‘İnkar ve imha saldırısı altındaki Müslümanlar için direniş de ibadettir’

Ramazan ayının başlaması nedeniyle bir açıklama yapan KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, “Halkımızın mücadelesini bu Ramazan’da daha da yükseltmeye çağırıyoruz. Çünkü inkâr ve imha saldırısı altındaki Müslümanlar için direniş de ibadettir” dedi.

RAMAZAN AYI

Ramazan ayının başlaması nedeniyle KCK Halklar ve İnançlar Komitesi bir açıklama yayınlayarak, mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundu.

“Bu ramazan ayını iyilik yapmaktan doğru olmaktan vazgeçmeyerek oruç tutan başta Kurdistanlı Müslümanlar olmak üzere tüm Müslümanları halkların ve inançların kardeşliği inşasına yönelmelerini bekliyor, halklar arasında birliği güçlendirmeye, küskünlükleri gidermeye, dayanışmayı artırmaya vesile yapmaya çağırıyoruz” denilen açıklamada tüm İslam alemine “halklar arası kardeşlik, birlik ve beraberlik duygularını güçlendirme” çağrısında bulunuldu.

KCK’nin açıklaması şu şekilde:

“Müslüman alemi İslam'ın en önemli gün ve büyük hayırlara vesile olan ibadeti barındıran yeni bir Ramazan ayına girdi. Ortadoğu halkları ve Müslüman toplumlar bu yılki Ramazan orucuna savaş ortamında, büyük soykırım saldırılarıyla karşı karşıya girdiler. Milyonlarca Müslüman büyük acılar yaşayarak, zorluklar çekerek, yıkımlar içinde, soykırım savaşı nedeniyle can kaybı vererek oruç tutacak. Biz bu yılki hayırlı Ramazan ayının Müslüman aleminin yaşadığı sorunlar ve zorluklar üzerine düşünerek çözümler üretmek için yoğunlaşmaya vesile olmasını diliyor, halklar arası kardeşlik, birlik ve beraberlik duygularını güçlendirmeye çağırıyoruz.

 Rojava ve Bakurê Suriye, Başûr, Bakur, Şengal ve Kürtlerin yaşadıkları her yerde TC devletinin Kürt halkına, beşinci ayını geride bırakan İsrail devletinin Hamas saldırıları adı altında Filistin halkına saldırılarının yol açtığı katliam ve trajedilerin ne İslam'la ne Yahudilikle ne de Ortadoğu'nun kadim kültürü ile bir ilişkisi vardır. Ortadoğu toplumları olarak bu saldırganlıklar karşısında tek çaremiz bütün din ve inançların, halkların demokratik, özgür, eşit birliğini ve kardeşliğini büyütmek, Demokratik Ulus inşası için çalışmak olacaktır. Ramazan ayı vesilesiyle başta Müslümanlar olmak üzere tüm inanç sahiplerini, dinin kutsallarını kullanarak, halklara düşmanlık eden, toplumları birbirileriyle savaştırmak isteyen bugünün Firavun ve Nemrutlarına karşı tavır almaya çağırıyoruz. İsrail devleti Filistin halkına Türk devleti de Kürt halkına düşmanlıkta kutsal gün ve aylarda bile sınır tanımamakta, bu kutsal günlerde de kadın, genç, çocuk, yaşlı insanlar katledilmektedir. Bu iki devlet arasında birçok askeri, istihbari, ekonomik ve kültürel içerikli anlaşma ve ortaklıklar vardır. Her iki devlet çıkarları söz konusu olduğunda birbirine karşı Kürt ve Filistin halklarının mağduriyetlerini kullanmaktan da geri durmamaktadır. Bu nedenle bir kez daha hayırlara vesile Ramazan’da, Türkiyeli Müslümanlara ve duyarlı İsrail halkına çağrımız ahlak ve adalet yüklü dinlerimizi istismar eden devlet zihniyetine karşı Demokratik Ulus paradigmasıyla mücadele etmek olduğudur.

Değerli Müslüman halklar!

