İşte Türk medyasının sefaleti: Dezenformasyon merkezleri

Türk devletinin Efrîn'e başlatmış olduğu işgali meşrulaştırmak için Hatay ve Kilis'te MİT, Özel Harp Dairesi ve havuz medyası tarafından tüm basını kontrol altına alan dezenformasyon merkezleri kuruldu.

Efrîn'e başlattığı işgal saldırısı için basına özel önem veren Türk devleti, algı oluşturmak için de Hatay ve Kilis'te bir ‘basın karargahı’ kurdu. Özyönetim direnişleri döneminde de direnişin sürdüğü kentlerin valiliklerine kurulan "enformasyon merkezi" isimli basın karargahları bu kez Efrîn'e yönelik işgal saldırısı için de kuruldu.

MİT, ÖZEL HARP DAİRESİ VE TÜRK MEDYASI EL ELE

Kilis ve Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) bünyesinde kurulan merkezlerde BYEGM'in elemanlarının yanı sıra, MİT ve Türk Silahlı Kuvvetleri Özel Harp Dairesi ve Türk medyasında çalışan kimi isimler görevlendirildi. Bu merkezlerde işgal saldırısında psikolojik savaş yürütmek için oluşturulan ekipler, operasyon ile ilgili olarak tüm basını enforme ediyor.

'ENFORMASYON MERKEZLERİ'

Kurulan "enformasyon merkezleri" ile ilgili BYEGM'in sitesinde yer alan açıklamada, söz konusu merkezini görevi "kolaylaştırıcı" olarak nitelendirildi ve şu ifadelere yer verildi: "Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Türkiye’nin Suriye sınırında güvenliği sağlamak amacıyla yürütülen faaliyetleri dünya kamuoyuna en doğru şekilde aktarmaya çalışan ulusal ve uluslararası medya mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırmak için Reyhanlı’da bulunan Cilvegözü Gümrük Kapısı’nda basın merkezi kurdu. 19 Ocak Cuma günü konusunun uzmanı personel, Ankara’dan bölgeye gönderildi."

TÜM GÖRÜNTÜ VE FOTOĞRAFLARI KONTROL EDİLİYOR

Ancak alınan bilgilere göre; söz konusu ekipler, bölgeye haber takibi için giden basın mensuplarının çektikleri fotoğraf ve görüntü ile yazdıkları haberleri dahi kontrol ediyor. Basın mensuplarının görüntü, fotoğraf ve haberleri bu merkezlerde kontrol edildikten sonra gazete ve televizyon merkezlerine gönderiliyor. İncelemelerde özellikle "operasyonu olumsuz etkileyebilecek" görüntü ve fotoğrafların yayınlanmasına izin verilmiyor.

AA'NIN 'SAVAŞ MUHABİRLERİ'NDEN 'LOGOSUZ' GÖRÜNTÜ HİZMETİ

Diğer yandan basın mensupları için mizansen çatışma görüntülerinin ve top atışlarının yapıldığı bölgeler oluşturulduğu ve sadece bu noktalarda görüntü ve fotoğraf çekmelerine izin verildiği öğrenildi. Cephelerdeki görüntü ve fotoğraflarının da Anadolu Ajansı'nın (AA) daha önce Ankara'da "Polis Akademisi, TSK, AFAD ile Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı" işbirliğiyle eğittiği "savaş muhabirleri" tarafından bu merkezlere gönderildiği ve diğer basın yayın organlarına logosuz ve olarak servis edildiği öğrenildi. Bu fotoğraf ve görüntülerin söz konusu basın yayın kuruluşları tarafından kendi çektikleri görüntülermiş gibi kullanıldığı belirtildi.

GÖREVLİ İSİMLERDEN BAZILARI

Edinilen bilgilere göre; bu ekiplerde MİT ve TSK Özel Harp Dairesi'nden görevlendirilen kişilerle birlikte, havuz medyasında çalışan Çetiner Çetin ve Yılmaz Bilgen ile birçok isim ve "güvenlik uzmanı" olarak televizyonlara çıkarılan Mete Yarar ile Abdullah Ağar da yer alıyor. Gelen bilgileri "kontrol ve analiz" eden bu kişilerde birçoğu Kuzey Kürdistan'daki "sokağa çıkma yasakları" sürecinde de aktif olarak yer almıştı.

ÖZYÖNETİM DİRENİŞLERİNDE KURULMUŞTU

Sûr, Nisêbîn (Nusaybin), Kerboran (Dargeçit), Cizîr (Cizre) ve Silopiya (Silopi) ilçelerinin bağlı olduğu Amed, Mêrdîn (Mardin) ve Şirnex’te (Şırnak) valilikler bünyesinde, “terörle mücadele konusunda provokasyon ve dezenformasyonu engellemek, kamuoyunu bilgilendirme noktasında geleneksel medya ve sosyal medyanın kullanımını düzenlenmesi” amacıyla kurulmuştu.

BİNALİ YILDIRIM HABER SİPARİŞLERİNİ VERMİŞTİ

Türk Başbakanı Binali Yıldırım operasyonun ilk günü medya temsilcilerini İstanbul’da toplayarak 15 maddeyle Efrîn'i işgal saldırısı konusunda yapılacak haberlerin siparişini vermişti. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal ve Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay’ın da katıldığı toplantıda, Yıldırım’ın, “DAEŞ deyin, sivil kayıpları, protestoları görmeyin, şehit haberlerini vermeyin, herkesten görüş almayın” dediği ve basının haberlerinde "milli menfaatleri ön plana koymalarını" söylediği ortaya çıkmıştı.