde çok saldırganlar ve hakaretlerde bulunuluyor. Kürtlerde buna karşı bir öfke var. Ağza alınmayacak sözler kullanılıyor Kürtlere karşı. Bizim siyasi bir terbiyemiz var, kültürümüz var. Biz en fazla eleştiri yaparız ama karşı tarafta bir aşağılama, bir hakaret söz konusu. Bizim de bir ulusal gururumuz var. Bizi eleştirebilirsiniz ama hakaret edemezsiniz. Buna karşı da Strasbourg’da “Ne senin küfrün ne senin hakaretin bizi kıramaz” diyeceğiz. Bunların hepsinin bizi kırmak için yapıldığını biliyoruz. Aynı zamanda Tişrîn’de, Qereqozax’ta gerçekleştirdiği katliamların hesabını soracağız. “Tişrîn Barajı’ndaki saldırılar üzerinden bizi teslim alamazsın. Önder Apo üzerinde de baskı oluşturamazsın. Biz buna göz yummayız” diyeceğiz. Avrupa'ya da tüm bunlara seyirci kalamayacağını hatırlatacağız. Bu yıl herkesin Strasbourg’da olması gerekiyor.
‘15 ŞUBAT’TA ÖNDER APO’DAN MESAJ GELİRSE ETKİSİ BAMBAŞKA OLUR’
Kamuoyunda Önder Apo’dan bir mesaj gelip gelmeyeceği tartışılıyor. Bunun yarattığı bir heyecan da var sanırım, ne dersiniz?
Evet, bunları da tartıştık elbette. Kamuoyunda öyle bir gündem var. Olur mu, olmaz mı; onu bilemeyiz. Çünkü bizim karşımızda çok farklı bir devlet var. Kürtlerin mutluluğunu, mutlu olmasını istemeyen bir devlet var. Önder Apo'dan küçük bir selam çok mutlu ediyor herkesi; 50 milyon insanı ve dostlarımızı da. Fakat biz siyasetimizi hiçbir zaman “Türk devleti ne yapar” üzerinden yapmadık. 15 Şubat'ta Önder Apo'dan mesaj gelirse, tabii ki bambaşka bir etkisi olur. Ama gelmezse de Önder Apo’nun 7 maddelik görüşleri zaten bir selamdır. Bütün bunlar zaten halihazırda büyük bir heyecan yaratmış durumda. Tabii öyle bir mesaj olursa, dünya sallanır diye düşünüyorum. Olmazsa da Türk devletinden hesap sorarız. Bu kez hesap sormaya dönüşür eylemimiz. Her iki duruma da kendimizi hazırladık.
BU YIL 15 ŞUBAT’IN MESAJI, ‘ÖNDER APO’YU İMRALI’DAN ÇIKARACAĞIZ’
Son bir çağrınız olacak mı Strasbourg’daki 15 Şubat eylemi için?
Önder Apo'yu fiziki olarak özgürleştirmenin tam zamanına girdik. Tam zamanındayız. Çünkü Ortadoğu'daki değişimler Kürt halkını bir noktaya getirdi. Önderlik de bu kilitle bütün sorunları çözmek istiyor. Bizim de görevimiz, Önder Apo'yu İmralı'dan çıkarmaktır. Bu yılki 15 Şubat’ın mesajı budur; “Önder Apo’yu İmralı’dan çıkaracağız.”