Kur’an’a göre İslam'ı kullanarak bir halk gerçekliğini inkâr eden saldırılar karşısında direnen bir halkın bütün eylemleri bir oruçtur. Bu emre uyanlar için bağışlayıcılık ve büyük mükafatın olduğu belirtilmiştir. Bu İslami ilkeden ötürü başta Bakur Kürdistandaki halkımız olmak üzere, Müslüman tüm Kürtler için Ramazan daha büyük sorumluluklarla başlamıştır. Kürt halkı da büyük soykırım saldırıları altında olan bir halktır. Dilleri yasaklı, kültürleri asimilasyon saldırıları ile kültür kırımına uğratılıyor. Her gün Kürt halkının evlatları insanlığa sığmayacak biçimde yasaklı silahlarla katledilmektedir. Kürt halkının Önderliği tecrit ve işkence altındadır. Zindanlarda büyük direniş içinde açlık grevlerinde olan Kürt halkı var. Rojava'da, Şengal’de, Başûr'da Kürtlerin yaşadıkları her yerde soykırım saldırıları sürdürülmektedir. Buradan bakıldığında Kürtlerin bu saldırılar karşısında direnişlerinin, eylemlerinin Oruç kadar sevabı vardır. Biz İslam doğruları kadar açık ve görünür olan Türk devlet katliamcılığı, inkarcılığı, işkenceciliği, zorbalığı karşısında halkımızın mücadelesini bu Ramazan’da daha da yükseltmeye çağırıyoruz. Çünkü inkâr ve imha saldırısı altındaki Müslümanlar için direniş de ibadettir.

Bakur halkımız sürecin kendilerine büyük görev ve sorumluklar yüklediği önemli bir mücadele sürecinde Ramazan ayına girmekteler. Özellikle seçim sürecinin Kürtler ve Türkiye halkları açısından önemli bir rolü olacağını Bakur halkımıza hatırlatmak istiyoruz. Topluma gericiliği dayatan, iktidarın siyası çıkarları çerçevesinde rol oynayan İslam karşısında durmanızı, İslam'ın demokratik özünü geliştiren ve yaşatan, demokrasi ve özgürlükten yana olan çevreler için çalışmanızı bekliyoruz. Ahlak ve vicdan sahibi her Müslüman gibi Kürt alim ve seydaları da İslam adını, onun kutsal kitabını kötülüklerine örtü yapan, Müslümanların kutsallarını Müslümanları kandırmak ve katletmek için kullananlara karşı daha güçlü mücadele edeceklerine inanıyoruz. Bu oruç ayının en doğru ve ahlaki tutumunun bu olacağını düşünüyoruz. Özellikle sömürgeci devlet ile en ufak bir ilişki içinde olan, Kürt dilini kullanarak Kürtlere hitap eden Hüda Par gibi kontra güçler karşısında duyarlı olmalarını ve bu güçlerle mücadele içinde olmalarını bekliyoruz. Müslüman inancımıza göre AKP-MHP-Hüda-Par gibi halklar düşmanı, İslam'ı kirleterek kendi çıkarları uğruna kullanan güçlerin, özellikle Kurdistan'da Ramazan'da hayır adı altında dağıtmayı düşündüğü her şeyin haram olduğunu bilerek davranmak gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Bu hırsız, talancı, yalancı münafıkların halka verecekleri her şeyin aslında halktan çalınarak alınmış olduğunu ve bugün seçim kazanmak için halktan çaldıklarını dağıtacaklarını bilmeleri gerekir. Bu anlamıyla gerçek Müslümanlar için bunların sofralarına yaklaşmamak dağıtıklarından almamak gerçek İslami tavır olacaktır. Çünkü hayır dağıtma adı altında yapacakları şey rüşvettir. Rüşvet de en büyük günahtır ve en büyük haramdır. Bu anlamıyla Müslüman Kurdistanlıların harama batmış AKP ve Hüda Par gibi kontra terör güçlerine karşı vicdanlı, ahlaklı, gerçek İslam'ı yaşayan ve koruyan bir tutum göstereceklerine inanıyoruz.

