GÖRÜNTÜLÜ

Özgür Özel: Yasal düzenlemelerin tamamı yapılmalı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanları ile görüşme ardından yaptığı açıklamada bir demokrasi paketi hazırlamakta olduklarını belirterek, özgürlük ve eşitlik için tüm yasal düzenlemeleri yapmaya çağırdı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti’nde yer alan Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile bir araya geldi. 

Görüşme CHP Genel Merkezi’nde gerçekleşti. Ziyaret sırasında DEM Parti heyeti, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Örgütlemeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin tarafından karşılandı. 

DEM Partililer, daha sonra Özel’in bulunduğu kata çıkarak toplantı salonuna geçti. Toplantı sonrası ortak bir açıklama yapıldı. 

‘OLDUKÇA VERİMLİ BİR GÖRÜŞME’

Tülay Hatimoğulları, "Bugün oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik.” dedi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı,  “Hem Türkiye'deki gelişmeleri ve Suriye'de Alevilere yönelik gerçekleşen katliamları ve bunlara yönelik nasıl önlemler alınabileceğine yönelik değerlendirmelerimiz oldu.” diye ekledi. 

“Sayın Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla ilgili kendilerini bilgilendirdik.” diyen Tülay Hatimoğulları şöyle devam etti: “Ve bizlerin özellikle bahsini ettiğimiz gündemlerle ilgili, özellikle de Sayın Öcalan'ın yapmış olduğu çağrıyla ilgili bilgilendirme ve birlikte değerlendirme mahiyetinde bir dizi görüşmeler başlatmış olduk. Sabah EMEP'i ziyaret etti. Bugün CHP'yi ziyaret ettik. Bu görüşmelerimiz devam edecek." 

ÇAĞRININ TEK BİR MUHATABI YOK

Önder Apo’nun 27 Şubat’ta yaptığı çağrısı üzerine görüşmelere başladıklarını hatırlatan ve görüşmelerinin süreceğini söyleyen Tülay Hatimoğulları, şöyle konuştu:

"1 Ekim'den bu yana Sayın Bahçeli'nin de grup toplantılarında dile getirdiği; Kürt sorununun çözümüne dair ve PKK'nin silah bırakmasına dair çeşitli diyalog süreçleri mevcuttu. Bu diyalog süreçlerinde yepyeni bir sayfa açıldı. Bu sayfa İmralı'dan gelen çağrıyla birlikte açıldı. Barış ve Demokratik Toplum çağrısıyla birlikte yepyeni bir sayfa açıldı. Çağrının ana teması, Kürt sorununun çatışma ve şiddetten arındırılarak, yasal, siyasi ve demokratik bir zeminde çözümüne dair ipuçları veriyor. Bu çağrının muhatabı bir yandan Sayın Öcalan'ın kendi örgütüdür, öte yandan Türkiye'deki bütün siyasal ve toplumsal dinamikler, iktidarı ve muhalefetiyle birlikte tüm siyasi partiler, aynı zamanda devletin kendisidir. Bu sürecin özellikle yasal ve hukuki zemine kavuşması için elbette kimi ortamların hazırlanması çok kıymetli ve önemli olacaktır. 

‘ÇATIŞMASIZLIK SÜRECİ ÇOK KIYMETLİ’

Sayın Özel ve heyetiyle birlikte bunları da istişare ettik. Parlamentonun süreçte üstleneceği rolün toplumsal barışa ne kadar büyük bir katkı sağlayacağının altını çizmek istiyorum. Bu çağrının karşılık bulmasının zeminin güçlendirilmesi bakımından bir çatışmasızlık sürecinin başlaması çok kıymetli olacak. Sayın Öcalan, PKK'ye kendini feshetmesiyle ilgili çağrı yaptı. PKK de olumlu yönde karşılık verdi. Koşulların hazırlanmasıyla birlikte, kendi kongrelerini toplayabilecekleri bir zeminin oluşmasıyla birlikte bu süreci başlatacaklarına dair bilgi vermişlerdi. Çatışmasızlık sürecinin özellikle altını çizmek istiyorum. Çünkü bu fesih sürecinin gerçekleşebilmesi, bu demokratik dönüşümün gerçekleşebilmesinin zeminin güçlü bir biçimde hazırlanması gerekiyor."

