Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Kandıra 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde işkenceye uğrayan Hasbi Aydemir ve Ramazan Benice dair İHD’de basın toplantısı düzenledi.
Müvekkili Aydemir’in 6 Şubat’ta işkenceye uğradığına dair duyum aldığını ve durumu öğrenmek üzere ailelerle ve cezaevi ile de görüştüklerini paylaşan Zeynep Ceren Boztoprak, ayrıca Benice’nin de işkenceye uğradığını öğrendiklerini söyledi.

'BAĞLAYIP BOĞMAYA ÇALIŞTILAR'

Boztoprak, “Cezaevi kütüphane görevlisi Benice’ye bir kitabın kapağının değiştirildiğine dair soru soruyor. Benice böyle bir şey yapmadığını söylüyor. Bir gardiyan bu tartışmaya dahil oluyor. Sonrasında ise gardiyan Benice’ye bağırmaya başlıyor. Ardından cezaevinde kendilerine ‘A Takımı’ denilen bir grup gardiyan Benice ve Aydemir’in arkadan kollarını bağlıyor. Ağız ve burunlarını kapatıyor, her iki tutuklu bu şekilde yerlerde sürükleniyor. Aydemir’in bu esnada boğulma tehlikesi geçiriyor. Müvekkilim, ‘eğer birkaç saniye daha nefes alamasaydım ölecektim’ şeklinde paylaşımda bulundu. Ayrıca Benice’de Aydemir’in renginin değiştiğini de gözlemlemiş” dedi.

TEHDİT: ÖLDÜRDÜĞÜMÜZ ÇOK MAHPUS VAR!

İki tutsağın da daha sonra ayrı ayrı süngerli odalara atıldığını ve çoraplarına kadar elbiselerinin çıkarıldığını, yarı çıplak bir şekilde saatlerce burada tutulduğunu dile getiren Boztoprak, daha sonra “A Takımı” olarak belirtilen gardiyan grubunun başındaki kişinin, “Biz, Silivri’den geldik. Bizim öldürdüğümüz çok mahpus var” şeklinde ölüm tehdidinde bulunduğunu kaydetti.
Boztoprak, “‘Sizi de öldüreceğiz. Hepinizi öldüreceğiz’ şeklinde tehditler ve çok ağır küfürler etmişler. Daha sonra ise tutuklular süngerli odada elleri arkadan plastik kelepçe ile bekletilmişler” diye konuştu.

 Cezaevi idaresinin işkenceye uğrayan her iki tutsak hakkında disiplin soruşturması açtığını ve soruşturmanın İnfaz Hakimliği’ne intikal ettiğini de aktaran Boztoprak, “Süngerli oda başlı başına bir işkencedir. Bunu her ne kadar Adalet Bakanlığı kabul etmese de ve mevzuatta yerinin olduğunu söylüyorsa da bu bir işkencedir. Kendileri işkence etmişler ve akabinde ise süngerli odaya atmışlar. Açıkça saldırmışlar. Öldürmeye teşebbüs etmişler. Buna dair suç duyurusu dilekçemizi hazırladık ve başvuruda bulunacağız” ifadelerini kullandı.
Tutsakların can güvenliklerinden Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ve cezaevi idaresinin sorumlu olduğunu söyleyen Boztoprak, “Tutuklunun can güvenliğinden kısaca devlet sorumludur. Aydemir ve Benice’nin can güvenliğinden devlet sorumludur” diye kaydetti.

CEZAEVİ MÜDÜRÜ: MEVZUATA UYGUN

ÖHD üyesi Elif Taşdöğen, işkenceye dair acil bir şekilde cezaevi idaresi ile görüşme talep ettiklerini ancak idarenin “işlerinin” olduğunu belirterek, görüşmek istemediklerini paylaştı. Israrlı taleplerinin ardından cezaevi müdürü ile görüştüklerini söyleyen Taşdöğen, müdürün durumun yaşandığını kabul ettiğini ancak bunu işkence olarak görmediğini söylediğini belirtti. Müdürün işkenceyi mevzuata uygun bulduğunu ve işkenceyi meşru gösterdiğini belirten Taşdöğen, “Yapılan tam anlamıyla bir işkencedir” dedi.