Türk sömürgeciliği ile iş birliği içindeki kurum ve kuruluşlara vereceğiniz fitre ve zekatlarınızın İslam'a göre sevabı olmadığını da hatırlatmak istiyoruz. Çünkü bu kurum ve kuruluşlara verecekleriniz Kürt halkına karşı soykırım araçları olarak kullanılan silahlar biçiminde geri dönecektir. Bu Ramazan vesilesiyle Bakur ve yurt dışındaki Müslüman halkımıza bir diğer çağrımız, Türk diyanetinin camilerine gitmemeleridir. Türk diyanetine bağlı camilerde Kürt halkına dönük, inkâr, yalan, iftira, fitne fesat, katliamlara çağrı, ikiyüzlülükten başka bir şey yoktur. Her gün ulus kimliğinize, dini duygularınıza, vicdani değerlerinize hakaret ederek şahsınızda ayetleri inkâr eden vaazların verildiği o camilere gitmeyin. Namazınızı evlerinizde, mahallenizde, kendi imkanlarınızla hazırlayacağınız mütevazı mescitlerinizde ve münasip mekanlarda kılmanızın daha hayırlı olacağına inanıyoruz.

Başûr halkımız sömürgeci soykırımcı Türk devletinin saldırıları altında bu Ramazan ayına girdi. Türk devleti soykırım siyasetiyle Bakur başta olmak üzere dört parça Kurdistan'daki saldırılarında, Başûr'dan ele geçirdiği ekonomik, askeri ve istihbarat desteğinin önemli bir payı olduğunu bir kez daha Başûr halkımıza hatırlatmak istiyoruz. Kürt düşmanı Türk devleti, Başûr halkımızın maddi değerlerinden, emeklerinden yararlanarak, işbirlikçileri aracılığıyla çaldıklarıyla Başûr'a ve diğer parçalardaki halkımıza işgal amacıyla saldırmaktadır. Bu sömürgeci saldırganlığa karşı yurtseverlik, din, iman, ahlak ve vicdan her zamandan daha örgütlü ve güçlü karşı durmanızı istemektedir. Bu Ramazan'ı büyük bir direnişle TC işgalciliğine karşı durmaya, işgale son verme kararlığına dönüşmesine vesile yapacağınıza inanıyoruz.

Rojhilatê Kurdistan halkımız ikinci yılında süren “Jin Jîyan Azadi” kadın direnişiyle bu yıl Ramazan ayını karşılıyor. Rejimin baskılarının neden olduğu yoğun bir mücadele sürecinin yaşandığı bu dönemde birlik ve beraberlik duygularını daha da büyüterek, özgürlük inancını ve kadın mücadelesini yükselterek direnişlerini sürdürmelerini temenni ediyoruz.

Rojava ile Kuzey ve Doğu Suriye halklarımız bu Ramazan'a faşist soykırımcı TC'nin tehdit ve saldırıları altında giriyor. Bölgedeki halklarımızın bu Ramazan'ı soykırım saldırılarına cevap verecek şekilde geçmiş senelere göre daha fazla mücadele içinde olarak, mücadele etrafında kenetlenerek, toplumsal sözleşmelerini hayata geçirecek inşa çalışmalarında aktif yer alarak, öz savunma temelinde kendilerini güçlü örgütleyerek karşılamalarını bekliyoruz. Bölgede yaşayan Müslüman kesimlerden oluşan halklarımızın Demokratik Ulus bilincini yükseltecek yoğunlaşmalar içerisinde olmaya, örgütlülüklerini ve demokratik sistemlerini geliştirmeye çağırıyoruz.

Değerli Kurdistanlı Müslümanlar,

Bu Ramazan ayını iyilik yapmaktan doğru olmaktan vazgeçmeyerek oruç tutan başta Kurdistanlı Müslümanlar olmak üzere tüm Müslümanları halkların ve inançların kardeşliği inşasına yönelmelerini bekliyor, halklar arasında birliği güçlendirmeye, küskünlükleri gidermeye, dayanışmayı artırmaya vesile yapmaya çağırıyoruz. Başta Kurdistanlı Müslümanlar olmak üzere demokratik tüm Müslümanların, Ramazanlarının hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, oruçlarının, dua ve niyetlerinin kabul görmesini diliyoruz.”