‘SÜREÇ ÇOK ÖNEMLİ, HEBA EDİLMEMELİ’

Tülay Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:  "Çatışmasızlık sürecinin başlaması önemli. İkinci konu, başta bu görüşmeler olmak üzere bundan sonra parlamento zemininde atılacak adımların önemi. Yani bu süreçte bir yasallığın başlaması çok önemli. Bahsini ettiğim görüşmeler bunun içindedir. Sürecinin gerçekleşebilmesi, bu demokratik dönüşümün gerçekleşebilmesinin zeminin güçlü bir biçimde hazırlanması gerekiyor. Anamuhalefet partisi başta olmak üzere diğer muhalefetin bu konuda bugüne kadar verdiği olumlu mesajlar çok kıymetli. Bu süreç çok önemli bir süreç. Barış sürecinin, bu girişimlerin hiçbir şekilde heba edilmemesi çok kıymetli. O nedenle herkesim tarafından bu sürecin sahiplenilmesi ve bu çorbada herkesin emeğinin ve tuzunun olması çok önemli. Bu anlamıyla elbette devlete ve iktidara çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir."

‘CHP DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ HAZIRLIYOR’

Tülay Hatimoğulları, "Bugün CHP'nin bu görüşmemizde Kürt sorununun çözümünü içeren demokratikleşme paketi hazırlıkları ile ilgili bizleri bilgilendirdiler. Ben bu kıymetli çalışma ve hazırlık için yine kendilerine teşekkürlerimizi sunuyorum. Çok önemli bir şey. Bu dönem, meclisin, siyasetin ve bütün demokratik zeminin inisiyatif alması gereken bir dönem." diye belirtti. 

Tülay Hatimoğulları, son olarak Suriye'de Alevilere dönük katliamlara tepki gösterdi.

ÖZEL: MİLLETİN VERDİĞİ GÖREV SÜRECE KATKI SAĞLAMAKTIR

Özgür Özel’in konuşmasında ise şunlar öne çıktı:

"Gruplarımız halkın sorunlarını çözmek üzere halktan yetki istediler. Halkın verdiği yetki de bu yöndedir. Çatışmalı bir süreç terk edilecekse, terör örgütü silahlarını bırakacaksa, kendisini lağvedecekse, artık hiçbir ana ağlamayacaksa, şehitler gelmeyecekse, Türk'ün ve Kürt'ün annesi ağlamayacaksa, kan duracaksa, yetimler olmayacaksa, milletin verdiği görev bu sürece katkı sağlamaktır."

"Zaten eğer milletvekili olup, milletten bu yetkiyi alıp da böyle bir sürece ne olursa olsun karşı olmak demek, akan kan ve gözyaşının devam etmesine, 'benim bir çözümüm yok, ben orada yokum' demektir. Biz bu siyasetin insanları değiliz." 

‘GAYRET SARF EDECEĞİZ’

"Bu sorunun çözülmesi için gayret sarf edeceğiz. Zemin neresidir? Zemin parlamentodur. Bu konuda geçtiğimiz hafta grup toplantısında da Sayın Numan  Kurtulmuş’a inisiyatif alması noktasında bir çağrıda da bulunmuştum. Bunu da tekrar etmek isterim.”

YASAL DÜZENLEMELERİN TAMAMI YAPILMALI

“Parlamentoda bu sorunla ilgili çalışmalar başladığında biz kendi görevimizi yerine getirmiş, milletin bize verdiği görevi yerine getirmiş bir biçimde orada olacağız. Bunu da önümüzdeki süreç içerisinde parlamentodaki muhataplarımızla da paylaşacağız. Bizim hedefimiz hem Kürtler hem Türkler hem Aleviler hem Sünniler... etnik kimliği ya da inancı ne olursa olsun herkes için tam demokrasi tam özgürlük ve herkesin kendisini eşit gördüğü bir toplum. Bunun için yapılması gereken yasal düzenlemelerin tamamının yapılması gerekiyor. Burada meseleyi ikiye ayırmak lazım. Bir eksik olan ve yapılması gereken yeni yasal düzenlemeler var. İkincisi mevcut yasaların adil ve demokratik uygulanması, kötüye kullanılmaması var. Bununla ilgili adımlar kararlılıkla atılması gerekiyor. Buradan kim karlı çıkacak? Buradan bir bütün olarak Türkiye karlı çıkacak. Bu işi bir siyasi partinin karına ya da zararına, siyasi ikbal hedeflerine, bir takım ufak hesaplara alet edersek hepimiz kaybederiz."

