31 yıl önce katledilen gazeteci Altun mezarı başında anıldı
Türk devletinin desteğindeki Hizbullah tetikçileri tarafından 31 yıl önce Êlih’te katledilen Yeni Ülke Gazetesi muhabiri Cengiz Altun, mezarı başında anıldı.
Türk devletinin desteğindeki Hizbullah tetikçileri tarafından 31 yıl önce Êlih’te katledilen Yeni Ülke Gazetesi muhabiri Cengiz Altun, mezarı başında anıldı.
Gazeteci Cengiz Altun, 24 Şubat 1992'de habere giderken Hizbullah tetikçileri tarafından katledilmişti.
Atun, katledilişinin 31’inc yıldönümünde Çamlıca Mezarlığında bulunan mezarı başında anıldı.
Yapılan anmaya Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG) yöneticileri, üyeleri, birçok gazeteci, Altun’un ailesi, görevleri gasp edilerek yerlerine kayyum atanan Êlih Belediyesi Eşbaşkanları Songül Korkmaz ve Mehmet Demir, Tevgera Jinên Azad (TJA), Barış Anneleri Meclisi, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), HDP, DBP, Yeşil Sol Parti Eşbaşkanları ile yöneticileri katıldı.
Anma saygı duruşu ile başladı. Bir konuşma yapan MEBYA-DER yöneticisi Ekrem Değirmenci, Kürt basının sürekli karanlık göçlerin hedefinde olduğunu hatırlatırken, gazetecilerin devletin gözetiminde katledildiğini söyledi.
DFG Yöneticisi Hakkı Boltan, gazeteci Altun’un evinin önünde katledildiğini belirterek, “Onu öldüren silah, silahı kullanan kişiyle birlikte yakalandı. Ancak bu kişi sadece ruhsatsız silah kullanmaktan gözaltına alındı. Adli Tıpta silahı bunun kullandığı ortaya çıktı. Ancak yine de yargılanmadı. Onu katleden kişi o kadar rahat davranmış ki silahı saklama gereği bile duymadı. Faili beli olayda yargılanan olmadı” şeklinde konuştu.
Boltan, “Nasıl ki 90’lı yıllarda arkadaşlarımız ölümü göze alıp gazeteciliği sürdürmüş ise şimdide arkadaşlarımız tüm baskılara karşın gazetecilikte ısrar ediyor. Ve özgür basın geleneğini sürdürüyor. Cengiz arkadaşın kalemi hiçbir zaman yerde kalmadı ve kalmayacak” diye ekledi.
Konuşmalar ardından mezarlığa karanfil bırakılırken, anma yazar Zübeyir Çelik’in gazeteciler için yazdığı “Nûnerên ronahiyê û şehîdên çapemeniyê” adlı Kürtçe şiirin okunmasıyla son buldu.