İTÜ, büyük yıkıma yol açan nedenleri açıkladı

İTÜ depreme ilişkin yayınladığı raporda, yıkıma yol açan uygulama ve politikalara dikkat çekti.

Mereş merkezli yaşanan iki büyük depremin ardından deprem bölgesi ile ilgili İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) hazırladığı ön inceleme raporu yazılı olarak yayımlandı. İTÜ, rapor için depremden hemen sonra inşaat mühendisliği, jeoloji mühendisliği, jeofizik mühendisliği ve mimarlık gibi alanlardan oluşan uzman ekiplerinin kurulduğunu ve bölgede incelemelerde bulunduğunu belirtti.

EN BELİRGİN YIKIM NEDENLERİ

Yıkılan binaların enkaz haline gelmesinde birçok etken olduğunun ifade edildiği raporda, “Binaların yaşı, temellerin oturduğu zeminlerin taşıma kapasitelerinin düşük olması, inşaatlarda kullanılan malzeme kalitesinin, kolonlar ve kirişlerin en kesit boyutlarının ve donatı miktarlarının yetersizliği, inşa edildiği yıllarda yürürlükte olan yönetmeliklere uygun olarak taşıyıcı sistem elemanlarının inşa edilmemiş olmaları, diğer yapım kusurları ile bitişik nizamda inşa edilen binaların kat seviyelerinin farklı olmaları gibi hususlar en belirgin yıkım nedenleri olarak görülmüştür” denildi.

Hatay ve Sermûr Sergolan gibi bölgelerde zemin sıvılaşmasına değinilen raporda, “Zemin sıvılaşmasının etkisiyle binaların temel sistemi özelliklerine bağlı zemine batarak ya binanın tamamı yana yatarak ya da kısmen sıvılaşan zemine batarak eğik vaziyette göçtüğü de görülmüştür. Bu depremler sonucunda, betonarme binalar gibi tüm yapıların yönetmeliklere uygun olarak zemin kapasiteleri yüksek olan bölgelerde projelerine azami ölçüde uygun olarak inşa edilen hastaneler ile bazı kamu binaları, böylesine şiddetli depremler sonucunda binalarda oluşabilecek yapısal hasarların çok sınırlı ölçülerde kalabileceğini bir defa daha göstermiştir” diye belirtildi.

İTÜ’nün önerilerinin belirtildiği raporda, şöyle denildi:

"Bilimsel temele dayanmayan imar affı, imar barışı gibi mühendislik hizmeti almamış, sağlıksız ve güvensiz yapı stokunu yasallaştıran düzenlemelere son verilmeli, doğal eşikler yeniden yapılanma sürecinde esas alınmalı, yeni planlama sürecinde kültür varlıkları hariç bu alanlarda yapılaşmalara izin verilmemelidir.”