‘ÇÖZÜM MECLİS ZEMİNİNDE OLMALI’

“(...) Ülkeyi yöneten iktidar partisi özellikle AKP, Cumhuriyet Halk Partisi’ni, muhalefeti dışlayarak ve onların görüşlerini değersizleştirerek yol alma niyetindeler. Buradan bir kez daha uyarıyorum ki kaybederiz, bütün Türkiye kaybeder. Eğer 2013-2015 süreci olması gerektiği gibi yönetilseydi o günden bugüne akan gözyaşı ve kan akmayacaktı. Bu kadar yuvaya ateş; evladın, eşin, annenin, babanın yüreğine ateş düşmeyecekti. O yüzden geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarmak gerekir. Türkiye Büyük Millet Meclisi dışında oluşturulan zeminlerde bir çözüm arayışı doğru bir arayış olmaz." 

‘DEMOKRATİKLEŞME PAKETİMİZ VAR’

"Bizim 7-8 başlık ve ana tema üzerinde çalıştığımız, çok sayıda kanunda ve 20’den fazla kısımda çalışmalarını yaptığımız bir demokratikleşme paketi var. Bu paketin hayata geçmesi durumunda Kürt sorununda da çok önemli bir ilerlemenin kaydedileceği, hele hele Türkiye’nin dünyadaki algısı, ekonomisine yapacağı katkılar, şu anda en gerilerde olduğumuz endekslerde bizi çok daha ileriye götürecek, Türkiye’yi demokratikleşme üzerinde yeniden bir kalkınma sürecine sokacak bir süreçten kimse mahrum kalmayacak. Ama bunlar reddedilir ve yapılmazsa sorunun çözümü mümkün olmayacak. Çünkü demokratikleşme içermeyen hiçbir çözüm kalıcı olmuyor. Ama Türkiye’de kimse bundan karlı çıkmayacak.”

‘TEK ÖNERİMİZ: DEMOKRASİ’

“Biz kendi iktidarımıza bunu adreslemeyi, bu sürece katkı sunmamayı da doğru bir yaklaşım olarak görmüyoruz. Biz dışlanırsak, süreç baltalanırsa, bu sorun bu dönemde çözülmezse; Adalet ve Kalkınma Partisi, parti çıkarları için, kişisel çıkarları için bunu heba etmiş bir siyasi hareket olarak tarihin sayfalarındaki yerini alır. Türkiye de önüne bakar. Türkiye’nin önüne bakacağı süreci beklemek yerine bugün ortaya çıkabilecek bu süreci hep birlikte sahiplenmek gerekiyor. Bunun için 3 önerimiz var; Demokrasi, demokrasi, demokrasi. Bunun dışında bir önerimiz yoktur.”

BAKIRHAN: QSD KENDİSİ İLE İLGİLİ KARAR ALIR

Basın toplantısında gazetecilerin sorularına da yanıt verildi. Özellikle Önder Apo’nun çağrısının Demokratik Suriye Güçleri’ni (QSD) kapsayıp kapsamadığı soruldu. 

Tuncer Bakırhan şöyle yanıt verdi: “QSD ile ilgili bir meselenin zaten biz muhatabı olamayız. QSD, Suriye’de kurulmuş ve Suriye denklemi içerisinde örgütlü bir yapı. Yaklaşık 12 yıldır orada diğer halklar ve inançlarla birlikte bir yönetim var. Dolayısıyla QSD’nin silah bırakmasına DEM Parti’nin söyleyecek hiçbir şeyi yok. Çağrının kimi kapsadığını zaten yapılan açıklamada net bir şekilde görüyoruz. Dolayısıyla bunlar önemli sorular ama 50 yıllık silah ve çatışmayı ortadan kaldıracak bir süreci tartışmak, ona yoğunlaşmak, Türkiye’de Sayın Genel Başkan Özgür Özel’in söylediği gibi tekrar hiçbir karış toprağına cansız bedenlerin gitmemesi için uğraşmak en doğrusudur. QSD kendisi ile ilgili karar alır, kendisini bağımsız bir siyasi oluşum olarak değerlendiriyor. Kendisini bağımsız olarak değerlendiren siyasi bir zemine bizim bir şey dememiz doğru değil.”